20. Hukuk Dairesi 2018/4903 E. , 2018/7332 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 13/11/2018 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden davalı ... vekili Av. ... ve davalı ... vekili Av. ... geldi, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Daha sonra dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı dava dilekçesi ile...ili, ilçesi, 12431 parsel sayılı taşınmaz üzerinde kat irtifakı hakkı onaylı mimarı projesine göre yirmi bağımsız bölümlü ana yapıda şahsına ait 391/600 arsa paylı on üç adet kat irtifakı hakkı, davalı hak sahiplerine ait 209/600 arsa paylı yedi adet kat irtifakı hakkı bulunmakta olduğunu, kat irtifakının kurulması esas alınan onaylı mimari projesine göre tamamlanmış ana yapının 1999 yılında yaşanan deprem sonucu tamamen yıkıldığını, deprem sonrası imar mevzuatı ve inşaat durumu itibarıyla dava konusu arsa üzerindeki 4 katlı yapıya izin verilebileceği, bu durumda taşınmazda kat irtifakının kurulması sonrasında paydaşların muvafakatı ile hazırlanıp belediyece onaylanacak mimari projeye uygun 6 katlı yirmi bağımsız bölümlü bir yapının yapılmasına yasal olanak bulunmadığını, bu nedenle kat irtifakının resen kaldırılarak müşterek mülkiyete çevrilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece dava konusu taşınmazın 1999 yılı deprem sonucu ile yıkıldığının bildirildiği, davacının tapuya başvurduğuna dair herhangi bir bilgi ve belge sunmadığı ve somut olayın öncelikle idari yolla çözülebileceği, 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun 49.maddesinin birinci fıkrası gereğince kat irtifakına konu olan arsanın maliki veya ortak malikleri, tapu memuruna verecekleri yazılı bir beyanla kat irtifakına ait sicil kaydını sildirerek bu irtifaka her zaman son verebileceklerini öngörmekte olduğu, arsanın ortak maliklerinin tümünün bir araya gelip yada arsa malikinin başvurusu ile sicil kaydını sildirmek için tapu memuruna gitmeleri ve idari yolla silinmesi olanağı kullanılmadan bedelsiz terkini dava açıldığı gerekçesiyle hukuki yarar yokluğundan HMK"nın 114/1-h gereği davanın usûlden reddine karar verilmiş, hükmün davacı tarafından temyizi üzerine Yargıtay 18. Hukuk Dairesinin 02/03/2016 tarih ve 2015/7929 E. - 2016/3653 K. sayılı kararı ile "6100 sayılı HMK"nın 27. maddesinde, davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. Bu hak; yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini, 317. maddesinde ise, davalıya tebligat yapılması gerektiği, 320/1 maddesinde, mahkeme, mümkün olan hallerde tarafları duruşmaya davet etmeden dosya üzerinden karar verir hükümleri öngörülmüştür. Mahkemece, dosya üzerinden karar verilmişse de varılan sonucun maddenin yanlış yorumlanmasından kaynaklandığı anlaşılmıştır. Öncelikle belirtmek gerekir ki; anılan maddeye göre, duruşma yapmadan karar verilebilmesi için, hukuken bunun mümkün olması gerekir. Başka bir anlatımla, ancak hukukun cevaz verdiği hallerde duruşma açmadan dosya üzerinden karar verilebilir. (Örneğin ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararları gibi) veya kanunun duruşma açılmadan dosya üzerinden karar verilmesinde hakime takdir hakkı tanındığı hallerde dosya üzerinden karar verilebilir. (Örneğin İİK.nun 17-18. maddelerinde öngörülen şikayet davası gibi) Kanunun açıkça duruşma açılarak yargılama yapılmasını emrettiği hallerde dosya üzerinden karar verilemez. Bilindiği üzere HMK"nın Hukukî Dinlenme Hakkı başlıklı 27. maddesi uyarınca davanın tarafları, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hak yargılama ile ilgili bilgi sahibi olunmasını da içerir. Hukukî dinlenme hakkının gereği olarak, taraflar duruşmaya çağrılmadan hüküm verilememesi, Anayasanın 36. maddesi ile düzenlenen iddia ve savunma hakkının kullanılmasına olanak tanınması ilkesinin doğal bir sonucudur. Aynı zamanda Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılama hakkının da en önemli unsurudur. Gerçekten savunma hakkını güvence altına alan T.C. Anayasanın 36. maddesi ile 6100 sayılı HMK"nın 27. maddesinde açıkça belirtildiği üzere, mahkemece taraflar dinlenmek ve savunması alınmak üzere kanunî şekillere uygun olarak davet edilmedikçe hüküm verilmesi mümkün bulunmamaktadır. Yukarıda gösterilen yasal düzenlemeler ve yapılan açıklamalar dikkate alındığında, kat irtifakının sona erdirilmesi davasında duruşma açılarak tarafların tüm delilleri toplanıp, mahallinde keşif suretiyle bilirkişi incelemesi yaptırılarak alınacak rapor diğer deliller ile birlikte değerlendirilip oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, dosya üzerinden inceleme yapılarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir." denilmek suretiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra yapılan yargılama sonucu, dava konusu olan arsanın yok olması veya üzerinde yapı yapılamayacak hale gelmesi söz konusu olmadığından kat irtifakının kendiliğinden terkini söz konusu olmamış; yapılan keşifte mevcut imar planı ve taşınmaz üzerindeki binanın depremde yıkılmadan önceki projesi dikkate alındığında taşınmaz üzerinde aynı projeye uygun olarak bina inşa edilemeyeceği, arsaya yeniden altı katlı ve 20 bağımsız bölümlü bina yapılmasının mümkün olmadığı, bu nedenle kat irtifakının devam konusunda hukuki yarar kalmadığı anlaşılmakla; ... ve ... yönünden açılan davaların feragat nedeniyle reddine, kalan davalılar yönünden davanın kabulü ile...ili, ilçesi, mahallesi 12431 parsel sayılı taşınmazdaki kat irtifakının terkini ile taşınmazın paylı mülkiyete dönüştürülmesine karar verilmiş; hüküm davalılar ... ve ... vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinden;
1) HMK"nın 297. maddesine göre mahkemece verilen kararın hüküm sonucu kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, istek sonuçlarından herbiri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi ve verilen karar ile iki tarafın leh ve aleyhine hükmedilen görev ve hakların gayet açık ve anlaşılır biçimde yazılması gerekmektedir. Somut olayda, mahkemece davanın kabulü ile kat irtifakının terkini ile taşınmazın paylı mülkiyete dönüştürülmesine karar verilmiş ise de uygulamada duraksama ve kargaşaya yol açacak şekilde hangi malike ne kadar pay düştüğünün belirtilmemiş olması doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, Yargıtaydaki duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir edilen 1.630,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalılar ... ve ...’a verilmesine, temyiz harcının istek halinde iadesine 13/11/2018 günü oy birliği ile karar verildi.