3. Hukuk Dairesi 2018/1597 E. , 2018/4295 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalılar ile yurtdışından birlikte balık ithali yapmaları konusunda anlaştıklarını, bu nedenle Gine"den yapılacak ithalat işinde kullanılmak üzere 5.000 Euro, Pakistan"dan yapılacak ithalat için 5.000 USD, gümrük masrafları için 6.500 TL ve ayrıca 1.700 TL"yi davalılara verdiğini, ancak gümrükten çekilen malları teslim alan davalıların sadece 9.000 TL ödemede bulunduklarını, geriye kalan 16.100 TL"yi istemesine karşın davalıların ödeme yapmaya yanaşmadıklarını ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 16.100 TL"nin faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar; davacı ile kara ve zarara eşit oranda ortak olduklarını, taraflarınca gerçekleştirilen iki ayrı balık ithali işinden zarar edildiğini, ayrıca satış yapılan bir firmadan olan alacağın ise davacı tarafından tahsil edilemediğini, bu nedenlerle davacıya toplam 10.000 TL ödeme yaptıklarını, ancak davacının kendilerini adli makamlara şikayet ettiğini belirterek, davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile 11.793,20 TL"nin karar tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 2.maddesine göre reeskont faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine dair verilen kararın davalı ... tarafından temyizi üzerine Dairemizin 17.03.2014 tarihli ve 2014/2572 E., 2014/4070 K. sayılı ilamı ile; "Taraflar arasındaki sözleşme içeriği değerlendirildiğinde, davacı ile davalılar arasında 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 620 ve devamı maddelerinde (818 sayılı BK.nun 520 ve devamı maddelerinde) düzenlenen adi ortaklık ilişkisinin bulunduğu açıkça anlaşılmaktadır ki, bu husus mahkemenin de takdirindedir. Somut olayda; davacı, bu dava ile ortaklığa koyduğu sermaye payının (geriye kalan bölümünün) ödetilmesini istemiş olup, bu istek ortaklığın fesih ve tasfiye isteğini de kapsar. Buna göre mahkemece; 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 620 ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklık hükümleri dikkate alınmalı ve 642. vd. maddelerindeki tasfiye hükümlerinin somut olaya uygulanması gerekmektedir. ...Bütün bu açıklamalar ışığında, uyuşmazlığın yukarıda açıklanan ve maddeler halinde belirtilen sıra ve yöntem izlenerek çözümlenmesi gerekirken, mahkemece, değinilen bu yönlerin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgi ile çözümlenmesi mümkün olan konulardan olduğu dikkate alınmadan, hukukçu bilirkişiden rapor aldırılması ve yanılgılı değerlendirmeler içeren bu raporun esas alınması sureti ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir." gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyulmak suretiyle yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne, 11.793,20 TL"nin bozmadan önceki karar tarihi 07.06.2012 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 2.maddesine göre hesaplanacak reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; davalı ..."ın temyiz itirazları yerinde değildir.
2) Davalı ... Mirasçıları"nın temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Mirasın reddi, Türk Medeni Kanunu"nun 605 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, anılan Kanunun 605"nci maddesinde, yasal ve atanmış mirasçıların mirası reddedebilecekleri belirtilmiştir. Mirasın reddi halinde, mirası reddedenler yönünden davaya devam edilemez.
Yargılama devam ederken 18.01.2015 tarihinde davalı ..."ün vefat ettiği, mirasçılarının Adalar Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/46 E., 2015/57 K. sayılı kararı ile mirası reddettikleri anlaşılmaktadır.
Yargılama sırasında vefat eden tarafların mirasçılarının mirası reddetmeleri halinde mirasçıların murisin borçlarından sorumlulukları son bulmaktadır.
O halde Mahkemece, mirası reddeden mirasçıların, murisin borcundan sorumlu tutulamayacakları gözetilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde eksik inceleme ile hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı ..." ın temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davalı ... mirasçıları yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 19/04/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.