10. Hukuk Dairesi 2020/6560 E. , 2020/6622 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozmaya uyularak ilâmında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalılar avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacı davalı işyerinde 15/08/1992-24/07/2006 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespitini istemiştir.
Mahkemenin davanın reddine dair 09/05/2014 tarihli kararı davacı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin 10/09/2015 tarih 2014/17482 Esas 2015/16154 Karar sayılı ilamı ile sonuca eksik araştırma ve inceleme ile gidildiğinden bahisle bozulmasına karar verilmiş, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Yukarıda belirtilen bozma ilamı ile “davacının davalı yanında kesintili şekilde sigortalı bildiriminin yapıldığı, ancak davacının tespitini istediği dönemde dava dışı işyerlerinden de bildiriminin yapıldığı, bunlardan 1001520, 1007391, 1002884, 1005692, 22224, 15558 sicil sayılı işyerlerinde işin bir bölümünü taşeron olarak davalının üstlendiği, 28671 ve 44489 sicil sayılı işyerlerinin ise davalı ile bağlantısının anlaşılamadığı, davacı davalı şirket tarafından başka işverenler nezdinde sigortalı gösterilmesine rağmen kesintisiz olarak çalışmalarının davalı işyerinde sondör olarak geçtiğini beyan ettiğine göre davalı şirket ile davacı adına hizmet bildiren işverenler arasında organik bağ bulunup bulunmadığının araştırılmadığı, sigortalı dosyasının, tüm işyeri dosyalarının ve dönem bordolarının getirtilmediği, kayıtlı ve tarafsız bordro tanıklarının dinlenmediği, dinlenen tanık beyanlarının hüküm kurmaya elverişli olmadığı, bilirkişi raporunda davacı adına hangi dönemde hangi işyerinde kaç gün bildirim yapılması gerektiği açıklanmadığından raporun hüküm kurmaya elverişli olmadığı” belirtilerek yapılacak işin “dava dışı işyerlerinin çoğunda davalının taşeron olduğu dolayısıyla bu işyerleri ile davalı arasında organik bağ olduğu gözetilerek kalan işyerleri ile davalı arasında organik bağ olup olmadığını tespit etmek, davalı işyerinin ve diğer işyerlerinin hangi tarihler arasında faal olduğunun işyeri dosyaları, vergi kayıtları, oda kayıtları ve zabıta marifetiyle araştırmak, davacının tüm işe giriş bildirgelerinin olduğu sigortalı dosyası ile uyuşmazlık konusu dönemde davacı adına hizmet bildirimi yapan tüm işyerlerinin işyeri dosyalarını ve tüm dönem bordrolarının getirtilerek, tespiti istenen dönemde çalışması bulunan davalı işyeri ve dava dışı işyerlerinin bordro tanıklarının adresini Sosyal Güvenlik Kurumu ve zabıta marifetiyle araştırıp, tespit ederek, inşaat işyerlerinin büyüklüğü gözetilerek davacının çalışmasını bilecek durumda olan bordro tanıklarını dinlemek, dinlenen bordro tanıklarının sigortalı hizmet cetvellerini ekinde işyeri detay bilgileri ile birlikte getirtmek, işyerlerinin çoğunlukla baraj inşaatı işi olduğu gözetilerek ihale makamlarından varsa davacının çalışmasıyla ilgili belgelerin getirtilip davacının çalışmasını bilebilecek kamu tanığı olup olmadığının tespit edilerek çalışmanın niteliği ile sürekli bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak, gerekirse hükme elverişli bilirkişi raporu almak suretiyle, söz konusu dönemler içinde mükerrer hizmet oluşturmayacak şekilde davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınıp araştırma genişletilerek tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre karar vermek” gerektiği belirtilmiştir.
09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında da açıkça vurgulandığı üzere, bir Mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda; Mahkeme yönünden o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine bozma kararında açıklanan hukuki esaslar çerçevesinde hüküm kurmak yükümlülüğü doğar.
Mahkemece bozma ilamına uyulmuş ise de, bozmadan sonra yapılan yargılamada bozma gereği yerine getirilmeden, yine eksik inceleme ve araştırma ile sonuca gidilerek karar verilmiştir.
Sigortalılığın oluşumu yönünden çalışma olgusunun varlığı zorunludur. Eylemli veya gerçek biçimde çalışmanın varlığı saptanmadıkça, hizmet akdine dayanılarak sigortalılıktan söz edilemez.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasanın 79/10. maddesinde ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddesinde bu tür hizmet tespiti davalarının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında; resmi belge veya yazılı delillerin bulunması, sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olurlar. Ne var ki bu tür kanıtların bulunmaması, salt, bu nedene dayalı istemin reddine neden olmaz. Somut bilgilere dayanması, inandırıcı olmaları koşuluyla, Kuruma bildirilen dönem bordroları, tanıkları veya iş ilişkisini bilen veya bilmesi gereken işverenler tarafından Kuruma bildirilen komşu işyerleri çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen kimi diğer kanıtlarla dahi sonuca gitmek mümkündür.
Yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda bozma ilamında da belirtildiği üzere Mahkemece yapılacak iş, dava dışı işyerlerinin çoğunda davalının taşeron olduğu dolayısıyla bu işyerleri ile davalı arasında organik bağ olduğu gözetilerek kalan işyerleri ile davalı arasında organik bağ olup olmadığını tespit etmek, davalı işyerinin ve diğer işyerlerinin hangi tarihler arasında faal olduğunun işyeri dosyaları, vergi kayıtları, oda kayıtları ve zabıta marifetiyle araştırmak, davacının tüm işe giriş bildirgelerinin olduğu sigortalı dosyası ile uyuşmazlık konusu dönemde davacı adına hizmet bildirimi yapan tüm işyerlerinin işyeri dosyalarını ve tüm dönem bordrolarının getirtilerek, tespiti istenen dönemde çalışması bulunan davalı işyeri ve dava dışı işyerlerinin bordro tanıklarının adresini Sosyal Güvenlik Kurumu ve zabıta marifetiyle araştırıp, tespit ederek, inşaat işyerlerinin büyüklüğü gözetilerek davacının çalışmasını bilecek durumda olan bordro tanıklarını dinlemek, dinlenen bordro tanıklarının sigortalı hizmet cetvellerini ekinde işyeri detay bilgileri ile birlikte getirtmek, işyerlerinin çoğunlukla baraj inşaatı işi olduğu gözetilerek ihale makamlarından varsa davacının çalışmasıyla ilgili belgelerin getirtilip davacının çalışmasını bilebilecek kamu tanığı olup olmadığının tespit edilerek çalışmanın niteliği ile sürekli bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak, gerekirse hükme elverişli bilirkişi raporu almak suretiyle, söz konusu dönemler içinde mükerrer hizmet oluşturmayacak şekilde davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınıp araştırma genişletilerek tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre karar vermektir.
O halde, davalılar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan ..."a iadesine, 17/11/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.