3. Hukuk Dairesi 2017/14609 E. , 2018/4359 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar vekili dilekçesinde; müvekkillerinin 11518 nolu tarımsal sulama elektrik abonesi olduğunu, müvekkillerine ait bu sayaca davalı kurumca 07/10/2007-12/10/2009 tarihleri arası 14.260,40 TL ve 12/07/2010 - 09/10/2010 tarihleri arası 16.007,90 TL ile yine 12/07/2010 - 09/10/2010 tarihleri arası 2.699,40 TL kıyas ek tahakkuk faturası olmak üzere toplam 32.967,70 TL fatura tahakkuk edildiğini, müvekkillerinin bir yılda 3 ay sulama işi yaptıklarını, hesaplanan borç miktarının fahiş olduğunu ileri sürerek, müvekkillerinin borçlu olmadığının tespitini, şayet bir borç var ise tüketim bedelinin tespitini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davacı abonenin biriken elektrik borcunu ödemediği için 28.2.2008 tarihinde elektriğinin kesildiğini,12.10.2009 tarihinde yapılan kontrolde enerjinin kullanıldığının tespit edilmiş olması nedeniyle elektriğin 12.10.2009 tarihinde tekrar kesilerek sayacın mühürlendiğini, davalı kurumun kaçak elektrik bedeli hesaplanmasında herhangi bir usulsüzlük bulunmadığını, ilgili işlemlerin yönetmelik maddelerine uygun olarak yapıldığını belirterek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; davanın kısmen kabulüne dair verilen karar Dairemizin 17.03.2014 tarih ve 2014/2533 E. 2014/4115 K. sayılı ilamıyla; "...davalı görevlileri tarafından düzenlenen 12.10.2009 tarihli kaçak elektrik tespit tutanağı ile, "abonenin elektriği sistemde kesik ancak abone kurum bilgisi dışında kesik olan elektriği açıp kullandığı" tespit edilmiş ve sayaç sökülmüş yine 09.10.2010 tarihli kaçak elektrik tespit tutanağında ise "abonenin elektriği 12.10.2009 tarihinde borcundan dolayı kesildiği abonenin borcunu ödemeden kurum bilgisi dışında mührü kırarak sayaçsız düz bağlı şekilde elektrik kullandığı" tespit edilmiş olup, davalı bu tutanaklara dayanarak, kaçak tahakkuku yapmıştır.
Mahkemece bilgisine başvurulan bilirkişi tarafından düzenlenen raporda, 1. tutanakla ilgili işlemlerin incelenmesinde sayaçla oynanmadığı, kesilen elektriğin mühür kırılarak açıldığı için usulsüz kullanıldığı bu durumun Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği’nin 14/c maddesinde tanımlanan usulsüz elektrik kullanımı olduğu belirtilerek hesaplama yapılmış, 2. tutanak ise kaçak elektrik kullanımı olarak değerlendirilerek hesaplama yapılmıştır.
Davacıların dağıtım lisansı sahibi tüzel kişinin ilgili mevzuata uygun şekilde kestiği elektrik enerjisini, yükümlülüklerini yerine getirmeden dağıtım lisansı sahibi tüzel kişinin izni dışında açması kaçak elektrik enerjisi tüketimi olduğu ve Elektrik Tarifeleri Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 13. maddesi hükmüne göre hesaplama yapılması gerektiği kuşkusuzdur.
Hal böyle olunca, mahkemece öncelikle yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular gözetilerek, dosyanın önceki bilirkişi dışında oluşturulacak üç kişilik uzman bilirkişi kuruluna verilmesi, her bir kaçak elektrik tutanağı için talep edilen kaçak elektrik bedelinin ayrı ayrı yönetmelik ve kurul kararlarında açıklanan yöntemle hesaplanması konusunda denetime elverişli rapor alınması, davalının tahsilini istemekte haklı olduğu alacak miktarının bu şekilde belirlenmesi, daha sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir." gerekçesiyle hüküm bozulmuştur.
Bozma ilamına uyan mahkemece yapılan yargılama neticesinde davanın kısmen kabulü ile; davacı adına kayıtlı 11518 nolu abone sayılı davacıların davalı kuruma 22/10/2009 ve 13/10/2010 yılı sulama sezonlarındaki kullandığı elektriğe karşılık vergi ve fonlar dahil toplam: 21.357,48-TL. borçlu olduğunun, 11.610,48-TL. borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin istemin reddine dair verilen karar Dairemizin 17.09.2015 tarihli ve 2015/8507 E. 2015/14457 K. sayılı ilamıyla "Mahkemece; bozma ilamı üzerine bilgisine başvurulan bilirkişi tarafından düzenlenen raporda, bozma ilamı hilafına; 1. tutanakla ilgili işlemlerin incelenmesinde sayaçla oynanmadığı, kesilen elektriğin mühür kırılarak açıldığı için usulsüz kullanıldığı bu durumun Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği’nin 14/c maddesinde tanımlanan usulsüz elektrik kullanımı olduğu belirtilerek, hesaplama yapılmış, 2. tutanak ise kaçak elektrik kullanımı olarak değerlendirilerek hesaplama yapılmıştır.
Yukarıda ve Dairemizin 17.03.2014 tarih 2014/2533 E. 2014/4115 K. sayılı bozma ilamında da belirtildiği üzere ;12.10.2009 tarihli ve 019516 sayılı ilk kaçak elektrik tespit tutanağından; davacıların dağıtım lisansı sahibi tüzel kişinin ilgili mevzuata uygun şekilde kestiği elektrik enerjisini, yükümlülüklerini yerine getirmeden dağıtım lisansı sahibi tüzel kişinin izni dışında açtığı ve bu kullanımın kaçak elektrik enerjisi tüketimi olduğu ve Elektrik Tarifeleri Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 13. maddesi hükmüne göre hesaplama yapılması gerektiği kuşkusuzdur.
Hal böyle olunca, mahkemece öncelikle yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular gözetilerek, dosyanın önceki bilirkişi dışında oluşturulacak üç kişilik uzman bilirkişi kuruluna verilmesi, her bir kaçak elektrik tutanağı için talep edilen kaçak elektrik bedelinin ayrı ayrı yönetmelik ve kurul kararlarında açıklanan yöntemle hesaplanması konusunda denetime elverişli rapor alınması, davalının tahsilini istemekte haklı olduğu alacak miktarının
bu şekilde belirlenmesi, daha sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, 12.10.2009 Tarihli ve 019516 sayılı kaçak elektrik tespit tutanağı nedeniyle bir önceki bozma ilamına konu bilirkişi raporundaki gibi usulsüz Elektrik Enerjisi Tüketimine ilişkin Yönetmelik 14/c maddesi uyarınca hesaplama yapan bozma ilamı içeriğine aykırı bilirkişi raporu benimsenerek karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir." gerekçesiyle bozulmuştur.
Bozma ilamına uyan mahkemece yapılan yargılamada yeniden bilirkişi raporu alınmış ve söz konusu bilirkişi raporu doğrultusunda davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kaçak tahakkukuna yönelik fatura nedeniyle açılan menfi tespit davası niteliğindedir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2)Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 13 üncü maddesinin (a) bendi çerçevesindeki tespitlerde;
a) Kullanım yerine ait bağlantı anlaşması ve perakende satış sözleşmesi yapılmış olan yerler için, kaçak elektrik enerjisi kullanımına ilişkin olarak yapılacak hesaplamada esas alınacak süre; tutanak düzenlenmiş olması kaydıyla kontrol, mühürleme, kesme-bağlama, sayaç değiştirme ve son endeks okuma işlemlerinden en son yapılanın işlem tarihi ile kaçak tespitinin yapıldığı tarihe kadar olan süredir ve bu süre 90 günü geçemez. Ancak, sayaçtan geçirilmeden ayrı bir hatla kaçak elektrik enerjisi kullanımının tespiti halinde bu süre iki kat olarak alınır.
Bu sürenin dışında müşterinin kaçak elektrik enerjisi kullanım başlangıç tarihinin doğru bulgu ve belgelerle tespit edilmesi halinde, kaçak tüketime ek olarak yukarıdaki paragraf çerçevesinde belirlenen başlangıç tarihinden itibaren, doğru bulgu ve belgelerle tespit edilmiş kaçak elektrik enerjisi kullanımı başlangıç tarihine kadar geriye dönük normal tüketim hesabı yapılır. Bu süre 12 ayı geçemez. Yapılacak hesaplamada tüketimin yapıldığı kabul edilen dönemlerdeki birim fiyatlar dikkate alınır ve gecikme zammı alınmaz.
b) Kullanım yerine ait bağlantı anlaşması ve perakende satış sözleşmesinin veya her ikisinin de yapılmadığı yerler için, kaçak elektrik enerjisi kullanımına ilişkin olarak yapılacak hesaplamada esas alınacak süre; doğru bulgu ve belgelere dayandırılması kaydıyla elektrik enerjisi kullanılmaya başlandığı tarih ile kaçak tespitinin yapıldığı tarih arasındaki süre olup bu süre 12 ayı geçemez. Doğru bulgu ve belgelerin bulunmaması halinde bu süre 90 gün alınır.
3) Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 13 üncü maddesinin (b) bendi çerçevesindeki tespitlerde; kaçak elektrik enerjisi kullanımına ilişkin olarak yapılacak hesaplamada esas alınacak süre, tüketicinin tespite konu elektrik enerjisinin kesildiği tarih ile kaçak tespitinin yapıldığı tarih arasındaki süredir. Bu süre 90 günü geçemez.” hükmü yer almaktadır.
HMK"nın 266 ve devamı maddeleri uyarınca hakim; çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Hâkim, kendisinin sahip olmadığı özel ve teknik bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişiye başvurur. Bu nedenle, bilirkişinin kendisinden sorulan husus hakkında, özel ve teknik bir bilgiye sahip olması, başka bir deyişle o konuda uzmanlaşmış olması gerekir.
HMK’nun 281. maddesinde, tarafların, bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri; mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden ek rapor alabileceği; ayrıca gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabileceği açıklanmıştır.
Dosyanın incelenmesinde; hükme esas alınan bilirkişi raporunda, her ne kadar 12.10.2009 tarihli ilk kaçak elektrik tespit tutanağındaki kullanımın önceki bilirkişi raporlarında belirtilenin aksine ve bozma ilamları doğrultusunda usulsüz kullanım değil kaçak kullanım olduğu tespit edilmiş ise de; söz konusu raporda Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği ve 622 sayılı ... kararı hükümlerine göre belirlenen süreler dikkate alınmaksızın, kaçak ve ek tahakkuku yapılmadan 737 gün üzerinden kaçak tüketim bedeli belirlenerek hesaplama yapıldığı, bu haliyle bilirkişi raporunun taraf ve Yargıtay denetimine ve hüküm kurmaya elverişli olmadığı anlaşılmıştır.
O halde mahkemece; kaçak elektrik kullanım süresi, kaçak ve ek tahakkuk miktarına ilişkin Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği ve 622 sayılı ... kararı hükümlerine göre denetime elverişli ek bilirkişi raporu alınarak hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacıların sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24.04.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.