Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/11027
Karar No: 2018/4371
Karar Tarihi: 24.04.2018

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2016/11027 Esas 2018/4371 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2016/11027 E.  ,  2018/4371 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki adi ortaklığın tasfiyesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda; davanın kabulüne yönelik olarak verilen hüküm, davalı vekili tarafından duruşma istemli olarak temyiz edilmekle; duruşma günü olarak belirlenen 24.04.2018 tarihinde davalı vekili Av. ... ile davacı vekili Av. ... geldi. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunan vekillerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00"e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı; "anahtar teknik personeli" sıfatıyla sahibi bulunduğu mimarlık ofisinde sigortalı olarak çalışan davalı ile "....Harem Yapıları Rölevesi" işi için açılan ihaleyi adi ortaklık kurarak aldıklarını, bu ortaklık hükümleri uyarınca davalıya toplam 700.000 TL ödeme yaptığını, taraflar arasındaki ortaklığa konu işin sona ermiş olması nedeniyle tasfiyesini istemek zorunluluğunun doğduğunu ileri sürerek; adi ortaklığın tasfiyesi ile tarafların alacak ve borçlarının tespitini talep etmiş; 01.04.2015 tarihli ıslah dilekçesi ile toplam 267.155,60 TL"nin dava tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
    Davalı; 2006 yılında davacı ile restorasyon işleri yapmak üzere şifahi olarak adi ortaklık kurduklarını, bu esnada kendisinin sermayeyi koyması ve ihale ile alınacak restorasyon projelerini yapmasının, davacının ise ihalelerde kullanılacak olan iş bitirme belgesini koymasının kararlaştırıldığını, akabinde davacı ile birlikte dava dilekçesinde belirtilen ihaleyi ve çeşitli restorasyon ihalelerini aldıklarını, alınan işlere ilişkin harcamalar ile projelerin çizilmesi ve hazırlanması işlerinin kendisi tarafından yapıldığını, istihkak bedellerinin ise iş sahipleri tarafından davacıya ödendiğini, davacının yaptığı giderleri mahsup ettikten sonra bakiye kalan parayı da kendisine banka kanalı ile gönderdiğini, davacının kusurlu davranışları nedeniyle ortaklığın 08.10.2009 tarihli protokol ile sonlandırıldığını, yapılan hesaplaşma sonucunda anılan protokol ile davacının kendisine 170.893,47 TL ödemesinin kararlaştırılması suretiyle adi ortaklığın tasfiyesinin gerçekleştirildiğini, ayrıca 08.10.2009 tarihli protokolün iptali için davacı tarafından açılan davanın mahkemece reddedildiğini, iş bu davanın açılmasında davacının hukuki yararının bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece; ortaklık işlerinin davacı adına yapıldığı, bu nedenle gelir vergisinin de davacı adına tahakkuk ettiği, dolayısıyla davacının alacaklı olduğu tutarın belirlenmesinde kar payının hesaplanmasına gerek bulunmadığı, aldırılan bilirkişi raporundan davacının banka havalesi yoluyla fazladan ödediği 66.777 TL ile 2007-2011 yıllarında ortaklık adına ödediği gelir vergisinin 1/2"si olan 200.378,596 TL olmak üzere toplam 267.155,60 TL davalıdan alacaklı olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava; sona erdiği taraflarında kabulünde olan adi ortaklığın tasfiyesi istemine ilişkindir.
    Davacı, adi ortaklığın sona ermesine rağmen tasfiye işleminin yapılmadığını ileri sürmüş, davalı ise 08.10.2009 tarihli protokol ile ortaklığın fesih ve tasfiye edildiğini savunmuştur.
    Taraflarca imzalanan 08.10.2009 tarihli ve "Protokol" başlıklı belgede; restorasyon işlemleri için yapılan masraflar nedeniyle davacının davalıya toplam 170.893,47 TL borçlu bulunduğu, davacının mutabık kalınan bu borcu 15.09.2009 tarihinde 50.000 TL, 30.10.2009 tarihinde 60.000 TL, 30.11.2009 tarihinde 30.000 TL ve 30.12.2009 tarihinde 30.893,47 TL olarak ödeyeceği, davalının restorasyon işleri sırasında kendisinde kalan projelere ait belgeleri, firma kaşesini ve kitapları davacıya iade edeceği, bir takım işlerle ilgili kurul kararlarının alınmasından davacının sorumlu olacağı kararlaştırılmıştır.
    Dosyadaki diğer bilgi ve belgelerden; davalı tarafından davacı aleyhine 08.10.2009 tarihli protokolden bakiye kalan alacak için başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemiyle ... 5. Asliye Ticaret Mahkemesinde açılan davada, 08.10.2009 tarihli protokolün İİK"nun 35/A maddesi kapsamında ilam hükmüne haiz olduğu ve davalının protokolden kaynaklanan yükümlülüğünün bir kısmını protokolün imzalanmasından önce, bir kısmını ise protokolden sonra yerine getirdiği, ayrıca protokolün imzalanması sırasında davacının iradesinin fesada uğratıldığının ispatlanamadığı gerekçe gösterilerek, 03.04.2012 günlü ve 2010/928 E. 2012/270 K. sayılı ilam ile davanın kabulüne karar verildiği, kararın derecaattan geçerek 10.09.2013 tarihinde kesinleştiği, yine 08.10.2009 tarihli protokolün iptali istemiyle davacı tarafından davalı aleyhine ... 13. İş Mahkemesinde açılan davada; ... 5. Asliye Ticaret Mahkemesinde görülen itirazın iptali davasının kesin hüküm teşkil ettiği gerekçe gösterilerek, 16.12.2014 günlü ve 2014/258 E. 2014/708 K. sayılı ilamla davanın reddine karar verildiği, kararın derecaattan geçerek 03.07.2015 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
    Yapılan bu açıklamalar ışığında; taraflar arasındaki adi ortaklığın, 08.10.2009 tarihli protokol ile feshedildiği, fesih protokolünden kaynaklanan yükümlülüklerin taraflarca (davacı tarafça gerek rızaen, gerekse ... 5. Asliye Ticaret Mahkemesinde görülen itirazın iptali davası nedeniyle) yerine getirildiği, anılan protokolde davacının ortaklıktan ve özellikle de davalıdan bir hakkı bulunduğu konusunda saklı tutma iradesinin yer almadığı, ayrıca 08.10.2009 tarihinden sonra ortaklığın sürdürüldüğü yönünde bir iddianın da bulunmadığı gözetildiğinde; taraflar arasındaki adi ortaklığın fesih protokolündeki hükümler doğrultusunda tasfiye edilmiş olduğu anlaşılmaktadır.
    Hal böyle olunca, mahkemece; taraflar arasındaki adi ortaklığın 08.10.2009 tarihli fesih protokolü uyarınca tasfiye edilmiş olduğu, iş bu protokolde davalıdan bir hakkı bulunduğunu saklı tutmayan davacının sonradan ortaklığın tasfiyesi ve buna bağlı olarak alacak talebinde bulunmasının mümkün olmadığı gözetilerek, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince davalı taraf yararına BOZULMASINA, 1.630 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24.04.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi