3. Hukuk Dairesi 2016/18295 E. , 2018/4394 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı kurumun 29/01/2013 tarihinde kendisi hakkında kaçak tespit tutanağı tuttuğunu ve 37.023,40 TL borç tahakkuk ettirdiğini, bu tutanağa istinaden yapılan suç duyurusu neticesinde aleyhine ....Asliye Ceza mahkemesinde dava açıldığını, ceza mahkemesince dava konusu olay ile ilgili bilirkişi incelemesi yaptırıldığını ve bilirkişilerce kullanım ücreti olarak hesap edilen 10.521,46 TL" nin ödendiğini, davalı kurum tarafından talep edilen meblağın fahiş olduğunu, usul ve yönetmeliğe aykırı olduğunu ileri sürerek, 37.023,40 TL" den borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Davalı; usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen cevap dilekçesi sunmamuştır.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, davacının davalıya 29/01/2013 Tarih 89323 seri nolu kaçak tutanağına istinaden tahakkuk ettirilen 37.023,40 TL borçtan 23.192,78 TL borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
Dava, kaçak elektrik borcuna dayalı menfi tespit istemine ilişkindir.
1- Davalının temyiz itirazları yönünden yapılan değerlendirmeye göre;
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı tarafın tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davalının temyiz itirazları yönünden yapılan değerlendirmeye göre ise;
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı tarafın sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
3-4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanununa dayanılarak hazırlanan ve 25 Eylül 2002 günlü Resmi Gazetede yayınlanarak 01.03.2003 tarihinde yürürlüğe giren Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 13. maddesi hükmünde, gerçek veya tüzel kişiler tarafından, sayaca müdahale edilerek mevzuata aykırı bir şekilde tüketilmesi, kaçak elektrik enerjisi tüketimi olarak kabul edilmiş, 15.maddesinde de; Kaçak ve usulsüz elektrik enerjisi kullanımına ilişkin tespit, süre, tüketim miktarı hesaplama, tahakkuk, ödeme yöntemleri ile diğer usul ve esasların dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından belirlenerek Kuruma sunulacağı ve kurul onayı ile uygulamaya konulacağı açıklanmıştır.
Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği’nin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları düzenlemek üzere Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından, 1 Ocak 2006 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından uygulanacak “Kaçak ve Usulsüz Elektrik Enerjisi Kullanılması Durumunda Yapılacak İşlemlere İlişkin Usul ve Esaslar” hakkında 622 sayılı karar alınmıştır.
Somut olayda; davacıya ait 2033 no.lu tarımsal sulama aboneliğinde kullanılan sayacın 22.11.2012 tarihinde sökülerek, sayacın kontrol amacaı ile Şanlıurfa Bilim Sanayi ve Teknoloji İl Müdürlüğü Ölçüler ve Ayar Şube Müdürlüğü"ne gönderildiği, burada yapılan incelemede sayaçta mühür fekki ve sayaç iç mekanizmasına müdahale olduğunun tespit edildiği, bu rapora istinaden davalı kurum tarafından 29.01.2013 tarihinde kaçak tespit tutanağı düzenlendiği ve 37.023,40 TL borç tahakkuk ettirildiği anlaşılmaktadır.
Davalının, sayacın iç mekanizmasına müdahale ederek mevzuata aykırı bir şekilde elektrik tüketmesinin Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 13/1/a maddesi kapsamında kaçak elektrik enerjisi tüketimi olduğu ve Elektrik Tarifeleri Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 13/a-b maddesi hükmüne göre kaçak elektrik tüketimi hesaplaması yapılması gerektiği kuşkusuzdur.
Nitekim 08.02.2016 tarihli bilirkişi raporunda da, davacının kullanımının kaçak elektrik tüketimi olduğundan bahisle Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği ile 622 sayılı kurul kararı hükümlerine göre hesaplama yapılmış ve davacının kaçak elektrik borcunun 24.352,08 TL olduğu, davacının ceza yargılaması sırasında bu borcun 10.521,46 TL"lik kısmını ödediği, buna göre kalan borcun 13.830,62 TL olduğu tespit edildiği belirtilmiştir. Davalı taraf duruşmadaki beyanında bilirkişi raporuna karşı itirazda bulunmuş ve özellikle temyiz dilekçesindeki beyanlarında ise kurum tarafından yapılan kaçak tahakkuku hesabı ile bilirkişi tarafından yapılan hesaplama arasında önemli fark bulunduğunu ifade etmiştir.
HMK’nun 281. maddesinde, tarafların, bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri; mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden ek rapor alabileceği; ayrıca gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabileceği açıklanmıştır.
Buna göre mahkemece, dosyanın aynı bilirkişi kuruluna tevdi ile, bilirkişi raporunda hesaplanan kaçak elektrik borcu ile kurum tahakkukunda yer alan kaçak tüketim borcundaki farklılığın neden kaynaklandığı hususunda, gerekçeli, taraf ve yargıtay denetimine elverişli ek rapor alınmak suretiyle hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacı tarafın tüm temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davalı tarafın sair temyiz itirazlarının reddine, üçüncü bentte açıklana nedenlerle hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24.04.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.