16. Hukuk Dairesi 2015/9167 E. , 2018/1857 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu....Köyü çalışma alanında bulunan çekişmeli 122 ada 42, 65, 76, 84; 123 ada 10, 13; 125 ada 2; 130 ada 46; 131 ada 2; 132 ada 10, 22; 134 ada 18, 29; 135 ada 5; 137 ada 18; 143 ada 16; 159 ada 6; 180 ada 8, 15, 32, 178, 182; 183 ada 6 ve 186 ada 2 parsel sayılı taşınmazlar kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle Seyfullah oğlu ... adına, aynı çalışma alanında bulanan 122 ada 19, 23, 46, 49; 127 ada 9, 16, 24; 128 ada 5; 130 ada 40; 134 ada 9, 43; 157 ada 3; 159 ada 10; 164 ada 1; 166 ada 2; 180 ada 30, 55, 181 parsel sayılı taşınmazlar kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle, 123 ada 1 parsel sayılı taşınmaz satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle, 130 ada 14 parsel sayılı taşınmaz tapu kaydı nedeniyle davalı Seyfullah oğlu ... adına, Taşkesti Beldesi çalışma alanında bulunan 243 parsel sayılı taşınmaz ise tapu kaydı, harici satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle tarafların müşterek murisi..... adına tespit ve tescil edilmiştir. Çekişmeli 243 parsel sayılı taşınmaz 25.01.1984 tarihinde, ölünceye kadar bakma akdi ile davalı Seyfullah oğlu ... adına tapuda kayden intikal ettirilmiştir. Davacı ... ve müşterekleri, çekişmeli taşınmazların müşterek murisleri olan Seyfullah ve Ayşe Çevik’ten intikal ettiği ve mirasçıları arasında terekesinin taksim edilmediği iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
I- Dava, kesinleşen kadastro tespiti sonucu oluşan tapu kaydının iptali ve taşınmazın davacılar adına tescili istemi ile kadastro tespit gününden önceki nedenlere dayanılarak açılmıştır. Ne var ki, 243 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespiti 13.02.1979 tarihinde kesinleşmiş, dava ise 08.02.2011 tarihinde açılmıştır. 3402 sayılı Kanun"un 12/3. maddesinde yer alan düzenlemeye göre bu nitelikteki davaların tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra açılması mümkün bulunmamaktadır. Somut olayda, davanın açıldığı tarihte kanunun öngördüğü on yıllık süre geçmiş bulunmaktadır. Mahkemece davanın bu nedenle reddi gerekirken esasa girilerek ret kararı verilmesi isabetsiz ise de, verilen ret kararı sonucu itibariyle doğru olduğundan kararın gerekçesi belirtilen şekilde düzeltilerek 243 parsel sayılı taşınmaza ilişkin hükmün DÜZELTİLMİŞ bu şekli ile ONANMASINA,
II- Çekişmeli diğer tüm taşınmazlara yönelik temyiz itirazlarına gelince; Dava, kadastrodan önceki haklara dayanan tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. Davacı ... ve müşterekleri, çekişmeli taşınmazların müşterek murisleri olan ...’ten intikal ettiği ve mirasçılar arasında terekesinin taksim edilmediği iddiasına dayanarak miras paylarının verilmesi istemiyle dava açmıştır. Davalı ... ve ...; murislerinin sağlığında malvarlığını taksim ettiğini ve çekişmeli bir kısım taşınmazların muris Seyfullah tarafından kendilerine verildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir. Davalı ..., ayrıca çekişmeli 122 ada 65 parsel için 15.08.1988 tarih-10 numaralı tapu kaydına dayanmış, bir kısım taşınmazların da müşterek murisleri ...tarafından kendisine satıldığını savunarak 05.03.1989 ve 11.11.1991 tarihli iki ayrı satış senedi sunmuştur. Mahkemece, çekişmeli taşınmazların müşterek muris tarafından sağlığında davalılara bırakıldığı, dayanılan senetlerin bir kısım taşınmazlara uyduğu ve zilyetliğin de davalılarda olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; yapılan araştırma ve inceleme hüküm için yeterli değildir. Çekişmeli 130 ada 14 parsel sayılı taşınmaz, 13.09.1991 tarih-5 numaralı tapu kaydı nedeniyle, çekişmeli diğer tüm taşınmazlar ise belgesiz olarak davalılar adına tespit ve tescil edilmiştir. Mahkemece, kayıtların aidiyeti bakımından yapılan uygulamalar, söz konusu tapu kayıtlarının tesislerinden itibaren revizyon bilgileri ile getirtilmemiş olması ve yapılan keşifler sonucu alınan fen bilirkişisi raporlarının, hem tapu kayıtları hem de satış senetleri yönünden keşfi takibe ve denetime elverişli olmaması nedenleriyle yetersizdir. Bunun yanında; 130 ada 14 parsel haricindeki çekişmeli tüm taşınmazlar öncesinde tapusuz olup tapuya kayıtlı olmayan bu taşınmazlar menkul mal hükmündedirler. Taşınmazların mülkiyetinin davalılara geçtiğinin kabulü için hukuki işlemin (satış, hibe vs.) yanında zilyetliğin devredildiğinin de ispatı gerekir. Mahkemece yapılan keşiflerde, tapusuz tespit gören her bir taşınmaz yönünden zilyetliğinin hangi tarihten beri kimde olduğu, davalıların savunduğu gibi satış veya hibe söz konusu ise zilyetliğin davalılara devredilip devredilmediği kesin olarak belirlenmemiştir. Öte yandan; 6100 sayılı HMK’nın 31. maddesinde yer alan “Hakimin davayı aydınlatma ödevi” kapsamında taraflara senet tanıklarını dinletme talepleri olup olmadığının hatırlatılması gerekliliği de düşünülmemiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile karar verilemez. Doğru sonuca varılabilmesi için; öncelikle, tesislerinden itibaren tüm tedavülleri ve revizyon durumları araştırılarak çekişmeli 130 ada 14 parsel sayılı taşınmazın tespitine esas 13.09.1991 tarih-5 numaralı tapu kaydı ile davalı ...’in çekişmeli 122 ada 65 parsel sayılı taşınmaz için dayandığı 15.08.1988 tarih-10 numaralı tapu kaydı, çekişmeli taşınmazlara komşu tüm taşınmazların kadastro tutanakları ve varsa dayanaklarının onaylı örnekleri eksiksiz olarak getirtilerek dosya keşfe hazır hale getirilmelidir. Daha sonra; taraflara, 05.03.1989 ve 11.11.1991 tarihli iki ayrı senedin aidiyeti ve zilyetliğin devir edilip edilmediği hususlarında 6100 sayılı HMK’nın 31.maddesi uyarınca senet tanıklarını dinletme talepleri olup olmadığı sorulmalı, talep edilmesi halinde senet tanıkları da hazır edilerek, mahalli bilirkişiler, taraf tanıkları ve fen bilirkişisinin katılımı ile yeniden keşif yapılmalı, yerel bilirkişiler, senet tanıkları ve taraf tanıklarına davalı ...’in dayandığı senetler okunup ait oldukları taşınmazlar bakımından çekişmeli taşınmazları kapsayıp kapsamadıkları belirlenmeye çalışılmalı, ayrıca 13.09.1991 tarih-5 numaralı ve 1988 tarih-10 numaralı tapu kayıtları da ait oldukları taşınmazlar bakımından yöntemince uygulanıp kapsamları belirlenmeli, çekişmeli taşınmazların öncesinde müşterek murisler....’tan hangisine ait olduğu, murisler tarafından yapılan hibe veya satış var ise zilyetliğin devredilip edilmediği, zilyetliğin hangi tarihten beri hangi nedenle kimde olduğu hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, beyanların çelişmesi halinde çelişkiler usulen giderilmeye çalışılmalı, fen bilirkişisinden dayanak kayıtların tamamının (satış senetleri ve tapuların) uygulanmasını gösterir keşfi
takibe ve denetime elverişli rapor alınmalı, kayıt uygulamaları komşu parsel tutanak ve dayakları ile denetlenmeli, bundan sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Eksik araştırma ve inceleme ile karar verilmesi isabetsiz olup davacılar vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 16.03.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.