11. Hukuk Dairesi 2017/1017 E. , 2018/6230 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada ... . Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 07/06/2016 tarih ve 2014/349-2016/495 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olduğu anlaşılmakla, duruşma için belirlenen 09/10/2018 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacıya ait ve davalı nezdinde nakliyat emtea sigorta poliçesi ile sigortalı iş makinesinin 13/06/2011 günü meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası neticesinde hasara uğradığını, hasarın tazmini için davalı şirkete müracaat edildiğini, hasarın sigorta teminatı içerisinde olmadığı gerekçesiyle ödeme yapılmaması üzereine davalı aleyhine icra takibine girişildiğini, takibin davalının itirazı nedeniyle durduğunu ileri sürerek, davalının icra takibine itirazının iptali ile icranın devamını, alacağın %40’ı oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, hasarın tek taraflı kaza sonucu meydana geldiğini, dava konusu taşımanın sigortalının kendi adamları tarafından yapılması ve kazanın sürücünün %100 kusuru ile meydana gelmesi nedeniyle poliçe genel şartlarının 5. maddesi uyarınca tazminat talebinin yerinde bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; nakliyat emtia sigortası genel şartlarının 5. maddesinde sigortanın akidinin taşımayı bizzat yaptığı veya adamlarına yaptırdığı takdirde sürücünün hile ve hatasından, ihtiyatsızlığından, ehliyetsizliğinden ileri gelen ziya ve hasarların sigorta kapsamı dışında kaldığının düzenlendiği, sigortalı kaya delme makinasının davacının kendi aracıyla olmasa da ... İnş. Taah. Mad. T. Paz. San. Tic. Ltd. Şti. ile yapılan sözleşmeye istinaden adı geçen şirkete ait araçla davacının kendi hüküm ve tasarrufu altında gerçekleştirilen taşıma sırasında hasarlandığı, davacının taşıyan konumunda bulunduğu, taşıma sırasında gerçekleşen kazada araç sürücüsünün asli kusurlu olduğu, bu suretle davaya konu hasarın sigorta teminat kapsamı dışında kaldığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava, nakliyat emtia sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminatın tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece davaya konu hasarın sigorta teminatı kapsamı dışında kaldığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş ise de, sigortalı iş makinasının ibraz edilen tescil belgesinde ... Katılım Bankası A.Ş. adına rehinli olduğu kaydının bulunduğu anlaşılmaktadır. Dairemizin yerleşik uygulamaları uyarınca bu durumda, adı geçen bankanın rehin hakkı bulunduğundan, sigortadan tazminat talep etme hakkı da öncelikle ona ait olup, sigortalı ancak lehine rehin verilen alacaklının açık muvafakatini almak şartıyla ve kendi menfaati de zedelendiği takdirde tazminat isteme hakkına sahip olur. İbraz edilen rehin hakkına sahip dava dışı banka tarafından davacıya hitaben yazılan tarihsiz belgede “İlgili kasko sigorta poliçelerinde dain-i mürtehin sıfatıyla sahip bulunduğumuz, işbu poliçelerden kaynaklanan hakların öncelikli alacaklı olma hakkımıza istinaden, anılan poliçelere konu aracın uğradığı hasar nedeniyle, sigorta şirketince ödenmesi gerekecek (dain-i mürtehin sıfatımıza ve sair haklarımıza halel gelmemek kaydıyla) kasko bedelinin tahsili için anılan sigorta şirketi aleyhine dava açmanıza, sadece ilgi yazınızda ifade edilen hasarla ilgili olmak üzere ve başvurunuza istinaden yapılacak yargılama sonunda verilecek mahkeme kararı ile lehinize sigorta tazminatı ödemesi çıkması halinde ödemenin, bankamıza yapılmasına, her türlü vergi, harç, masraf, ücret, yargılama gideri ve sair mükellefiyetler şirketinize ait olmak üzere anılan poliçelerden kaynaklanacak bütün diğer hak ve alacaklarımız saklı kalmak kaydıyla muvafakat ediyoruz.” ifadelerine yer verildiği anlaşılmaktadır. Buna göre, anılan muvafakat yazısının somut olay ve dava için verilip verilmediği anlaşılamamakla birlikte, yazı içeriğinde dava açılmasına muvafakat edildiğinin ancak mahkemece sigorta tazminatının ödenmesine karar verilmesi halinde ödemenin rehin hakkına sahip bankaya yapılmasının istendiği de görüldüğünden, böyle bir şartlı muvafakatın davacıya talep hakkı sağlamayacağı gözetilerek mahkemece, rehin hakkı sahibinin açılan davaya muvafakat veya icazetleri olduğuna dair gerekli belgeyi sunması için davacı tarafa süre verilmesi ve bu usulü eksiklik tamamlandığı takdirde işin esasına girilmesi gerekir. Somut olayda davacının aktif taraf sıfatının (husumet) varlığına ilişkin olan ve mahkemece re’sen göz önünde bulundurulması gereken bu husus hakkında usulü eksiklik tamamlanmadan, yazılı şekilde uyuşmazlığın esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte yazılı nedenlerle hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, takdir olunan 1.630,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 11/10/2018 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Dava tarihinde yürürlükte bulunan Türk Medeni Kanunu 879/1. ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu 1456. maddesi gereğince, rehin hakkı sahibinin kayıtsız ve şartsız davaya muvafakatı halinde sigorta tazminatının sigortalıya ödeneceği hususunda bir kuşku bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık, rehin hakkı sahibinin davaya muvafakat etmemesi durumunda nasıl bir yol takip edileceğine ilişkindir.
Sayın çoğunluk, bu halde davacının aktif dava ehliyetinin bulunmadığı görüşünde ise de, çoğunluk görüşünü destekleyen hiçbir yasal düzenleme mevcut değildir.
TMK 879 ve ... 1456 maddesi, sınırlı ayni hak sahibinin muvafakatının bulunmamasını, sigorta tazminatının sigortalıya sadece ödenmesine engel görmüştür ki bu durumda mahkemece davanın kabulü halinde yine sigorta tazminatının sigortalıya ödenmesine karar verilmeli, hüküm fıkrasında ayrıca ödeme esnasında sınırlı ayni hak sahibinin muvafakatının sağlanması hüküm altına alınmalıdır.
Mahkemece davanın reddine karar verildiğinden davacının temyiz itirazlarının incelenerek sonucuna göre hüküm tesisi gerekirken yazılı gerekçe ile kararın bozulmasına ilişkin sayın çoğunluk görüşüne karşıyım.