3. Hukuk Dairesi 2014/13424 E. , 2015/273 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : SUSURLUK ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/10/2013
NUMARASI : 2012/514-2013/254
Taraflar arasında görülen yoksulluk nafakası artırımı davasının yapılan yargılaması sonunda yerel mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, tarafların 15.12.2008 tarihinde boşandıklarını, boşanma kararı ile birlikte müvekkili lehine aylık 120,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini, aradan geçen altı yıl içerisinde paranın alım gücünün düştüğünü ve nafakanın yetersiz hale geldiğini, davacının ihtiyaçlarını karşılamadığını ileri sürerek, davacı lehine hükmedilen aylık 120,00 TL yoksulluk nafakasının aylık 600,00 TL"ye yükseltilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, duruşmalara katılmamış ve cevap vermemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davacıya bağlanan aylık 120,00 TL yoksulluk nafakasının dava tarihi olan 07.12.2012 tarihinden itibaren aylık 400,00 TL" ye yükseltilmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
TMK.nun 175.maddesi gereğince; boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında nafaka isteyebilir. Yoksulluk nafakası boşanma davası içerisinde istenebileceği gibi, o dava devam ederken ya da sonuçlandıktan sonra ayrı bir dava ile de istenilebilir.
Yoksulluk durumu; günün ekonomik koşulları ile tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve yaşam tarzları birlikte değerlendirilerek takdir edilmelidir. Yoksulluk nafakası, ahlaki ve sosyal düşüncelere dayanır. Onun içindir ki bilimsel öğretide: "Evlilik birliğinde eşler arasında geçerli olan dayanışma ve yardımlaşma yükümlülüğünün, evlilik birliğinin sona ermesinden sonra da kısmen devamı niteliğindedir" şeklinde açıklamalara yer verilmiş bulunmaktadır (Akıntürk, Turgut: Aile Hukuku, ... cilt, İst. 2002, sh..).
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 07.10.1998 tarih ve 2-656-688 sayılı kararında da kabul edildiği gibi yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanları yoksul kabul etmek gerekir.
Hakim, yoksulluk nafakasının takdirinde, nafaka alacaklısı kadının ihtiyaçları ile, nafaka yükümlüsü kocanın gelir durumu arasında bir oranlama yaparak, taraflar arasında sağlanan dengeyi koruyarak bir karar vermelidir. Bu verilecek karar da TMK.nun 4.maddesi kapsamında hakkaniyete uygun olmalıdır.
Somut olayda, tarafların 15.12.2008 tarihinde boşandıkları, boşanma kararı ile birlikte davacı lehine aylık 120,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği anlaşılmaktadır.
Yapılan sosyal ve ekonomik durum araştırması ile, davacının annesi ile yaşadığı ve geliri olmadığı; davalının ise hayvancılıkla uğraştığı ve aylık 2.000,00-2.500,00 TL civarında geliri olduğu, tarlaları bulunduğu tespit edilmiş olup, mahkemece tarafların SGK kayıtları istenmemiş, davacının babasından dolayı maaş alıp almadığı araştırılmamıştır.
Mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ayrıntılı bir şekilde araştırılarak, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına uygun, ekonomik etkenler, tarafların sosyal yaşantısı, davacının ihtiyaç durumu dikkate alınarak, davalının ekonomik durumunu zorlamayacak, TÜİK"in yayınladığı ÜFE oranı da gözönünde bulundurularak, TMK.nun 4. maddesi gereğince hakkaniyete uygun nafaka miktarına karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 12.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.