21. Hukuk Dairesi 2016/2740 E. , 2017/1725 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacılar, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacılar vekilinci duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan ve temyiz konusu hükme ilişkin dava, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 369. maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hallerden hiçbirine uymadığından Yargıtay incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillere, kanuni gerektirici sebeplere, temyiz edenin sıfatı ve temyizin kapsam ve nedenlerine göre davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, 17.01.2005 tarihli iş kazası nedeniyle vefat eden sigortalının yakınlarının maddi ve manevi zararlarının giderilmesine ilişkindir.
Mahkemece; Davalılar ...ve ... hakkında karar verilmesine yer olmadığına, diğer davalılar ...ve ... hakkındaki davanın reddine karar verilmiştir.
Somut olayda, mahkemece verilen 11.07.2012 tarih 2006/524 Esas ve 2012/574 Karar sayılı ilam ile, Davacı eş için 58.537,00 TL maddi, 25.000,00 TL manevi, davacı çocukların her biri için 15.000 TL manevi, davacı anne ve babanın her biri için 7.500 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 16/01/2005 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar ... ile ... dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, davacı çocuklar ile anne ve babanın maddi tazminat istemlerinin reddine, Davalı ....Şti ile dahili davalı ... hakkındaki davalar davacı vekilince atiye bırakıldığından bu davalılar hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, kararın süresi içerisinde temyiz incelemesi davalılardan ... ...-... vekillerince istenilmiştir.
Dairemizin 09.09.2013 tarih 2013/1124 Esas ve 2013/15565 Karar sayılı bozma ilamında, dahili davalı sürücü ...’in %100 kusurlu eylemi nedeniyle davalıların sorumluluğu bakımından illiyet bağının kesildiğinin anlaşılması nedeniyle temyiz eden davalılar yönünden davanın reddi yerine yazılı şekilde kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilmek suretiyle yerel mahkeme kararının bozulduğu, bu yönüyle mahkemenin 11.07.2012 tarihli kararını temyiz etmeyen davalılar yönünden bu kararın kesinleşmiş olması nedeniyle, o davalılar için önceki kararda belirtilen miktarlar yönünden davacı lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu anlaşılmaktadır.
Usuli kazanılmış hak kavramı, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.
Usuli kazanılmış hakkın hukuki sonuç doğurabilmesi için; bir davada ya taraflar ya mahkeme ya da Yargıtay tarafından açık biçimde yapılmış olan ve istisnalar arasında sayılmayan bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan bir hakkın varlığından söz edilebilmesi gerekir.( HGK.nun 12.07.2006 T., 2006/4-519 E, 2006/527 K, 03.12.2008 T., 2008/10-730 E., 2008/732 K.) Usuli kazanılmış hak ilkesi kamu düzeniyle ilgilidir. (09.05.1960 T., 21/9; 04.02.1959 gün 13/5 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı)
Bu açıklamalar doğrultusunda 11.07.2012 tarihli kararı temyiz etmeyen davalılar için bu kararda belirtilen miktarların kesinleşmesi nedeniyle davacı lehine usuli kazanılmış hak oluştuğundan, bu davalılar için karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, usuli kazanılmış hakka aykırı olacak şekilde önceki kararı temyiz etmeyen davalılar hakkında da davanın reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
O halde davacılar vekilinin bu hususları içeren temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle, BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine
07.03.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.