Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/7203
Karar No: 2020/6922
Karar Tarihi: 24.11.2020

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2020/7203 Esas 2020/6922 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2020/7203 E.  ,  2020/6922 K.

    "İçtihat Metni"


    Mahkemesi :İş Mahkemesi


    İş kazası kaynaklı hak sahiplerinin maddi ve manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; ilâmda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi davalılardan .... Beton Kum Ocağı Nakliyat Harfiyat Tic. ve San. Ltd. Şti. ile... Sigorta A.Ş. avukatlarınca istenilmesi ve ... Sigorta A.Ş. avukatı tarafından duruşma talep edilmesi üzerine, dosya incelenerek, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 27.10.2020 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü duruşmalı temyiz eden davalı .... adına gelen olmadı. Davacı ve diğer davalılar adına gelen olmadı. Tarafların yokluğunda duruşmaya başlanarak, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra duruşmaya son verilerek bırakılan günde Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalı Acemoğulları Beton Kum Ocağı Nak. Hafriyat Tic. ve San. Ltd. Şti. ve davalı .... vekillerinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    Dava 19.07.2013 tarihli iş kazası sonucu vefat eden sigortalının hak sahibi eş ve çocuklarının maddi ve manevi zararlarının karşılanması istemine ilişkindir.
    1- Mahkemenin, Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine, o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu; mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirdiği gibi, mahkemenin kararını bozmuş olan Yargıtay Hukuk Dairesince; sonradan, ilk bozma kararı ile benimsemiş olduğu esaslara usuli kazanılmış hakka aykırı bir şekilde, ikinci bir bozma kararı verilememektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, Hukuk Genel Kurulu’nun 12.07.2006 gün, 2006/9-508 E., 2006/521 sayılı Kararı).
    Mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir. (Prof. Dr. Baki Kuru, Usuli Müktesep Hak (Usule İlişkin Kazanılmış Hak) Dr. A. Recai Seçkin’e Armağan, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları No. 351 Ankara, 1974, sayfa 395 vd.)
    Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur. (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK).
    Mahkemece Kapatılan 21. Hukuk Dairesince verilen bozma kararına uyulmuş ise de, bozma gereğinin tam olarak yerine getirildiğinden bahsedilmesi mümkün olmayıp yapılan araştırma ve incelemenin hüküm kurmaya yeterli olmadığı görülmektedir. Önceki bozma ilamında "Davalı Acemoğulları Şirketinin tüm temyiz itirazları ile davacı vekilinin sair temyiz itirazları reddedilerek, somut olayda, davacı çocukların sürekli olarak başkasının bakımına muhtaç nitelikte engelli olduklarının iddia edilmiş olması karşısında, çocukların engellilik hallerinin araştırılarak, destekten yararlanma sürelerinin bu duruma göre değerlendirilmek suretiyle bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik araştırma ile karar verilmesinin hatalı olduğu, aynı zamanda davacı eş ve çocuklar lehine takdir edilen manevi tazminatların ayrı ayrı az olduğu …” şeklinde detaylı ve yol gösterici açıklama yapılarak karar bozulmuştur.
    Somut olayda, ilk bozma kararı öncesinde davacı eş hakkında verilen 100.049,78 TL maddi tazminata ilişkin kararın, bozma kapsamı dışında kalarak, miktar yönünden davalılar lehine oluşan usuli kazanılmış hak oluşturduğunun gözetilmemesi, son hükme esas alınan 11.10.2019 tarihli hesap raporunda, maddi tazminattan tenzil edilmesi gereken miktarlarda hataya düşülerek, davalı zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olan ... Sigorta AŞ tarafından yapılan (ve bozmadan önce hükme esas alınan 25.10.2016 tarihli hesap raporuna göre hesaplanan tazminat alacağından faiziyle tenzil edildiği anlaşılan) 28.08.2014 tarihli 42.684 TL’lik ödeme ile ilk derece mahkemesince verilen ilk karardan sonra ilamın icraya konulması nedeniyle 26.05.2017 tarihinde yapılan 186.619,96 TL’lik ödemelerin hesapta tenzil edilecek ödeme niteliğinde olup olmadığının değerlendirilmeyip; bu miktarların maddi tazminat alacaklarından tenzil edilmemesi, aynı zamanda SGK tarafından davacılara iş kazası sigorta kolundan bağlanan gelirin tenzili noktasında da hataya düşülerek kurum tarafından bildirilen gelirlerin ilk peşin sermaye değerinin rücu edilebilir kısımları dışında; denetime elverişsiz rapora göre davacı sigortalının eşi ve çocuklardan Hasan için eşe bağlana gelirin tüm peşin sermeye değerinin yarısı, diğer çocuk İbrahim için ise dosya kapsamı dışındaki bir miktarın tenzili suretiyle maddi tazminat alacaklarının belirlenmesi hatalı olmuştur.
    2- Bilindiği üzere belirsiz alacak davası 6100 sayılı HMK"nun 107. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre; davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir. Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabilir. Aynı yasanın 109. maddesinde ise kısmi dava düzenlenmiş olup buna göre de Talep konusunun niteliği itibarıyla bölünebilir olduğu durumlarda, sadece bir kısmı da dava yoluyla ileri sürülebilir. Dava açıldığı tarihte 6100 sayılı HMK yürürlükte bulunup, maddi tazminat istemli davanın niteliğine göre belirsiz alacak davası veya kısmi dava olarak açılması mümkündür. Bu gibi durumlarda davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığından söz edebilmek için dava dilekçesinde açıkça buna dayanıldığının belirtilmesi ve talebe konu alacak için asgari bir miktar gösterilmesi gerekmektedir.
    Somut olayda, maddi tazminat alacağının davacı sigortalının eşi için bozmadan önceki hükümde esas alınan 25.10.2016 tarihli raporla bilinir hale geldiği, akabinde davacı vekilinin 28.02.2017 tarihli talep artırım dilekçesiyle bu davacı için maddi tazminat istemini neticeten 100.049,78 TL’ye arttırdığı dikkate alınarak, ilk talep artırımına itibar edilmesi gerekirken; uyulan bozma ilamına aykırı olacak şekilde bozmadan sonra davacı vekilinin bu müvekkili için yaptığı 23.10.2019 tarihli ikinci bir talep artırım dilekçesine itibarla 148.636,08 TL maddi tazminata hükmedilmesi de hatalı olmuştur.
    Bu açıklamlar doğrultusunda mahkemece yapılacak iş, ilk hükme esas alındığı anlaşılan 25.10.2016 tarihli hesap raporundaki verileri dikkate alarak, bozma kararı doğrultusunda davacı çocukların engellik hallerine göre ömür boyu yardıma muhtaç oldukları gözetilerek, desteğin bakiye ömrü süresince destekten yararlandırılmalarını sağlayarak hesabı 18 yaşını ikmal ettirdikleri tarihle sınırlandırmamak, davalı Zorunlu Mali Mesuliyet sigortacısı olan ... Sigorta A.Ş."i tarafından o raporda tenzil edilen miktarla beraber ilk karardan sonra ödenen miktarı da dikkate alarak tazminat alacaklarının karşılanıp karşılanmadığını değerlendirmek, bakiye maddi tazminat alacaklarının varlığı halinde ise 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu ile 5510 sayılı Kanunun 21/4.maddesi hükmünü gözeterek davacılara bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değerlerinin rucuya kabil kısımlarını tenzil etmek, davacı eş için bozmadan sonra yapılan ikinci talep artırımını dikkate almadan, diğer davacı çocuklar için ise dava dilekçesi ve 23/10/2019 tarihli talep artırım dilekçelerindeki taleplerle bağlı maddi tazminat alacakları hakkında bir karar vermekten ibarettir.
    Mahkemece, açıklanan bu maddi ve hukuki esaslar gözetilmeden yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı biçimde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davalı ... Beton Kum Ocağı Nak. Hafriyat Tic. ve San. Ltd. Şti. ve davalı ...Ş.’nin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harçlarının istem halinde temyiz eden davalılardan ... Beton Kum Ocağı Nak. Hafriyat Tic. ve San. Ltd. Şti. ve ... Sigorta A.Ş."ye iadesine, 24/11/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi