
Esas No: 2018/2455
Karar No: 2018/7598
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2018/2455 Esas 2018/7598 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar Hazine ve Orman Yönetimi ile davacı ... ve asli müdahiller tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ...., Gökçeören köyü Baldıray mevkiindeki 15000 m² ve 12017 m² miktarlı taşınmazlarının, zeytincilik tapusu ile kendisine ait olduğunu, yörede 1999 yılında yapılan ve 22/03/2002 tarihinde ilân edilen aplikasyon ve 2/B uygulaması sırasında ilk tahditte tarım alanında bırakılan bu taşınmazlarının orman içine bırakıldığını belirterek taşınmazın tamamının orman sınırı dışına alınmasını istemiştir.
Katılanlar ... ve arkadaşları, kendilerinin... varisleri olup murislerinin davalıya taşınmaz sattıklarını ancak dava edilen yerin davacıya satılan yer değil kendilerine ait tapusuz yer olduğunu, murislerinin ve kendilerinin taşınmaza uzun yıllardır zilyet olduğunu, zilyet oldukları bu taşınmazın orman olmadığını belirtmişler, orman kadastrosunun iptaline karar verilmesini istemişlerdir.
Mahkemece davacının davasının kabulüne, müdahillerin davasının reddine, 26 nolu Orman Kadastro Komisyonu tarafından PXC orman parseline ilişkin orman kadastro komisyon kararının iptaline 9, 10, 11, 12 ve 17 zeytincilik parselleri içinde kalan alanın orman olmadığının tespitine kalan alanın orman olduğunun tespitine karar verilmiş, hükmün davacı, Orman Yönetimi ve katılanlar tarafından temyiz edilmesi üzerine; Dairenin 12/07/2005 tarih ve 5293 E. - 9688 K. sayılı kararı ile bozulmasına karar verilmiştir.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle;
“1) Mahkeme hükmünün katılana 15.02.2005 tarihinde tebliğ edildiği temyiz dilekçesi ise 15 günlük yasal süre geçirildikten sonra katılan tarafından 03.03.2005 tarihinde verilmiştir. Katılanın süresinden sonra yapılan temyiz dilekçesinin reddine,
2) Dosya arasındaki bilgi ve belgelerden davanın devamı sırasında arazi kadastrosu geçtiği anlaşılmakta olup, çekişmeli yerin bu çalışmada ne olarak işlem gördüğü tespit tutanağı düzenlenip düzenlenmediği belirlenmemiştir.
Dayanılan kayıtların krokiye bağlı oldukları anlaşılmaktadır, bu krokiler getirilip uygulanmamıştır kayıtların çekişmeli yere uyup uymadığı konusunda mahkemece taşınmaz başında 14/04/2003 ve 12/07/2004 tarihlerinde iki kez yapılan keşiflerde kayıtların uygunluğu konusunda yerel bilirkişi anlatımları da duraksama yaratmaktadır. İlk keşif sonucu düzenlenen fen elemanı krokisine göre 5618 sayılı Kanun uyarınca oluşan kayıt diğer zeytincilik tapusunu da içine alır biçimde ve daha geniş bir alanı kapsar şekilde gösterilmiş olup davacı taraf kayıtlarının farklı üç kısma ifraz edildiği getirtilen kayıtlardan anlaşılmakta ise de ifraz krokileri getirtilerek uygulanmamış, davacı ifraz tapularından bir tanesine sahip olduğu halde tamamı ile ilgili olarak hüküm kurulmuştur. Mahkemece taşınmaz başında bir harita mühendisi, bulunmadığı takdirde bir fen elemanı ve yerel bilirkişi eşliğinde yeniden keşif yapılarak dayanılan kayıtlar 3402 sayılı Kanunun 20. maddesinde belirtilen usulle tapu krokileri ve ifraz krokileri getirtilerek uygulanmalı, zeminde ait
oldukları yerler, bir biçimde belirlenmeli, davacının dayandığı kayıt Temmuz 1965 tarih 22 nolu ilk tesis kaydının ifraz edilen bölümlerinden bir tanesi olduğundan, ancak o bölüm için davacının dava açma hakkı bulunduğu gözetilmelidir. Diğer kayıt ise 1955 yılında, 1944 yılında yapılan orman kadastrosundan sonra oluşmuştur. 5618 sayılı Kanunla değişik 4703 sayılı Kanunda ormanların dağıtılacağına dair bir hüküm bulunmamaktadır. Bu nedenledir ki; tevzii söz konusu olamaz. Bu kaydın kapsamında kalan yerin ilk orman tahdidinde OTS içinde kaldığının anlaşılması halinde anılan tapunun hukuki değerinin bulunmadığı da gözetilmelidir. Değinilen yönler gözardı edilerek kurulan hüküm usul ve kanuna aykırıdır.” gereğine değinilmiştir.
Birleştirilen 2007/818 E. - 2008/425 K. sayılı dosyanın davacısı ... vekili Av. ..."nun Kaş Asliye Hukuk Mahkemesine hitaben verdiği 26.09.2005 tarihli dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkilinin Kaş ilçesi, Gökçeören köyü, Mumuda Öküzini mevkiinde 1996 tarih, 16 sıra nolu tapu kaydı ile 5520 m²"lik taşınmaza malik olduğunu, dava konusu yerin 2/B ile orman sınırı dışına çıkartılacağından halen orman tahdidinde olduğu için yerin Hazineye geçeceğini öğrendiklerini, 26 nolu Orman Kadastro Komisyonu tarafından 22.03.2002 tarihinde ilan edilen tahdit çalışmaları sonucu dava konusu yerin 2/B sahası içerisinde kaldığını öğrendiklerini, taşınmazın evvelinin tapulu olduğunu, bu nedenlerle yapılan tahdidin iptalini talep ve dava etmiştir.
Kaş Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/86 E. - 2007/36 K. sayılı dosyasında ... tarafından dava edilen yer için kadastro mahkemesinde davanın devam ettiği ve taşınmaz için 173 ada 1 parsel sayısı ile tutanak düzenlendiği gerekçesi ile görevsizlik kararı verilerek mahkemeye gönderilmiş ve mahkemenin 2007/818 Esas sırasına kaydı yapılmıştır.
Mahkemenin 2007/818 Esas sayılı Gökçeören köyü 173 ada 1 parsel sayılı taşınmaza yönelik davanın mahkemenin 2005/59 Esas sayılı dosyası ile fiilî ve hukukî bağlantı bulunduğundan bahisle birleştirilmesine karar verilmiş ve 2005/59 Esas sayılı dosya arasına alınmıştır.
Davacı ..."ın, Kadıköy 24. Noterliğinin 16 Aralık 2011 tarihli 36189 yevmiye numaralı düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi, zilyetliğin devri ve alacağın temliki sözleşmesi ile dava konusu taşınmazı ... ve... "ye sattığı, davacı..."nin de Üsküdar 16. Noterliğinin 22.09.2014 tarihli 35957 yevmiye nosu ile davacı ..."dan satın aldığı yeri ..."na sattığı anlaşılmıştır.
Yapılan yargılama sonucu;
1) Davacı ..."nın davasının kısmen kabulüne, kısmen reddine,
2) Birleşik davacı ..."ın davasının kabulüne,
3) Müdahil davacıların davasının reddine;
4) Antalya ili, Kaş ilçesi, Gökçeören mahallesi 173 ada 1 ve 3 sayılı parseller ile 307 ada 1 sayılı parselin yapılan kadastro tespitinin iptali ile fen bilirkişisi Mehmet Karabulut"un 29.02.2016 havale tarihli bilirkişi raporuna ekli olan krokide (A) rumuzu ile gösterilen 15.000 m²"lik alanın ... adına, (B) rumuzu ile gösterilen 5520 m²"lik alanın ... adına, (C) rumuzu ile gösterilen 5000 m²"lik alanın ... adına, 173 ada 1 parsel sayısı verilerek zeytinlik vasfıyla tapuya kayıt ve tesciline,
13.04.2016 havale tarihli fen bilirkişisi ek raporunda; (A2, B2, C3) rumuzu ile gösterilen kısımların yol olarak tespitine ve 173 ada 1 parsel sayılı taşınmazın beyanlar hanesine şerh verilmesine,
(D) rumuzu ile gösterilen 8693,46 m²"lik alanın aynı adada son parsel numarası verilerek orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline,
13.04.2016 havale tarihli fen bilirkişisi ek raporunda; dava konusu parsellerin beyanlar hanesine (A2, B2, C3) rumuzu ile gösterilen kısımların yol olarak şerh düşülmesine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine ve Orman Yönetimi ile davacı ...(temlik alan) ve katılanlar ... ve arkadaşları tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava altı aylık süre içerisinde açılan aplikasyon ve 2/B uygulamasına itiraza ilişkin olup yargılama sırasında taşınmazın bir kısmı için 173 ada 1 parsel sayısı ile tutanak düzenlendiğinden bu kısım için arazi kadastrosuna itiraz davasına da dönüşmüştür.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 3116 sayılı Kanuna göre 1944 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 3302 sayılı Kanuna göre 22/03/2002 tarihinde ilanı yapılıp dava nedeni ile kesinleşmeyen aplikasyon ve 2/B uygulaması vardır.
1) Davacı (temlik alan) ...’nun temyiz itirazları bakımından;
Davacı ... iki ayrı tapu kaydına dayanarak 2/B ve aplikasyon çalışmasına askı ilân süresi içinde dava açmış ve tapu kaydı kapsamında kalan yerlerin orman sınırları dışına çıkarılmasına karar verilmesini istemiştir. Davacının dayandığı tapu kayıtlarından biri 14/02/2002 tarih 3 numaralı tapu olup bu tapu da 1955 tarih 12 sıra numaralı kök tapudan gelmektedir, 1955 tarihli kök tapu 5618 sayılı Kanun uyarınca Veli oğlu... ve ... oğlu ... adına 34100 m² yüzölçümü ve tarla vasfıyla tescil edilmiş, 1988 yılında 4 parçaya ifraz edilmiş, 12017 m² kısmı 18/04/1988 tarih 11 sıra numaralı kayıt ile ... adına tescil edilmiş, değişen yıllar arasında satışlar görmüş ve en son ... adına 14/02/2002 tarih 3 sıra numarası ile tescil edilmiştir.
Davacı (temlik alan) ....; temyiz dilekçesinde 11/11/87 tarih 2 sıra numaralı tapu kaydının üç kısma ifrazı ile oluşan ve davacı adına 15000 m² yüzölçümü olarak oluşturulan tapu kaydına dayalı olarak krokide (A) rumuzu ile gösterilen kısmın davacı adına tesciline ilişkin itirazlarının olmadığını, ancak 12017 m² olup 14/02/2002 tarih 3 numaralı tapu kapsamında kalan yer için verilen ret kararının yerinde olmadığını, kararın bu tapu kaydı kapsamında kalan yer açısından bozulmasını talep etmiştir.
Mahkemece yapılan inceleme ve araştırmaya, dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve davacının dayandığı ve 5618 sayılı Kanun uyarınca oluşan tapu kaydının uyduğu taşınmazın 1944 yılında Öküzini Devlet Ormanı sınırları içindeyken, 2002 yılında P.LXXXV poligon numarası verilerek Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı, 6831 sayılı Kanunun 1/I. maddesi gereğince sahipli arazideki aşılı ve aşısız zeytinlikler ile özel kanunu gereğince Devlet Ormanlarından tefrik edilmiş ve imar, ıslah, temlik şartları yerine getirilmiş bulunan yabani zeytinliklerin orman sayılmayacağı hükme bağlanmış ise de, davacının tutunduğu 14/02/2002 tarih 3 numaralı tapunun geldi kaydı olan Ocak 1955 tarih 12 numaralı tapu kaydının 3573 sayılı Kanuna göre oluşturulan zeytincilik tapusu olmayıp, 5618 sayılı Kanun gereği tevzi yoluyla oluştuğu, 5618 sayılı Kanunla değişik 4753 sayılı Toprak Tevzi Kanununda ormanların dağıtılacağına dair bir hüküm bulunmadığı, bu nedenle taşınmazın orman sınırı içine alındığı, 1944 yılından sonra oluşan tapu kaydına değer verilemeyeceği gözözünde bulundurularak davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik olmadığına göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün bu kısma yönelik olarak onanmasına karar vermek gerekmiştir.
2) Katılan davacılar ... ve arkadaşlarının temyiz itirazları bakımından; katılanlar müdahale dilekçelerinde, murislerine ait tapu kaydı kapsamında kalan bir kısım yerlerin diğer davacılara satıldığı, ancak dava konusu olan yerin tapulu olup satılan yerlerden değil kendi zilyetlikleri altında bulunan yerler olduğunu, hiçbir zaman davacılara ya da 3. kişilere devredilmediğini belirterek orman tahdidinin iptaline karar verilmesini istemişler, yerel mahkemece kurulan ilk kararda katılanların davasının reddine karar verildiği, anılan hükmü katılanlar temyiz etmişse de; temyiz dilekçesinin süre yönünden reddedildiği, katılanlar yönünden verilen ret kararının kesinleştiği, bozmadan sonra kurulan hükmü katılanların temyiz etme hakkı olmadığı anlaşıldığından katılanların temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
3) Davalılar Hazine ve Orman Yönetiminin temyiz itirazları bakımından;
Hazine ve Orman Yönetiminin temyiz dilekçelerinde davacı ..."nun davasının kısmen kabulüne ilişkin verilen kısmı temyiz etmektedir. Mahkemenin kısmen kabul kararı verdiği kısım ise temlik eden ...’ın dayandığı, 14/02/2002 tarih 2 numaralı ve 15000 m² yüzölçümlü tapu kaydının geldisi olan 1965 tarih 22 numaralı tapunun kapsadığı taşınmazdır.
Bahsi geçen 14/02/2002 tarih 2 numaralı tapu kaydının, 07/07/1965 tarih 22 sıra numaralı tapudan geldiği, bu tapu kaydının 1965 yılında 3573 sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanun uyarınca oluşturulduğu, kök tapu miktarının 25520 m² olduğu, sınırlarının tapu kaydında “Doğusu; 9, 10 ve 4 numaralı taş ve Yarılgan deresi, Kuzeyi; 17,12 ve numaralı taş ve Devlet ormanı, güneyi 9,11 numaralı taş ve deniz” şeklinde belirtildiği, ilk maliki... iken tapuda sonradan başka kişilerin satışla paylı malik oldukları dosya kapsamı ile sabittir.
1965 yılında oluşan bu tapu kaydı 1987 yılında, krokiye bağlı olarak 3 parçaya ifraz edilmiş, 27/01/1988 tarih 15 sıra numaralı ve 15000 m² yüzölçümlü taşınmaz, ifrazdan önce tapuda paylı malik olan Mefharet Araç adına tescil edilmiş, sonra satışlarla 14/02/2002 tarih 2 sıra numaralı tapu ile davacı- temlik eden ... adına tapuya tescil edilmiştir.
22520 m² yüzölçümlü tapunun 5520 m²’lik kısmı ifraz sonucu 27/01/1988 tarih 16 sıra numarası ile paylı maliklerden ... adına tapuya tescil edilmiş, satışlar ile 3. kişilere geçmiş, ancak gerçek kişiler arasında görülen dava sonucu en son 1996 tarih 5 sıra numarası ile tekrar ... adına tapuya tescil edilmiştir. Birleştirilen dosya davacısı ... bu tapu kaydına dayanarak genel mahkemede orman tahdidinin iptalini talep etmiş, dava konusu taşınmaz için arazi kadastrosu sırasında 173 ada 1 parsel sayısı ile tutanak düzenlendiği, bu taşınmazın kadastro mahkemesinde davalı olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiş ve dosyalar birleştirilerek yargılamaya devam edilmiştir.
Kök tapunun kalan 5000 m² kısmı ise 27/01/1987 tarih 17 sıra numarası ile ... adına tescil edilmiş olup, tapu malikin mirasçıları müdahil olarak davaya katılmışlar, zilyetlikleri altında olan bir kısım yer için orman tahdidinin iptalini talep etmişlerdir.
Yargılamanın devamı sırasında 2005 yılında çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde arazi kadastrosu çalışmaları yapılmış, çekişmeli 173 ada 1 parsel sayılı taşınmaz için 07/07/1965 tarih 22 sıra numaralı tapudan gelen ifraz tapuları tespite esas alınmış, tapu kaydının bu taşınmaza ait olduğu ancak taşınmazın 2/B uygulamasına itiraz davasına konu olduğundan bahsedilerek yüzölçüm ve malik hanesi boş bırakılmak sureti ile tespit edilmiş ve kadastro tutanağı kadastro mahkemesine aktarılmıştır.
Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sırasında alınan bilirkişi raporlarına göre dayanak 1965 tarih 22 numaralı kök tapu kaydının sınırlarında yazan 10, 12, 17, 11 ve 9 zeytincilik taş numaralarına göre 5 numaralı zeytincilik parseline uyduğu, 2/B ve aplikasyon uygulaması sırasında tapunun uyduğu 5 numaralı zeytincilik parselinin orman tahdidi dışında gösterildiği, çalışma tutanaklarında bu kısmın P.43 numaralı taşınmaz olarak açıklandığı, ancak zeytincilik parselinin içinde yer alan ZN.12, 13, 14, 15 ve 12 zeytincilik taşları ile çevrili kısmın bu tapu kapsamı dışında ve ilk orman tahdidi içinde kaldığı, ancak 1981 yılından evvel orman vasfını yitirdiği gerekçesi ile ZN.12, 13, 14, 15 ve 12 zeytincilik taşları ile kısım P.XC poligonu olarak Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan alan olarak bırakıldığı belirtilmiştir.
Mahkemece kök tapunun ve 5 numaralı zeytincilik parseline, 2/B ve aplikasyon çalışmaları sırasında p.43 numaralı parsel olarak belirlenen taşınmaza uyduğunun kabul edilmesinde bir isabetsizlik yoktur, ancak eldeki dava aplikasyon ve 2/B uygulamasına itiraz davası olup, mahkemece davanın kabulü halinde kabul edilen kısım açısından tahdidin iptaline karar verilmesi ve ancak hakkında kadastro tutanağı düzenlenen kısımla ilgili tescil hükmü kurulması gerekirken, tapu kapsamında kalan ancak hakkında kadastro tutanağı düzenlenmeyen yani 173 ada 1 numaralı parselin çapı dışında kalan ve 2/B haritasında ZN.12, 13, 14, 15 ve 12 zeytincilik taşları ile P.XC numarası ile gösterilen 2/B alanını da kapsar şekilde tescil hükmü kurulmuştur. Oysa, dava dilekçelerine bakıldığında, asıl, birleşen ve müdahil olunan davaların; aplikasyon ve 2/B uygulamasına itiraz davası olduğu, (henüz 2/B uygulaması kesinleşmediği halde dava konusu taşınmazların bulunduğu alanda yargılama sırasında yapılan kullanım kadastrosu yapılmışsa da bu çalışmanın yok hükmünde olup davanın niteliğini değiştirmeyeceği, mahkemece zeytincilik tapusunun kapsamında kaldığı belirlenen 9, 10, 17 ve 11 numaralı zeytincilik taşları ile çevrili alan içinde kalan ve 2/B çalışması sırasında tarım arazisi olarak belirlenmesi gerekirken PXC sayısı ile 2/B alanı olarak belirlenen bu alana ilişkin orman tahdidinin iptaline karar vermek, bu alan dayanak zeytincilik tapusu ve ifraz krokisi kapsamında kalsa dahi hakkında arazi kadastrosu sırasında tutanak düzenlenmediğinden bu alanı kapsar şekilde tescil hükmü kurmamak olmalıdır.
Kabule göre de; davaya asli müdahil olarak katılan ... ve arkadaşları, davalarında sadece zilyetliğe dayalı dava açmış ve davalarının reddine ilişkin hüküm kesinleşmiş olsa da; zeytincilik tapusunun ifrazı ile oluşan 5000 m²"lik 27/01/1987 tarih 17 sıra numaralı tapu maliki müdahillerin murisi olduğundan ve tapu kaydının kapsadığı alan için malik hanesi açık bırakılmak sureti ile tutanak düzenlenip, kadastro hâkimi Kadastro Kanununun 30/2. maddesi gereğince araştırma yaparak gerçek haksahibini belirleme yükümlülüğü bulunduğundan bu ifraz tapusu ve 173 ada 1 parsel sayılı taşınmaz kapsamında kalan kısım için müdahiller adına tescil hükmü kurulması gerekirken murisleri adına tescil hükmü kurulması doğru değildir.
SONUÇ: 1) Yukarıda birinci bentde açıklanan nedenlerle, davacı-temlik alan ..."nun temyiz itirazlarının reddi ile hükmün birinci bendinin kısmen reddine ilişkin kısmının ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının ..."na yükletilmesine,
2) İkinci bentde açıklanan nedenlerle, asli müdahiller ... ve arkadaşlarının temyiz itirazlarının REDDİNE,
3) Üçüncü bentde açıklanan nedenlerle, davalılar Hazine ve Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 27/11/2018 günü oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.