Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/11806
Karar No: 2015/510
Karar Tarihi: 13.01.2015

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2014/11806 Esas 2015/510 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2014/11806 E.  ,  2015/510 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ÇORUM 2. AİLE MAHKEMESİ
    TARİHİ : 13/03/2014
    NUMARASI : 2013/707-2014/150

    Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan yargılaması sonunda yerel mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı ile davalının evli olduklarını, davalının ailesini ziyaret konusunda aralarında tartışma çıktığını, davacının davalıdan şiddet gördüğünü, davacının boğazını sıktığını, geceleyin kapı dışarı attığını, hamile olmasına rağmen kötü davrandığını, en son davacının ailesinin yanında davacıya şiddet gösterdiğini, bunun üzerine davacının ailesinin davacıyı götürdüklerini, davalıyı arayıp sormadığını belirterek, aylık 1.000 TL tedbir nafakasının davalıdan tahsilini, dava tarihinden sonra dünyaya gelen müşterek çocuk Zeynep için 400 TL tedbir nafakasının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
    Davalı cevabında; davacının geçmiş hayatı nedeniyle davranış bozuklukları yaşadığını, davacıyı kovmadığını, davacının ailesi ile birlikte çarşıya çıktıklarını, sonra evi terkettiğini beyan etmiştir.
    Mahkemece; davalının, davacının kollarını ve yüzünü kızaracak şekilde sıkarak zarar vermiş ise de, olaydan sonra evi terketmeyip, çarşıya çıktığından bahisle, davacının davasının reddine, davacıya dava tarihi 06.11.2013 tarihinden itibaren 400 TL tedbir nafakasının kararın kesinleşmesine kadar devamına, çocuk için 19.02.2014 doğum tarihinden 200 TL tedbir nafakasının kararın kesinleşmesine kadar devamına karar verilmiş, hükmü davacı vekili temyiz etmiştir.
    Dosya kapsamından tarafların 17.05.2013 tarihinde evlendikleri, halen evli oldukları, davacının hamile iken ayrı yaşamaya başladığı, bu arada müşterek çocukları Zeynep"in 19.02.2014 tarihinde dünyaya geldiği anlaşılmaktadır.
    Davada, davacı kadın ve müşterek çocuk için tedbir nafakası talep edilmektedir.
    TMK.nun 195.maddesi gereğince; “Evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmesi veya evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi halinde eşler ayrı ayrı veya birlikte hakimin müdahalesini isteyebilirler. Hakim, gerektiği taktirde eşlerden birinin istemi üzerine kanunda öngörülen önlemleri alır.”
    Aynı kanunun 197.maddesine göre; “Eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir.
    Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır.” Tedbir nafakasında eşlerin, birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve mal varlıkları ile katkıda bulunmaları gerekir (TMK md. 186/son).
    Dosyada dinlenen tanık beyanlarından; davalının davacıya şiddet uyguladığı, tarafların evlendikten 3 ay sonra ziyaretlerine gittiklerinde, davacının hamile olduğunu, davacının eli ve yüzünün kızarmış olduğunu gördüklerini, davalının davacıya “defol git” dediğini, davalının boşanmak istediğini söylediğini duyduklarını, aynı gün davacının baba evine döndüğünü ve davalının davacıyı aramadığını ifade etmişlerdir.
    Bu durumda; hamile olan davacı kadının ayrı yaşamakta haklı olduğu anlaşılmaktadır. Davacının ev hanımı olduğu, davalının ise özel hastanede memur (hemşire) olup, aylık 3.000 TL maaş aldığı tespit edilmiştir.
    Ayrıca, yargılama sırasında dünyaya gelen 19.02.2014 doğumlu müşterek çocuk Zeynep"inde TMK.nun 197/son maddesi gereğince masraflarının karşılanması amacıyla nafakaya hükmedilmesi gerekmektedir.
    Belirtilen nedenlerle davacı kadın ve müşterek çocuk lehine davalının ekonomik durumunu zorlamayacak şekilde TMK.nun 4.maddesi gereğince tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, mahkemece; yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 13.01.2015 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
    M U H A L E F E T Ş E R H İ
    Sayın; Çoğunluğun, davacı eşede tedbir nafakası verilmesi yönündeki “Bozma” kararına muhalefet şerhimin gerekçesidir.
    Davacı, davalı ile 2013 tarihinde evlendiklerini, evliliklerinin ilk ayı içinde hamile olduğunu, davalının aile hukukundan doğan yükümlülükleri yerine getirmediğini, davalının aslen Çorum ili Bayat ilçesinde olduğunu, davalının anne ve babasının halen Bayat ilçesinde oturduğunu, davalının kendisini her hafta sonu Bayat ilçesine götürmek istediğini, her hafta sonu gitmek istemediğini söylediğinde davalının sürekli tartışma çıkarttığını, hatta davalının müvekkiline bu nedenlerle çocuğu aldıralım bile dediğini, hamile olduğu dönemde davalıdan şiddet gördüğünü, boğazını sıktığını, kollarını tutup yüzüne vurduğunu, gece dışarı attığını, davalının kendisine "ben erkeğim, her şeyi yaparım, sende karşımda cevap veremezsin" dediğini, müvekkilesinin sustuğunda ise "sen beni neden kale almıyorsun" diye tartışma çıkarttığını, davalının eylemleri sonunda; anne ve babasının yanına gittiğini, kendisi için 1000 TL tedbir nafakasına ve doğacak çocuk içinde iştirak nafakasına hükmedilmesini istemiştir.
    Somut olayda; davacının kendisi için istediği tedbir nafakası 4721 sayılı Türk Medenî Kanunun 197. maddesinde tarifini bulan “Tedbir (önlem) Nafaka"sıdır”.
    Türk Medenî Kaununun 197. maddesinin metni aynen şöyledir;
    “Eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddî biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir.
    Birlikte yaşamaya ara verilmesi “haklı bir sebebe dayanıyorsa” hâkim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır.”
    Madde metninde ayrı yaşam için “haklı nedene” ayrı bir önem atfedilmiştir.
    Mahalli Mahkeme gerekçeli kararının 3. sayfasının 5. bendinin son bölümünde; “... bu şartlar alıtnda davacının kendi isteği ile müşterek evden ayrıldığı ve kendi isteği ile de babasının evinde kalmaya devam ettiği anlaşılmakla davacının ayrı yaşamakta haklı olduğu ispatlanamadığı kabul edilmiş ve davanın reddine karar vermek gerekmiştir.”
    Aynı sayfanın 6. bendinde; “hernekadar davacı tanıklarının davalının tartışma sırasında yanlarına geldiğinde davacının yüzünün ve kollarının kızarmış olduğunu ve bunu davacıya sorduklarında davalının sıktığını söylediğini belirtmiş iseler de, davacının tartışmanın hemen akabinde müşterek evden ayrılma imkânı varken bunu yapmadığı, davacının ailesinin tartışma sonrası taraflarla konuştukları ve aynı gün gezmek için hep birlikte çarşıya gittikleri ve akşama kadar gezdikleri hususları dikkate alındığında davacının davalıyı “affettiği en azından hoşgörü ile karşıladığı” kabul edilmiştir.
    Her ne kadar tanık Filiz tartışma sırasında davalının davacıya “defol git” diye bağırdığını söylemiş ise de aynı ortamda bulunan tanık Gözde"nin bu olayı beyanında anlatıp doğrulamadığı anlaşıldığından tanık Filiz"in bu yöndeki beyanına itibar edilmemiştir.”
    Hususlarına ayrı bir vurgu yapılmıştır.
    Mahkemenin bu kabul ve gerekçelerine göre davacının ayrı yaşamda haklı olmadığı görülmektedir.
    Dinlenen tanıklandan F.. S.. davacının annesi, G.. davacının kızkardeşidir. Bu tanıkların davacı ile birinci derecede akraba olmaları nedeniyle davacı lehine beyanda bulunmaları doğaldır. Bu tanıkların beyanına göre davacının ayrı yaşamda haklı olduğu sonucuna varılamaz.
    Ayrıca olayı yüze yüz gören mahkemeninde davacının ayrı yaşamda haklı olmadığı yönündeki maddî ve somut tespitleri vardır.
    Dsyadaki bilgi, belge, davalının sözlü ve yazılı beyanları ile mahalli mahkemenin maddî ve somut tespitleri nazara alındığında davacının ayrı yaşamda haklı olmadığı görüşünde olduğumdan davacıya tedbir nafakası verilmesi gerektiği yönündeki, Sayın; çoğunluğun “bozma” görüşüne katılamıyorum. 25.03.2015







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi