21. Hukuk Dairesi 2016/11015 E. , 2017/1893 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Davacı, 1994 ve 1995 yılları arasında ... ... sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillere, kanuni gerektirici nedenlere göre davacının tüm olarak kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine
2-Dava, davacının halk arasında ... olarak bilinen ismi ile şeker fabrikasına ürün teslim ettiğinden bahisle ilgili tarihlerde ... ... sigortalısı olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulü ile “davacı ..."ın ekmiş olduğu ürün bedellerinden davalı ... lehine yapılmış olan, pirim tevfikat tarihini takip eden ay başından itibaren 31.12.1995 tarihine kadar 2926 Yasaya tabi ... ... sigortalısı olduğunun tespitine” karar verilmiştir.
Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş kararları; Kurumun prim alacaklarını Bakanlar Kurulu kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi halinde, ...’un prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı re’sen kayıt ve tescil etmemesi, yasanın kendisine yüklediği re’sen tescil yükümlülüğüne aykırılık teşkil ettiğinden, prim tevkifatının yapıldığı tarihi izleyen aybaşından itibaren sigortalı olarak kabulü gerektiği yönündedir.
İlk prim kesintisini izleyen yıllarda prim kesintisi veya ürün tesliminin gerçekleştiğinin belirlendiği durumlarda, bu yıllar için de tespit kararı verilmesi gerekmektedir.
... ... sigortalılığının temel koşulu 2926 sayılı Yasanın 2/1 ve 3/b maddelerinde belirtildiği gibi, tarımsal faaliyette bulunmaktır. Prim tevkifatına dayalı tespit davalarında, salt ziraat odası ve kooperatif kaydı gibi belgelerin bulunması yada ürün tesliminin olması tek başına davanın kabulü için yeterli değildir. ... ... sigortalılığının tespiti için öncelikle bir prim kesintisinin (tevkifat) bulunması gerekir. Yine bu prim kesintisini (tevkifatı) takip eden yıllarda, tarımsal faaliyete ilişkin olarak, hangi tarımsal ürünlerin yetiştirildiği, nereye satıldığı veya teslim edildiği, bu ürünlerden prim kesintisinin yapılıp yapılmadığı gibi hususlar da somutlaştırılarak belirlenmelidir.
Öte yandan ilk prim kesintisini izleyen yıllarda, prim kesintisi (tevkifat) veya ürün tesliminin iki yıla kadar olan süre dışında süreklilik arzettiği hallerde tarımsal faaliyetin sürekli olduğu kabul edilip, bu yıllar için de tespit kararı verilmesi gerekmektedir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacı ...’ın 10.04.1955...doğumlu, ... ve ...’den olma ve evlilik soyadının ... olduğu,... Şeker Fabrikasına 1994 yılı 10 ve 11.aylarında ... ... tarafından ürün teslimi yapıldığı, ... Şeker Fabrikası tarafından 1994 yılı pancar üretim sözleşmesinde adı geçen “...”nin davacı olduğunun 31.01.2014 tarihli yazı ile davalı Kuruma bildirdiği, 1994 yılında (belirtilmeyen bir ay için) ... ... adına prim tevkifatının bulunduğu, davacının pancar ekicileri kooperatifine 10.01.2003 tarihinden itibaren kayıtlı olduğu, 15.07.2013 tarihinden itibaren ziraat odasına üye olduğu, ikamet ettiği semtte yapılan kolluk araştırmasında davacının, ... ... ismi ile bilindiği, davacıya sigortalılık tescili için Kuruma müracaat etmek üzere süre verildiği, tarihsiz sigortalılık döküm föyünde ve 05.03.2015 tarihli eksterede davacının 01.03.1994-31.12.1994 ve 15.07.2013 tarihinden itibaren devam eden şekilde sigortalı kabul edildiği, ancak aynı tarihli bir başka ekstrede 15.07.2013 tarihinden itibaren ... ... sigortalısı kabul edildiğinin gösterildiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda, mahkemece davacıdan sigortalılık talebinin hangi tarihlere ilişkin olduğunu açıklığa kavuşturmasının istenmemiş olması, kararda davacının ... ... sigortalılığının hangi tarihten itibaren başladığının belirtilmemiş olması hatalıdır. Bunun yanı sıra 1994 yılında “... ...” adına yapılan tevkifatın davacıya ait olup olmadığının, tevkifatın yılın hangi ayına ilişkin olduğunun yeterince araştırılmamış olması, davacının davalı Kurum tarafında hangi tarihten itibaren ... ... sigortalısı kabul edildiğinin netleştirilmemesi de yerinde değildir. Ayrıca 1995 yılına ilişkin tevkifatın bulunmamasına rağmen davacının 31.12.1995 tarihine kadar sigortalı olduğunun tespitine karar verilmesi de usul ve yasaya aykırı olup bozma sebebidir.
Yapılacak iş, davacıya talebini açıklattırmak, hangi tarihler arasında ... ... sigortalılığının tespitini istediğini sormak, davalı Kurumdan davacının hangi tarihler arasında ... ... sigortalısı kabul edildiğini netleştirmesini istemek, davacının talep ettiği tarihlerde davalı Kurum tarafından sigortalı kabul edilmesinin söz konusu olması durumunda davanın konusuz kalması ihtimalini değerlendirmek, ... ... adında başka bir kişi olup olmadığını ilgili nüfus müdürlüğünden, bu isimde bir sigortalı olup olmadığını davalı Kurumdan sorup araştırmak varsa gerektiği takdirde davaya dahil edilmesi sağlanıp kesintinin davacı adına yapılıp yapılmadığı hususunu tereddütsüz olarak belirlemek, adına tevkifat yapılan ... ... ile davacının aynı kişi olduğu tespit edildiği takdirde; 1994 yılına ilişkin tevkifatın yılın hangi ayına ilişkin olduğunu belirlemek, dosya kapsamında 1995 yılında davacı adına tevkifatın bulunmadığı anlaşıldığından, 1994 yılına ilişkin tevkifatın ait olduğu ayı takip eden aybaşından itibaren yıl sonuna kadar sigortalılık kazandırabileceğini göz önünde bulundurmak, hükmün infaz kabiliyetine sahip olabilmesi için tespitine karar verilen sigortalılığın başlangıç ve bitiş tarihlerinin hükümde gösterilmesi gerektiğini göz önünde bulundurarak sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden taraflardan davacıya iadesine, 13/03/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.