MAHKEMESİ :İş Mahkemesi


Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dava, zararlandırıcı sigorta olayı sonucu sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, 98.431,00 TL maddi tazminat ve 25.000,00 TL manevi tazminat bedelinin 11/07/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Dosya kapsamındaki kayıt ve belgelerden davacının iş kazası sonucu %26,00 oranında sürekli iş göremezliğinin bulunduğu, yerel mahkemenin 21/03/2013 tarihli ilk kararıyla 50.641,00 TL maddi tazminat ve 25.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan müteselsilen tahsiline karar verildiği anılan kararın davanın tüm taraflarınca temyiz edildiği ve Dairemiz"in 26/11/2013 tarih ve 2013/11621 Esas - 2013/21874 Karar sayılı ilamı ile davalı ... Gn. Müd.’nün ancak doğrudan ya da Maden Kanunu"ndan doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesinden kaynaklanan kusurunun bulunması durumunda sorumlu olacağının kabulü gerekirken davalılar arasındaki hukuki ilişkinin hatalı değerlendirilerek davalı ... Gn. Müd.’nün kusuru bulunmasa bile tazminattan sorumlu olduğunun kabul edilmesinin isabetsiz olduğundan bahisle bozulmasına karar verildiği, yerel mahkemenin bu ilk bozma ilamı üzerine dosyayı yeni esasa kaydettiği ve fakat henüz bozma ilamına uyulup uyulmayacağı yönünde bir karar vermeden önce davacı tarafın 20/08/2014 havale tarihli dilekçesi ile bahsedilen bozma ilamında maddi hata bulunduğunu ileri sürdüğü, mahkemenin bundan sonra dosyanın fotokopisini çekerek bozma ilamında maddi hata bulunup bulunmadığı konusunda inceleme yapılmak üzere fotokopi halindeki dosyayı Dairemiz"e gönderdiği, bu arada mahkemece ilk bozma ilamına uyulmasına karar verildiği ve 16/12/2014 tarihli celsede bozma ilamına karşı verilen maddi hata dilekçesinin sonucunun beklenmesinin yargılamanın ilerlemesine fayda sağlamayacağı yönünde karar verilerek dosyanın yargılamasına devam edildiği, davacı tarafın ibraz ettiği dilekçenin Dairemiz"in 10/03/2015 tarihli ilamı ile değerlendirilerek bozma ilamında maddi hata bulunduğu iddiasına


dayanan istemin kabulüne ve 26/11/2013 tarihli ilk bozma ilamının kaldırılmasına, davalılar arasındaki ilişkinin asıl işveren-alt işveren ilişkisi olarak değerlendirilmesi gerektiği, bunun yanında davacının geçici iş göremezlik döneminde %100 malul olarak kabul edilerek maddi zarar hesabı yapılması gerektiğine yönelik olarak yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verildiği, maddi hata incelemesine dosyanın fotokopisini gönderdiği için Dairemiz"in 10/03/2015 tarihli bozma ilamından haberdar olamayan yerel mahkemece 28/04/2015 tarihli karar ile 50.641,00 TL maddi tazminat ve 25.000,00 TL manevi tazminatın davalı ... ..."nden tahsiline, davalı ... Gn. Müd. hakkındaki davanın ise reddine karar verildiği, bu kararın da davacı vekili tarafından temyiz edildiği, dosyanın vaki temyiz talebi nedeniyle incelenmek üzere Dairemiz"e gönderilmesi gerekirken bilahere maddi hata dilekçesi üzerine Dairemiz"ce verilen 10/03/2015 tarihli bozma ilamından haberdar olan mahkemenin 29/07/2015 tarihli tensip tutanağı ile dosyayı yeniden aynı esas numarası altında görmeye devam ettiği, bu kez 06/10/2015 tarihli celsede 10/03/2015 tarihli bozma ilamına uyulmasına karar verildiği, bozma ilamı doğrultusunda yeni hesap raporları alındığı bu arada davacı tarafın açıtğı son ek davanın da eldeki dosya ile birleştiği, sonuç olarak mahkemenin 11/02/2016 tarihli temyiz incelemesine konu ek kararı ile 98.431,00 TL maddi ve 25.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan müteselsilen tahsiline karar verildiği anlaşılmaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 294/1. maddesinde mahkemelerin usule veya esasa ilişkin bir nihai kararla davayı sona erdireceği belirtilmektedir. Nihai kararlar, usule ilişkin nihai kararlar veya esasa ilişkin nihai kararlar olmak üzere ikiye ayrılır. Usule ilişkin nihai kararlar, davanın esasıyla ilgili olmayan kararlar olup, başka bir ifade ile mahkemenin maddi hukuk bakımından değil de usul hukuku bakımından verdiği kararlardır. ...:Hukuk Muhakemeleri Kanunun Hükümlerine Göre Medeni Usul Hukuku, 11. Bası, ... 2011, s.540). Esasa ilişkin kararlar ise, hakimin uyuşmazlığın esasını inceleyerek verdiği kararlardır (HMK m.294/1). Yani davada ileri sürülen taleplerin maddi hukuk açısından incelenerek esas bakınmından kabul veya reddine ya da kısmen kabul ve kısmen reddine ilişkin kararlardır(...., s.540). Yukarıda belirtilen kanun hükmünden de anlaşılacağı üzere, basit yargılama usulünde tahkikat tamamlanıp, taraflara son sözleri sorulduktan sonra, mahkemece, uyuşmazlığın esası hakkında hüküm verilerek dava sona erdirildiğinde mahkemece davadan el çekilmiş sayılacağının kabulü gerekir. Bu durumda, yerel mahkeme kararı kanun yolu incelemesini yapan merci tarafından bozulmadıkça, mahkemece, dosya yeniden ele alınarak yeni bir karar verilemez.
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında mahkemenin 2014/348 Esas - 2015/278 Karar sayılı ve 28/04/2015 tarihli nihai kararı ile davadan elini çektiği, anılan bu karar verilecek bir bozma ilamı ile ortadan kaldırılmadan, dosyanın aynı esas numarası altında yeniden görülüp dosya hakkında yeni bir nihai karar verilmesi durumunda mahkemece verilen aynı esas karar numaralı ve fakat 11/02/2016 tarihli kararın yok hükmünde olduğu, mahkemenin 28/04/2015 tarihli kararının ise içerdiği maddi hatadan dolayı Dairemizce kaldırılan 26/11/2013 tarihli bozma ilamına uyularak verilmesi nedeniyle hatalı olduğu açık seçiktir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Yapılacak iş, Dairemiz"in 10/03/2015 tarihli bozma ilamı değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesinden ibarettir.
O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, sair yönlerin incelenmesine şimdilik yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde davalılara iadesine
13/03/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.