Abaküs Yazılım
15. Ceza Dairesi
Esas No: 2020/1202
Karar No: 2020/9252
Karar Tarihi: 05.10.2020

Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2020/1202 Esas 2020/9252 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Antalya'da, açığa imzanın kötüye kullanılması, özel belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından şüpheli bir kişi hakkında soruşturma yapıldı. Kemer Cumhuriyet Başsavcılığının verdiği karara karşı yapılan itiraz, Yüksek Adalet Bakanlığı tarafından kabul edildi ve davayla ilgili dosya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildi. Tebligatta Cumhuriyet savcısının soruşturma görevini yerine getirmediği belirtildi. Olayda, şüphelinin üzerine atılı suçun belgede sahtecilik suçuna atıf yapan 5237 sayılı Kanun'un 209/2. maddesinin \"imzalı ve kısmen veya tamamen boş bir kağıdı hukuka aykırı olarak ele geçirip veya elde bulundurup da hukuki sonuç doğuracak şekilde dolduran kişi, belgede sahtecilik hükümlerine göre cezalandırılır.\"şeklindeki hâline uyduğu cihetle, suç kastını tespit amacıyla Kemer 1. Noterliğinden müştekinin bahsettiği 1581 yevmiye numaralı fesihname başlıklı ve tarafların birbirlerinden herhangi bir borç ve alacaklarının kalmadığını beyan ettikleri belgenin getirtilmesinden sonra şüphelinin ifadesinin alınması ve suça konu senetlerin kim tarafından doldurulduğunun bilirkişi vasıtasıyla açıklığa kavuşturulmasından sonra sonucuna gö
15. Ceza Dairesi         2020/1202 E.  ,  2020/9252 K.

    "İçtihat Metni"


    Açığa imzanın kötüye kullanılması, özel belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda Kemer Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 27/03/2018 tarihli ve 2018/886 soruşturma, 2018/1017 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine ilişkin mercii Antalya 2. Sulh Ceza Hâkimliğinin 14/05/2018 tarihli ve 2018/2240 değişik iş sayılı kararı aleyhine, Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 22/01/2020 gün ve 94660652-105-07-9610-2019 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 04/02/2020 gün ve 2020-14370 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
    Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
    5271 sayılı Kanun’un 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında,
    Somut olayda, müştekinin şikayeti üzerine yapılan soruşturma sonucunda, "...şüpheliye boş halde verildiği iddia edilen açığa imzaların bu vermeye ilişkin yazılı bir delilin bulunmadığı, her ne kadar müşteki tarafından imzalı boş kağıdı şüpheliye verdiğini ve bu yazıyı aralarındaki anlaşmaya aykırı olarak doldurularak düzenlendiğini iddia etmekte ise de, şüphelinin üzerine atılı suçun 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 209/1. maddesinde düzenlenen açığa atılan imzanın kötüye kullanılması suçunu oluşturacağı, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 24.03.1989 gün ve 1/2 sayılı kararında açıklandığı üzere, yüklenen açığa atılan imzanın kötüye kullanılması suçunun da yazılı delille ispatının zorunlu olduğu, dosya kapsamından da müştekinin buna yönelik yazılı delil sunmadığı..." gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de; müştekinin iddiasının, eski ortağı olan ve sonrasında da sigortalı mütercim tercüman olarak yanında çalıştığı şüpheli ile birlikte kullandıkları ofiste, mütercimlik işinde kullanılmak üzere mesleki kaşesiyle imzalayarak hazırlamış olduğu çok sayıda A4 kağıt bulunduğu, şüpheli ile iş ilişkisi sona erdiğinde ise şüphelinin bu boş kağıtları doldurarak 2 adet alacak verecek sözleşmesi ve 1 adet ortaklığın feshi sözleşmesi düzenlenmesinden ibaret olduğu, bu itibarla müştekinin iddia ettiği fiilin esasen belirli bir tarzda doldurulup kullanılmak üzere şüpheliye verilen imzalı boş kağıda ilişkin olmayıp ofiste unuttuğu imzalı boş kağıdın şüpheli tarafından doldurulması olduğu nazara alındığında, anılan imzalı boş kağıtların şüpheliye rıza ile veya bir anlaşmaya dayanarak verilmediği, bu anlamda şüphelinin ele geçirme tarzının hukuka aykırı olduğunun iddia edildiği anlaşılmakla, şüphelinin üzerine atılı suçun belgede sahtecilik suçuna atıf yapan 5237 sayılı Kanun"un 209/2. maddesinin "imzalı ve kısmen veya tamamen boş bir kağıdı hukuka aykırı olarak ele geçirip veya elde bulundurup da hukuki sonuç doğuracak şekilde dolduran kişi, belgede sahtecilik hükümlerine göre cezalandırılır." şeklindeki hâline uyduğu cihetle, suç kastını tespit amacıyla Kemer 1. Noterliğinden müştekinin bahsettiği 1581 yevmiye numaralı fesihname başlıklı ve tarafların birbirlerinden herhangi bir borç ve alacaklarının kalmadığını beyan ettikleri belgenin getirtilmesinden sonra şüphelinin ifadesinin alınması ve suça konu senetlerin kim tarafından doldurulduğunun bilirkişi vasıtasıyla açıklığa kavuşturulmasından sonra sonucuna göre hukuki durumun takdir ve tayini gerekirken, şüphelinin ifadesi alınmadan ve herhangi bir soruşturma işlemi yapılmaksızın, eksik soruşturma ile verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın bu yönden kabul edilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
    5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
    GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
    Her ne kadar şüpheliye boş halde verilen imzalı A4 kağıtlarının şüpheli tarafından doldurularak müşteki aleyhine icra takibi yapıldığı ve iddia edilen açığa imzanın kötüye kullanılması suçunun yazılı delille ispata tabi olduğundan ve bunun gerçekleştirilmediğinden bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de; müştekinin iddiasının, eski ortağı olan ve sonrasında da sigortalı mütercim tercüman olarak yanında çalıştığı şüpheli ile birlikte kullandıkları ofiste, mütercimlik işinde kullanılmak üzere mesleki kaşesiyle imzalayarak hazırlamış olduğu çok sayıda A4 kağıt bulunduğu, şüpheli ile iş ilişkisi sona erdiğinde ise şüphelinin ve müştekinin alacak borç olmadığına dair fesihname düzenlemelerine rağmen yıllar sonra aynı şüphelinin bu boş kağıtları doldurarak 2 adet alacak verecek sözleşmesi ve 1 adet ortaklığın feshi sözleşmesi düzenlediği ve müştekiden alacağının olduğundan bahisle icra takibi başlattığı , bu itibarla müştekinin iddia ettiği fiilin esasen belirli bir tarzda doldurulup kullanılmak üzere şüpheliye verilen imzalı boş kağıda ilişkin olmayıp , mail olarak gönderdiği tercüme işleri için kullanıma yönelik ofiste önceden bıraktığı imzalı boş kağıdın şüpheli tarafından doldurulması olduğu nazara alındığında, anılan imzalı boş kağıtların şüpheliye rıza ile veya bir anlaşmaya dayanarak verilmediği, bu anlamda şüphelinin ele geçirme tarzının hukuka aykırı olduğunun iddia edildiği anlaşılmakla,şüphelinin üzerine atılı suçun belgede sahtecilik suçuna atıf yapan 5237 sayılı Kanun"un 209/2. maddesinin "imzalı ve kısmen veya tamamen boş bir kağıdı hukuka aykırı olarak ele geçirip veya elde bulundurup da hukuki sonuç doğuracak şekilde dolduran kişi, belgede sahtecilik hükümlerine göre cezalandırılır." şeklindeki hâline uyduğu cihetle, suç kastını tespit amacıyla Kemer 1. Noterliğinden müştekinin bahsettiği 1581 yevmiye numaralı fesihname başlıklı ve tarafların birbirlerinden herhangi bir borç ve alacaklarının kalmadığını beyan ettikleri belgenin getirtilmesinden sonra şüphelinin ifadesinin alınması ve suça konu senetlerin kim tarafından doldurulduğunun bilirkişi vasıtasıyla açıklığa kavuşturulmasından sonra sonucuna göre hukuki durumun takdir ve tayini gerekirken, şüphelinin ifadesi alınmadan ve herhangi bir soruşturma işlemi yapılmaksızın, eksik soruşturma ile kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesi nedeniyle kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, itirazın reddine ilişkin Antalya 2. Sulh Ceza Hâkimliğinin 14/05/2018 tarihli ve 2018/2240 değişik iş sayılı kararının , 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca müteakip işlemlerin mahallinde merciince yerine getirilmesine, 05/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi