15. Ceza Dairesi 2020/1348 E. , 2020/9254 K.
"İçtihat Metni"
Nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs ve resmi belgede sahtecilik suçlarından şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda, Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 05/11/2018 tarihli ve 2018/30174 soruşturma, 2018/22450 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine ilişkin mercii Ankara Batı 1. Sulh Ceza Hâkimliğinin 25/02/2019 tarihli ve 2019/864 değişik iş sayılı kararı aleyhine, Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 10/02/2020 gün ve 94660652- 105-06-19351-2019 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 18/02/2020 gün ve 2020-21285 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
Dosya kapsamına göre, müştekinin İstanbul ilindeki evinde kiracısının tahliyesine yönelik dava açmak için Ankara Batı Adliyesi karşısındaki Hukukçular Plaza"da arzuhalcilik yapan şüpheliye dilekçe yazdırmak amacıyla gittiğini, o sırada çalıştığı okuldan telefonla aranılarak çağrılması üzerine, şüphelinin yanından ayrılacak olduğunda şüphelinin boş bir kağıda bilahare dilekçe olarak doldurulmak üzere kendisine imza attırdığını, bilahare çağrılması üzerine şüphelinin yanına uğradığında imzaladığı boş kağıdın şüpheli tarafından yanlış yazım nedeniyle imha edildiğinin kendisine söylendiğini ve yeniden dilekçe için imzasının alındığını, sonra Ankara Batı İcra Dairesi"nin 2018/30220 Esas sayılı takip dosyası üzerinden aleyhine 250.000 Euro"luk senet nedeniyle icra takibi başlatıldığını öğrendiğini, şüpheliye böyle bir senet vermediğini, aralarında borç ilişkisi olmadığını, şüphelinin adına düzenlediği sahte senedi icra takibine koymak suretiyle kendisine dolandırmaya teşebbüs ettiğinden bahisle şikayetçi olması üzerine başlatılan soruşturmada, anılan Cumhuriyet Başsavcılığınca aralarındaki ilişkinin alacak verecek ilişkisinden kaynaklı hukuki ihtilaf mevzu olduğundan ve kamu davasını açmayı gerektirir yeterli delil elde edilemediğinden bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de; 17/10/2018 tarihli Ankara Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünün incelemeye ve şikayete konu senedin ön yüzündeki “… ‘...’, ‘.....’ yazıları ve borçlu imzalarının ... elinden çıktığı, diğer yazıların ...’ın elinden çıktığı…” şeklindeki raporu, taraf beyanlarından arzuhalci olduğu sabit olan şüphelinin müştekiye ait olan evin satışı konusunda o anda anlaşıp 200.000 Euro’yu evin bedelini daha sonra tapu işlemlerini yapmak üzere müştekiye vermesi hususunun hayatın olağan akışına aykırı olması, şüphelinin bu anlaşma sırasında yanlarında olduğunu söylediği ... isimli şahsın kolluk nezdinde ve savcılıkta alınan çelişkili beyanları karşısında, şüphelinin üzerine atılı suçlar yönünden kamu davası açmayı gerektirir yeterli delilin bulunduğu gözetilmeden, kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Müştekinin İstanbul ilindeki evinde kiracısının tahliyesine yönelik dava açmak için Ankara Batı Adliyesi karşısındaki Hukukçular Plaza"da arzuhalcilik yapan şüpheliye dilekçe yazdırmak amacıyla gittiğini, o sırada çalıştığı okuldan telefonla aranılarak çağrılması üzerine, şüphelinin yanından ayrılacak olduğunda şüphelinin boş bir kağıda bilahare dilekçe olarak doldurulmak üzere kendisine imza attırdığını, bilahare çağrılması üzerine şüphelinin yanına uğradığında imzaladığı boş kağıdın şüpheli tarafından yanlış yazım nedeniyle imha edildiğinin kendisine söylendiğini ve yeniden dilekçe için imzasının alındığını, sonra Ankara Batı İcra Dairesi"nin 2018/30220 Esas sayılı takip dosyası üzerinden aleyhine 250.000 Euro"luk senet nedeniyle icra takibi başlatıldığını öğrendiğini, şüpheliye böyle bir senet vermediğini, aralarında borç ilişkisi olmadığını, şüphelinin adına düzenlediği sahte senedi icra takibine koymak suretiyle kendisine dolandırmaya teşebbüs ettiğinden bahisle şikayetçi olması üzerine başlatılan soruşturmada, anılan Cumhuriyet Başsavcılığınca aralarındaki ilişkinin alacak verecek ilişkisinden kaynaklı hukuki ihtilaf mevzu olduğundan ve kamu davasını açmayı gerektirir yeterli delil elde edilemediğinden bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de; 17/10/2018 tarihli Ankara Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünün incelemeye ve şikayete konu senedin ön yüzündeki “… ‘...’, ‘49651646540’ yazıları ve borçlu imzalarının ... elinden çıktığı, diğer yazıların ...’ın elinden çıktığı…” şeklindeki raporu, taraf beyanlarından arzuhalci olduğu sabit olan şüphelinin müştekiye ait olan evin satışı konusunda o anda anlaşıp 200.000 Euro’yu evin bedelini daha sonra tapu işlemlerini yapmak üzere müştekiye vermesi hususunun hayatın olağan akışına aykırı olması, şüphelinin bu anlaşma sırasında yanlarında olduğunu söylediği ... isimli şahsın kolluk nezdinde ve savcılıkta alınan çelişkili beyanları karşısında, şüphelinin üzerine atılı suçlar yönünden kamu davası açmayı gerektirir yeterli delilin bulunduğu ve bu sebeple kamu davası açılması gerekliliğinden ötürü kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, itirazın reddine ilişkin Ankara Batı 1. Sulh Ceza Hâkimliğinin 25/02/2019 tarihli ve 2019/864 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca müteakip işlemlerin mahallinde merciince yerine getirilmesine, 05/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.