4. Hukuk Dairesi 2016/1363 E. , 2017/8096 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve ... aleyhine 09/03/2010 gününde verilen dilekçe ile rücuen alacak istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 18/06/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı ... vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm davalılardan ... vekilince temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, yasa dışı silahlı bir örgüt olan ... ( Parti) mensubu olduğu şüphesiyle göz altına alınan ve polis sorgusu sırasında davalı polis memurlarınca maruz kaldığı muamele sonucu hayatını kaybeden..."in yakınları ... (...) ...r ve ..."in, ... İdare Mahkemesinde idare aleyhine açtıkları davada maddi ve manevi tazminata hükmedildiğini, kararın Danıştayca maddi tazminata ilişkin kısmının onandığını, manevi tazminata ilişkin kısmının bozulduğunu, bu kez ölenin yakınlarının,..."in işkence yapılarak öldürülmesinde sorumlu olan davalılara caydırıcı yaptırım uygulanmadığını ileri sürerek ..."nin 2. ve 13. maddelerinin ihlal edildiğinden bahisle ..."ne başvurduklarını, ...Dairesi"nin 13/01/2009 tarihli kararı ile; ..."nin 2. maddesi"nin esas ve usül bakımından ihlal edildiği gerekçesiyle ölenin yakınlarına manevi tazminat ödenmesine karar verildiğini, idarece söz konusu ödemenin yapıldığını ileri sürerek bu ödemelerin eylemleri ile hazine zararına sebebiyet veren davalılardan rücuan tahsili isteminde bulunmuştur.
Davalı ... vekili, dava konusu olayın meydana geldiği tarihte rücu hakkının kanunda düzenlenmediğini, müvekkilinin daktilograf uzmanı olarak sorgu odasında bulunduğunu, görevinin zabıt tutmak olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Diğer davalı (hükümözlü/cezası kesinleşmemiş) ... davaya karşı yazılı beyanda bulunmamıştır.
Mahkemece, davalılar hakkında "efradına kötü muamele sonucu ölüme sebebiyet verme" suçundan açılan ceza davasının yapılan yargılaması sonucunda, eylemin davalılar ... ve ... tarafından gerçekleştirildiğinin dosya münderecatı ile tespit edildiği, ceza mahkemesi kararının ... yönünden kesinleştiği, her ne kadar ... hakkındaki davanın tefrik edilerek yeni bir esasa
kaydedilmek suretiyle yargılaması devam etmekte ise de ceza mahkemesince saptanan maddi vakıanın hukuk hakimini bağlayacağı ilkesi gereğince davalıların müşterek ve müteselsilen sorumluluğuna gidilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.
818 sayılı Borçlar Yasası"nın 50. ve 51. maddelerinde düzenlenmiş bulunan teselsül kuralları, birden çok kişinin birlikte bir zarara yol açmaları ve aynı zarardan dolayı sorumlu olmaları durumuna ilişkin olup, zarara yol açanlar ile zarar gören arasındaki ilişkinin düzenlenmesine yöneliktir. Eldeki davada, zarar görenlere ödenen tazminat, zarar verenlerden rücu yoluyla istendiğine göre zarar verenler arasında teselsülden söz edilemez. Zarar verenler kendi kusurları oranında sorumludurlar. Yerel mahkemece, dava konusu olayda davalıların ve varsa davacı idare"nin kusurları bilirkişi marifetiyle ayrı ayrı tespit ettirilerek kusur raporu alınıp, sonucuna göre davalılardan kararı temyiz eden ..."ın sorumluluğu belirlenerek hüküm altına alınması gerektiği gözetilmeyerek, davalıların müşterek ve müteselsilen sorumlu tutulmuş olmaları usül ve yasaya uygun düşmediğinden, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın, yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve davalı ..."dan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 07/12/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.