15. Ceza Dairesi 2020/1542 E. , 2020/9257 K.
"İçtihat Metni"
Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan şüpheliler ..., ... ve ... haklarında yapılan soruşturma evresi sonunda Mersin Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 07/08/2019 tarihli ve 2019/36566 soruşturma, 2019/23631 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii Mersin 3. Sulh Ceza Hâkimliğinin 30/10/2019 tarihli ve 2019/5291 değişik iş sayılı kararı aleyhine, Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 16/03/2020 gün ve 94660652-105-33-3157-2020 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 19/03/2020 gün ve 2020-36923 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında,
Somut olayda, müştekinin Akdağlar Uluslararası Nakliyat San. ve Tic. Ltd. Şti. isimli şirketin yüzde 50 hissesine sahip olduğunu, ancak eğitimi nedeniyle şirketin işleriyle bizzat ilgilenemediğini, şirketin diğer yüzde 50 ortağı ve aynı zamanda amcasının oğlu olan şüpheli ..."ın temsile yetkili olarak şirketi yönettiğini, onun kardeşi ..."ın da şirketin mali işlerini yürüttüğünü, aralarında akrabalık ilişkisi de bulunduğundan bu kişilere güven duyduğunu, ancak şüphelilerin şirketin defter ve belgelerinin bir kısmını yok ederek kasasını boşalttıklarını, ... isimli bir kişiye ve bu kişinin sahibi olduğu ... İnşaat Gıda Turizm Tekstil San. Tic. Ltd. Şti. isimli bir şirkete para aktardıklarını, babası ..."ın şirketin kredi borcunun ödenmesi için bu kişilere verdiği 105.330,00 Türk lirasının bankaya yatırılmadığı gibi, şirketin borçlandırıldığını, üstelik şüphelilerden ..."ın imza yetkisi olmamasına rağmen şirket adına çek ve senet keşide ettiğini, ayrıca ..."ın kendisinin imzasını ve kimlik bilgilerini taklit ederek araç kredisi kullandığını iddia ederek şüphelilerden şikayetçi olması üzerine başlatılan soruşturma evresi sonunda, müştekinin şikayetine konu eylemlerin hukuk mahkemeleri önünde ileri sürülmesi gereken hukuki ihtilaf niteliğinde olduğu gerekçesiyle şüpheliler haklarında kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar verilmiş ise de;
Müştekinin ortağı olduğu şirket ile paraların devredildiği iddia edilen ... İnşaat Gıda Turizm Tekstil San. Tic. Ltd. Şti. isimli şirketin ticari defter ve belgeleri ile şüpheliler ve bu şirketlerin banka hesaplarının, ayrıca banka kredi hesap sözleşmelerinin celp edilip, söz konusu evraklar üzerinde özellikle müştekinin iddiaları bakımından konusunda uzman bilirkişi heyetinden rapor aldırılması, şüpheliler ile olaylardan haberdar olduğu iddia edilen ön muhasebe çalışanı ..., mali müşavir ..., şüphelilerden ... ve ..."ın babası ... ve müştekinin babası ..."ın ifadelerine başvurulması suretiyle, toplanacak deliller ve yapılacak inceleme sonucuna göre şüphelilerin hukuki durumunun tayin ve takdir edilmesi gerekirken, eksik soruşturmaya dayalı kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, ortada 5271 sayılı Kanun’a uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumlarda, anılan Kanun’un 160 ve diğer maddeleri uyarınca soruşturma yapılmasını sağlamak üzere soruşturmanın genişletilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Müştekinin amca çocuğu olan şüpheli..."in yarı yarıya hissedar oldukları bir aile şirketlerinin bulunduğu, mali işleri de..."in kardeşi..."ın yürüttüğü ancak müştekinin okul ve yurt dışı işleri ile ilgilenip akrabalarına şirketi güvendiği, ancak sonradan kendisi aleyhine başka şirketlere ticari ilişki olmadığı halde şirketin aktifinden veya kambiyo senedi yolu ile para aktarımı yaptıklarını, kendisinin babasının şirket kredilerinin kapanması için verdiği parayı alarak kredi borcuna ödemek yerine uhdelerine geçirdiklerini duran kredi borçlarından anladığını, sahte imzalarla krediler çekip borçlanmalar yapılandırmalar yaptıklarını, bu şekilde aralarındaki güven ve ortaklık ilişkisine aykırı hareket ederek menfaat temin ettiklerini belirterek şikayetçi olduğu olayla ilgili hukuki ihtilaf olduğundan bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de ; müştekinin ortağı olduğu şirket ile paraların devredildiği iddia edilen ... İnşaat Gıda Turizm Tekstil San. Tic. Ltd. Şti. isimli şirketin ticari defter ve belgeleri ile şüpheliler ve bu şirketlerin banka hesaplarının, ayrıca banka kredi hesap sözleşmelerinin celp edilip, söz konusu evrak üzerinde özellikle müştekinin iddiaları bakımından konusunda uzman bilirkişi heyetinden rapor aldırılması, şüpheliler ile olaylardan haberdar olduğu iddia edilen ön muhasebe çalışanı ..., mali müşavir ..., şüphelilerden ... ve ..."ın babası ... ve müştekinin babası ..."ın ifadelerine başvurulması suretiyle, toplanacak deliller ve yapılacak inceleme sonucuna göre şüphelilerin hukuki durumunun tayin ve takdir edilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi nedeniyle kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, itirazın reddine ilişkinMersin 3. Sulh Ceza Hâkimliğinin 30/10/2019 tarihli ve 2019/5291 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca müteakip işlemlerin mahallinde merciince yerine getirilmesine, 05/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.