11. Hukuk Dairesi 2017/293 E. , 2018/6385 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ (FİKRİ VE SINAI HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ SIFATIYLA)
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 17/12/2015 tarih ve 2014/586-2015/399 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin ... marka siciline kayıtlı 2012 ... hizmet numaralı "..." markasının hak sahibi olduğunu davalıların da ... Merkez Kaleardı Mahallesi 2275 ada 11 parselde kayıtlı iş merkezi vasfındaki taşınmazın bağımsız bölüm malikleri olduğunu, taşınmazın ön cephesine ve muhtelif yerlerine davacının izni olmadan "... " ibaresinin asıldığını ve taşınmazda bulunan bağımsız bölümlerin "... " da bulunan işyerleri ibaresiyle çeşitli mecralarda pazarlanmaya başlanıldığını ve davalının eyleminin davacının marka
hakkına tecavüz oluşturduğunu, ihtara rağmen marka hakkının ihlaline devam edildiğini ileri sürerek marka hakkının haksız kullanımının ve markaya tecavüzünün önlenmesine, davacıya ait tescilli markanın kullanıldığı tabelaların sökülmesine, reklam vasıtası, basılı evrak ve ürünlerin toplatılmasına, şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın ticari faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... Ayakkabı Spor Malzemeleri ve Giyim Tic. Ltd. Şti vekili, müvekkili açısından dava konusu markaya tecavüzün söz konusu olmadığını, savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Davalı ... vekili, müvekkilinin taşınmazda bulunan plazada kat maliki olduğunu, binanın isminin "... " olması hususunda tüm hissedarlar ve inşaat firması tarafından 02/04/2012 tarihinde ön protokol imzalandığını ve gerekli işlemlerin yapılarak noter onaylı kat karşılığı inşaat ve satış vaadi sözleşmesi ile sürecin tamamlandığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili, davacının marka hakkına tecavüzün söz konusu olmadığını, markanın kullanım hakkının bizzat sözleşmeden kaynaklanmakta olup, bu durumdan davacının da bizzat haberinin olduğunu, "... " nın bir bina adı olarak işlevine uygun şekilde kullanımının marka hakkına tecavüz teşkil etmediğini savunarak davanın reddi talep etmiştir.
Davalı ... İnşaat Ltd. Şti. vekili, müvekkilin diğer davalılarla birlikte ... Merkez ... Mahallesi 2275 ada 11 parseldeki plazanın kat malikleri olduğunu, 02/04/2012 tarihinde ön protokol anlaşma şartlarında binanın isminin "... " olması hususunda tüm hissedarların anlaşarak imzaladığını, açılan davayı kabul etmediklerini savunarak davanın reddi talep etmiştir.
Davalı ... vekili, 02/04/2012 tarihinde ön protokol anlaşma şartları gereği bina adının "... " şeklinde olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, her ne kadar marka hakkına tecavüzün önlenmesi ve tazminat talebine ilişkin olarak dava açılmışsa da, ..." ye yapılan başvuru ve itiraz sonuçlarının bildirilmesi amacıyla yazılan müzekkereye verilen cevapta davalı ... tarafından Türk Patent Enstitüsüne 2014/03716 numaralı başvuru ile "... " markasının kullanımı amacıyla yapılan başvuru sonucunda bahsi geçen markanın davalı ... adına 16.01.2014 tarihinden itibaren 10 yıl süreyle tesciline karar verildiği, davacının davalı adına tescil edilen markaya itirazının Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulunda görüşüldüğü ve itirazın reddine davalı tarafından yapılan başvurunun tesciline karar verildiği bildirilmekle davacının davasının hukuki dayanağı kalmadığından davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, tescilli marka hakkına tecavüzün önlenmesi ve tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece yazılı gerekçe ile dava reddedilmiş ise de, tescilli markaların koruma kapsamı tescil edildikleri mal ve hizmetlerle sınırlıdır. Davalıların “... ” ibaresini kullanımının, davalılardan ... tarafından başvurulan bilahare anılan davalı adına tescil edilen markanın koruma kapsamı içerisinde bulunup bulunmadığı, bulunmuyor ise bu ibarenin davalılar tarafından kullanımının, 556 sayılı KHK"nin 9. ve 61. maddeleri ile davacının markasının koruma kapsamındaki mal ve hizmetler gözetilerek markaya tecavüz oluşturup oluşturmadığı saptanarak sonuca varılması gerekirken, bu hususlara ilişkin herhangi bir değerlendirme yapılmaksızın eksik inceleme ile davanın reddine karar verilmiş olması doğru olmamış, davacı vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazının kabulüyle yerel mahkeme kararının davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 17/10/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.