3. Hukuk Dairesi 2014/12788 E. , 2015/610 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : BARTIN AİLE MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/03/2014
NUMARASI : 2013/521-2014/186
Taraflar arasında görülen tedbir nafakası davasının yapılan yargılaması sonunda yerel mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dilekçesinde; davacı ile davalının 12 yıldır evli olduklarını, bu evlilikten müşterek çocuklarının bulunmadığını, davalının eski eşinden olma iki çocuğuyla birlikte yaşadıklarını, davalının, davacının ihtiyaçlarını karşılamadığını, tüm gelirini ilk eşinden olma çocuklarına harcadığını, aile konutu ve aile konutuna bağlı ihtiyaçların karşılanmadığını,bu nedenlerle davacının babasının yanına gitmek zorunda kaldığını belirterek, ayrı yaşamakta haklılık gerekçesiyle 650 TL nafakanın davalıdan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevabında; davacının nedensiz yere evi terk ettiğini, davacının evi terk etmesi nedeniyle davacının babası ile görüştüklerinde kızının eve dönmesi için kızı adına ev alınmasını şart koştuğunu, davacının ayrı yaşamakta haklı olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece; tarafların 05/11/2001 tarihinde evlendikleri, müşterek çocuklarının olmadığı, tarafların şu an ayrı yaşadıkları, davacının ev hanımı, davalının ise emekli olduğu ve eviyle, eşiyle ilgilendiği, babasının rahatsızlığı nedeniyle davacının babasını ziyarete gittiği, bir daha geri gelmediği, adına ev alınırsa geleceğini beyan ettiği, kiraya çıkmayı da kabul etmediği, davacının haksız yere evi terk ettiği, eve dönmemekte de haksız olduğu, ayrı yaşama da hakkı olmayan tarafın nafaka isteme hakkı bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir
4721 sayılı MK.nun 195.maddesi uyarınca; evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi halinde eşler ayrı ayrı veya birlikte hakimin müdahalesini isteyebilir. Hakim, gerektiği takdirde eşlerden birinin istemi üzerine kanunda öngörülen önlemleri alır.
Aynı yasanın 197.maddesine göre de; eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir.
Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetime ilişkin önlemleri alır.
Buna göre; davacının ayrı yaşamada haklı olup olmadığının araştırılması ve "ayrı yaşamada haklılık" olgusunun kanıtlanması gerekir.
Dosya kapsamına göre; tarafların davalının önceki eşinin anne, babası ve önceki eşinden olma iki çocuğu ile birlikte aynı konutta ikamet ettikleri, bağımsız konutun bulunmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece,davacının evi terk ettikten sonra davalı tarafından yapılan kiraya çıkma teklifinin de kabul edilmediği, davacının eve dönmemekte haksız olduğu gerekçesiyle dava red edilmiş ise de, iş bu dava açılmadan önce davalı tarafından bağımsız konut hazırlanarak davacının yasal yollardan müşterek eve davet edildiği hususu ispat edilememiştir.
Bu durumda; bağımsız konut temin edilmeyen davacı ayrı yaşamakta haklıdır. Ayrı yaşamakta haklı olan davacı kadın için hakkaniyete uygun bir miktar tedbir nafakasına hükmolunması gerekirken, yazılı şekilde yanlış değerlendirme sonucunda davanın reddedilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 14.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.