11. Hukuk Dairesi 2017/296 E. , 2018/6392 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 09/05/2016 tarih ve 2015/16-2016/262 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin taraf vekilleri tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, ... 2. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2006/213 E., 2007/59 K. sayılı ilamı uyarınca ... 4. İcra Müdürlüğü"nün 2006/5086 sayılı dosyasına teminat mektubunun nakte çevrilmesi sureti ile ödeme yapıldığını ve ayrıca bakiye 1.821,00 TL"nin dosyaya yatırıldığını, öte yandan davanın takibi sırasında da 705,35 TL tutarında temyiz harç ve masrafı ödediklerini, müvekkili ile davalı şirket arasında 24/07/2016 tarihinde işletme hakkının devri sözleşmesi imzalandığını, söz konusu sözleşme nedeni ile müvekkili tarafından yapılan ödemeden davalının sorumlu olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalarak icra dosyasına ödenen 1.821,00 TL; teminat mektubu bedeline ilişkin olarak 1.000,00 TL ve temyiz harç ve masrafı olarak ödenen 705,35 TL olmak üzere toplam 3.526,35 TL"nin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı 07/04/2016 tarihli ıslah dilekçesi ile istemini artırarak toplam 25.650,00 TL talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın zamanaşımına uğradığını, kısmi olarak dava açılamayacağını, ödenen bedelin ... kapsamında talep edilemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, alacağın, 09/06/2005-31/03/2006 tarihleri arasındaki süreye ait olup ... öncesi dönemden kaynaklandığı, ..."nin 7.4.maddesi uyarınca davalıdan rücuen istenebileceği, önceki davanın davalıya ihbar edilmediği, yapılan hesaplamaya göre ödenecek miktarın bilirkişi raporunda belirtildiği şekilde 14.903,17 TL olup bu miktar üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, taraf vekillerinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, taraf vekillerinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 6,70 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, aşağıda yazılı bakiye 763,53 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 17/10/2018 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Enerji sektöründeki özelleştirmelerin 4046 sayılı Kanun hükümleri çerçevesinde ... Başkanlığı tarafından gerçekleştirileceği 4628 sayılı Yasa ile düzenlenmiş, 02.04.2004 tarih ve 2004/22 sayılı Özelleştirme Yüksek Kurulu Kararı ile ... özelleştirme kapsam ve programına alınmış, davacı şirketinde dahil olduğu 20 şirket, Türkiyedeki dağıtım bölgelerinde dağıtım lisansına sahip olarak 01.03.2005 tarihi itibariyle sermayesinin tamamı ..."a ait olmakla birlikte, ..."tan ayrı birer tüzel kişiliğe sahip olarak faaliyete başlamıştır.... tarafından 20 adet dağıtım şirketi kurulduktan sonra herbiri ile ayrı ayrı 24.07.2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi imzalanmıştır.
Davacı şirket, tüm hisseleri davalı ..."a ait olmak üzere 28/05/2013 tarihine kadar faaliyet göstermiş, bu süreçte özelleştirme işlemleri yürütülmüş, özelleştirmenin tamamlanmasıyla birlikte davacı şirketin hisselerinin tamamı ... Enerji Dağıtım ve Perakende Satış Hizmetleri devredilerek 28/05/2013 tarihli hisse satış sözleşmesi akdedilmiştir.
Dava konusu ödeme, davacıya ait hisselerin tamamının kamuya ait olduğu, 28/05/2013 tarihli hisse satış sözleşmesinden önce yapılmıştır.
Özelleştirme aşamasında ... tarafından düzenlenen ve beyan edilen devre esas mizan kayıtları temel alınarak “devre esas” bilanço düzenlemeleri yapılmak suretiyle geçmişe yönelik borç ve alacak işlemleri kesinleştirilmiş olup dava konusu ödeme bilançoda yer almaksızın işlemler ikmal edilmek suretiyle ..."ın özel sektöre devri gerçekleştirilmiştir.Bu halde, devre esas bilanço düzenlemeleri yapılmak suretiyle geçmişe yönelik borç ve alacak işlemleri kesinleştirildiğinden, davalı ..."tan geçmiş döneme ilişkin herhangi bir talepte bulunulamaz.
Keza, 28/05/2013 günlü Hisse Satış Sözleşmesi"nin 9.3 maddesinde de “alıcının, basiretli bir tacir gibi davranmak suretiyle” ...... şirketlerin sözleşme tarihi itibariyle mevcut ve fiziki durumunu bilerek hisseleri devir ve teslim aldığı, şirketler hakkında kendisine verilen bilgilerin gerçek durumu yansıtmadığı veya benzer iddiaları ileri süremeyeceği, hisselerin devrinin gerçekleşmesinin ardından, ayıba ve zapta karşı tekeffül hükümleri başta olmak üzere yürürlükteki mevzuat kapsamında herhangi bir fiili veya hukuki nedene dayanarak talepte bulunamayacağı .....” hükmü karşısında da davalının sorumluluğundan söz edilmesi mümkün değildir.
Diğer taraftan 28/05/2013 günlü sözleşmenin 9.4 maddesinde düzenlenen “şirketlerde yapılmış olan her türlü işlemden kaynaklanan borç ve yükümlülüklerden, kayıtlara intikal etmemiş olsa dahi şirketlerin sorumlu olduğu, bu hususlarda alınmış karar ve yapılmış sözleşmelerle ilgili olarak alıcının ve şirketlerin idare ve ..."ı ilzam edecek hiçbir başvuru ve rücu hakkı bulunmadığı” hükmü de davalının sorumluluğunun olmadığını göstermektedir.
Ayrıca, özelleştirme sürecinde, taraflarca takip edilen dosyalara ilişkin listeler hazırlanarak tesbit tutanakları düzenlenmiş olup, dava konusu ödemeye ilişkin dava ve icra dosyası bu tutanaklarda yer almamaktadır.
Hisselerin tamamının kamuya ait olduğu 28/05/2013 tarihi öncesi yapılan ödeme nedeniyle davacının (devir öncesi) 24.07.2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi"ne istinaden yine hisselerinin tamamı kamuya ait bulunan davalı ..."tan dava konusu alacağı talep etmesi nasıl mümkün değil ise, 28/05/2013 tarihli hisse devir sözleşmesi ile tamamen el değiştiren davacının, kendisi tarafından yapılmayan ödemeyi, kesinleşen devre esas bilançolarda yer almaması nedeniyle davalıdan talep etmesi de hukuken mümkün değildir.Aksi düşüncenin kabulü, davacı yönünden sebepsiz zenginleşme, davalı yönünden ise ikinci kez aynı parayı ödeme sonucu doğuracaktır.
Sonuç olarak, taraflar arasındaki uyuşmazlığın 24.07.2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi kapsamında bulunmaması nedeniyle 28/05/2013 günlü Hisse Satış Sözleşmesi hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiğinden, 28/05/2016 günlü sözleşmeden önce gerçekleşen dava konusu ödemeden dolayı, 28/05/2013 sözleşmenin 9.3 ve 9.4 maddeleri gereğince davalının sorumluluğu bulunmadığından dava reddedilmek üzere kararın bozulmasına karar verilmesi gerekirken, bu yöne ilişkin davalının temyiz isteminin reddi ile kararın onanmasına ilişkin sayın çoğunluk görüşüne karşıyım.