17. Ceza Dairesi 2019/13149 E. , 2019/15982 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık, mala zarar verme
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel mahkemece sanık ve suça sürüklenen çocuk hakkında hırsızlık ve mala zarar verme suçlarından verilen hükümler temyiz edilmekle, başvuruların süresi ve kararların niteliği ile suçların tarihine göre dosya görüşüldü;
Teşebbüs aşamasında kalan hırsızlık suçu ile ilgili 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 168. maddesinin uygulanmasının mümkün olmamasına rağmen uygulanması sonucu sanık ve suça sürüklenen çocuk hakkında yazılı şekilde eksik ceza tayini, aleyhe temyiz olmadığından, kabule ve uygulamaya göre de; TCK"nun 168. maddesinin 31/3. maddesinden önce uygulanması sonuca etkili olmadığından Anayasa Mahkemesinin hükümden sonra 24/11/2015 tarih 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan 08/10/2015 tarih 2014/140 Esas 2015/85 sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nun 53. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendine yönelik olarak vermiş olduğu iptal kararı kapsam ve içerik itibarıyla infaz aşamasında mahallinde gözetilebileceğinden, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 185. maddesi uyarınca 18 yaşını doldurmamış çocukların duruşmalarının kapalı yapılacağı ve hükmün de kapalı duruşmada açıklanacağı anlaşılmakla, suça sürüklenen çocuğun 18 yaşını doldurmamış olmasına karşın tüm celselerin kapalı yerine açık yapılması, hükmün dahi açık oturumda tefhim edilmesi, tekrarlanması ve giderilmesi olanağı bulunmadığından, sanığın adli sicil ve arşiv kaydının incelenmesinden Lice Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/2 Esas ve 2013/76 Karar sayılı kararı ile hakkında hükümlerin açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilerek 5 yıllık denetim süresinin belirlendiği, 5 yıllık denetim süresi içerisinde sanığın kasten yeni bir suç işlemesi nedeniyle 5271 sayılı CMK"nun 231/11 maddesi uyarınca hükümlerin açıklanmasına yönelik karar verilmesi gerekip gerekmediği mahkemesince takdir edilmek üzere karar kesinleştiğinde kesinleşme şerhli bir örneği gönderilmek sureti ile ihbarda bulunulmasına karar verilmesi gerekirken bu yönde bir karar verilmemesi ve 5271 sayılı CMK"nun 232. maddesinin 2. fıkrasının (c) bendi uyarınca gerekçeli karar başlığında suçun işlendiği zaman diliminin yazılması gerekirken yazılmaması, mahallinde giderilebilir eksiklikler olduğundan, gerekçeli karar başlığında; suça sürüklenen çocuk müdafiinin vekil, soruşturma aşamasında şikayetten vazgeçen mağdur ..."in ise şikayetçi olarak yazılmaları, mahallinde düzeltilebilir hatalar olduğundan, bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hâkimin takdirine göre; suçların sanık ve suça sürüklenen çocuk tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1- Suça sürüklenen çocuk hakkında hırsızlık suçundan dolayı belirlenen adli para cezası taksitlendirilirken hükümde taksit aralığının gösterilmemesi ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun"un 106/4. maddesine göre, suça sürüklenen çocuk hakkında hükmedilen adli para cezasının ödenmemesi halinde hapse çevrilemeyeceği hususu gözetilmekesizin, suça sürüklenen çocuk hakkında kurulan mahkumiyet hükümlerinde, para cezasının ödenmediği takdirde hapis cezasına çevrileceğinin belirtilmesi suretiyle hüküm kurulması,
2- 5271 sayılı CMK"nun 324. maddesinin 2. ve 3. fıkralarında yargılama giderlerinin neleri kapsayacağının, kimin tarafından belirleneceğinin, kime ve nasıl yükletileceğinin düzenlendiği, buna göre iştirak halinde her bir sanık ile suça sürüklenen çocuğun sebebiyet verdiği yargılama giderlerinin ayrı ayrı, ortak yargılama giderlerinden ise paylarına düşen oranın belirlenerek karar verilmesi gerekirken yargılama giderlerinin sanıklardan ve suça sürüklenen çocuktan eşit oranda alınmasına hükmedilmesi suretiyle 5271 sayılı CMK"nun 326/2 maddesine aykırı davranılması,
3- Çocuk Haklarına Dair Sözleşme"nin 40/3-4. maddesi, Birleşmiş Milletler Çocuk Ceza Adaleti Sisteminin Uygulanması Hakkında Asgari Standart Kuralları"nın 16. maddesi, 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu"nun 34/3. maddesi, Çocuk Koruma Kanunu"nun Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik"in 17. maddesindeki hükümler birlikte değerlendirildiğinde, sosyal çalışma görevlilerinin suça sürüklenen çocukların özelliklerini, toplumda yapıcı bir rol üstlenmesini ve mahkemece yararlanılabilecek toplumsal kaynakların tanınmasını sağlamak üzere düzenleyecekleri sosyal inceleme raporu giderlerinin yargılama gideri olarak suça sürüklenen çocuklara yükletilemeyeceğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ..."ın ve suça sürüklenen çocuk ... müdafiinin temyiz talepleri bu bakımdan yerinde görüldüğünden, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye kısmen uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedenleri yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK"nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, A-1 sayılı hüküm fıkrasından "SSÇ"ye verilen adli para cezasının miktarı nazara alındığında 5237 Sayılı TCK"nun 52/4 maddesi uyarınca verilen adli para cezasının 20 eşit taksitle ödenmesine, Ödenmeyen adli para cezasının 5237 Sayılı TCK"nun 52/4-son cümlesi uyarınca hapse çevrileceğini sanığa ihtarına (ihtarat yapılamadı.)" cümlesinin çıkarılarak yerine "Suça sürüklenen çocuk hakkında belirlenen adli para cezasının miktarı nazara alındığında 5237 Sayılı TCK"nun 52/4 maddesi uyarınca verilen adli para cezasının birer ay ara ile 20 eşit taksitle ÖDENMESİNE" cümlesinin eklenmesi, D harfli hüküm fıkrasından "Yargılama süresince yapılan tebligat, posta gideri olan toplam 72 TL"nin sanıklar ve SSÇ"den eşit şekilde tahsiline" cümlesinin çıkarılarak yerine "Zorunlu kamu giderleri hariç olmak üzere, her bir sanık ile suça sürüklenen çocuğun sebebiyet verdiği yargılama giderlerinden ayrı ayrı, ortak yargılama giderlerinden ise eşit olarak sorumlu tutulmaları suretiyle yargılama giderlerinin sanıklardan ve suça sürüklenen çocuktan TAHSİLİNE" cümlesinin eklenmesi ve E harfli hüküm fıkrasından "... hakkında düzenlenen sosyal inceleme raporu bedeli olan 125,00 TL bilirkişi ücretinin ..."ten tahsili ile hazineye irad kaydına" cümlesinin çıkarılması suretiyle eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 16/12/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.