Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/20420
Karar No: 2015/663
Karar Tarihi: 14.01.2015

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2014/20420 Esas 2015/663 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2014/20420 E.  ,  2015/663 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : VİRANŞEHİR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 30/10/2013
    NUMARASI : 2011/206-2013/648

    Taraflar arasında görülen tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Davacılar vekili dilekçesinde; müvekkillerinin müşterek çocuğu Y.. D.."ın 28.08.2010 tarihinde kendilerine ait evin arkasında 5 metre mesafedeki elektrik tellerinin üzerine düşmesiyle elektrik çarpması sonucu öldüğünü, olayın meydana gelmesinde davalıların kusurlu olduklarını ileri sürerek davacı anne ve baba için ayrı ayrı 500 TL maddi, 30.000 TL manevi, Yusuf"un kardeşleri Gülseren,Zehra,Fatma,Abdulkadir ve Eyyüp için ayrı ayrı 10.000 TL manevi olmak üzere toplam 111.000 TL tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, ıslah ile maddi tazminat taleplerini davacı anne için 8.754,66 TL"ye, davacı baba için ise 4.517,20 TL"ye yükseltmiştir.
    Davalı ..AŞ ve ...Müh.Elk.İnş.San.ve Dış Tic.Ltd.Şti vekilleri dilekçelerinde; müvekkillerinin herhangi bir kusuru olmadığını savunarak davanın reddini talep etmişlerdir.
    Mahkemece; kusur oranlarını gösterir ve maddi tazminata ilişkin bilirkişi raporları hükme esas alınarak, davacı baba A.. D.. için 4.517,20 TL maddi, davacı anne A.. D.. için 8.754,66 TL maddi, davacı anne ve baba için ayrı ayrı 15.000 TL manevi, davacı kardeşler Gülseren, Zehra, Fatma, Abdulkadir ve Eyyüp için ayrı ayrı 2.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte, davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş, hüküm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
    Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekillerinin bütün, davacılar vekilinin ise sair temyiz itirazları yerinde değildir.
    Hâkim, manevi tazminatın miktarını tayin ederken saldırı teşkil eden eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Miktarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel hal ve şartların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde objektif olarak göstermelidir. Çünkü kanunun takdir hakkı verdiği hususlarda hâkimin hukuka ve hakkaniyete göre hüküm vereceği Türk Medeni Kanununun 4. maddesinde belirtilmiştir. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Manevi tazminat; somut olaya, gerçekleşme biçimine, hak ve nesafet kurallarına uygun, ruh huzuru, bozulan dengenin giderilmesine yarar şekilde teyid edilmelidir. (H.G.K., 06.02.2013 gün ve 2013/4-722 E.-201 K.)
    Türk Borçlar Kanunu’nun 56.maddesi (BK.nun 47.maddesi) hükmüne göre hakimin özel halleri gözönünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
    Hemen belirtmelidir ki, manevi tazminat ne bir ceza, ne de gerçek anlamda bir tazminattır. 22.06.1966 tarihli ve 7/7 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde belirtildiği gibi, ceza değildir; çünkü davacının yararı düşünülmeksizin sorumlu olana hukukun ihlalinden dolayı yapılan bir kötülük değildir. Mamelek hukukuna dair bir zararın karşılanmasını amaç edinmediği için de, gerçek anlamda bir tazminat sayılmaz. Manevi tazminat mağdurda veya zarara uğrayanda bir huzur hissi, bir tatmin duygusu doğurmalıdır. Manevi tazminatta temel olan ana düşünce budur.
    Somut olayda, ölenin anne ve babası olan davacıların %20 kusurlu olduğu tespit edilmiş ise de manevi tazminat yönünden, olayın oluş şekli, biçimi, ölenin yaşı, tarafların sosyal ekonomik durumları, davacı anne, baba ve kardeşlerde oluşturduğu üzüntü dikkate alındığında, davacıların manevi dünyalarında oluşan yıkımı, acıyı ve kederi bir nebze de olsa giderici ve hafifletici olması açısından, hakkaniyete uygun bir miktara karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu davacılar için düşük miktarda manevi tazminatlara karar verilmesi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
    Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 14.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi