21. Hukuk Dairesi 2016/6927 E. , 2017/1994 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından duruşmalı, davalılardan...vekili tarafından duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan ve temyiz konusu hükme ilişkin dava, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 369. maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hallerden hiçbirine uymadığından Yargıtay incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillere, kanuni gerektirici sebeplere, temyiz edenin sıfatı ve temyiz kapsam ve nedenlerine göre davalı ... San. Tic.A.Ş. vekilinin tüm, davacı vekilinin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, 01.06.2010 tarihindeki iş kazasında sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesine ilişkindir.
Mahkemece; maddi tazminat isteminin daha önce temyiz incelemesinden geçerek kesinleşmiş olması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 7.500 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Somut olayda, mahkemenin 26.06.2013 tarih 2011/126 Esas, 2013/131 Karar sayılı ilk kararında 12.824,96 TL maddi tazminat ile 18.000 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 01.06.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine karar verilmiş, davalı ... San. Tic. A.Ş. vekili tarafından kararın temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 25.03.2014 tarih ve 2013/22247 Esas, 2014/5895 Karar sayılı ilamıyla davacı yararına hüküm altına alınan 18.000,00 TL manevi tazminatın fazla olduğu belirtilerek yerel mahkeme kararının bozulduğu anlaşılmıştır.
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde mahkemenin 01.10.2014 tarih 2014/94 Esas, 2014/138 Karar sayılı ikinci kararında 12.824,96 TL maddi tazminat ile 12.824,96 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 01.06.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine karar verilmiş, davalı ... San. Tic. A.Ş. vekili tarafından kararın temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 28.04.2015 tarih ve 2015/5847 Esas, 2015/9281 Karar sayılı ilamıyla davacı yararına hüküm altına alınan manevi tazminatın yine fazla olduğu belirtilerek yerel mahkeme kararının bozulduğu anlaşılmıştır. Bu açıklamalar doğrultusunda mahkemece verilen 26.06.2013 tarih 2011/126 Esas, 2013/131 Karar sayılı ilk kararda davacı lehine hükmedilen 18.000 TL manevi tazminatın davalılardan ... tarafından temyiz konusu edilmemiş olması nedeniyle davacı lehine davalı ... yönünden manevi tazminat alacağında 18.000 TL’lik miktarın usuli kazanılmış hak oluştuğu anlaşılmaktadır.
Usuli kazanılmış hak kavramı, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.
Usuli kazanılmış hakkın hukuki sonuç doğurabilmesi için; bir davada ya taraflar ya mahkeme ya da Yargıtay tarafından açık biçimde yapılmış olan ve istisnalar arasında sayılmayan bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan bir hakkın varlığından söz edilebilmesi gerekir.( HGK.nun 12.07.2006 T., 2006/4-519 E, 2006/527 K, 03.12.2008 T., 2008/10-730 E., 2008/732 K.) Usuli kazanılmış hak ilkesi kamu düzeniyle ilgilidir. (09.05.1960 T., 21/9; 04.02.1959 gün 13/5 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı)
Bu açıklamalar doğrultusunda maddi tazminata ilişkin hüküm ile davalı ... San. Tic. A.Ş.’den tahsiline karar verilen manevi tazminat miktarı hukuka uygun olmakla beraber; davalı ... yönünden ilk kararda davacı lehine hükmedilen 18.000 TL manevi tazminatın bu davalı arafından temyiz edilmemiş olması nedeniyle davacı lehine, usuli kazanılmış hak oluştuğu gözetilerek, karar verilmesi gerekirken davacının usuli kazanılmış hakkının ihlali sonucunu doğuracak şekilde her iki davalının da 7.500 TL manevi tazminattan müştereken ve müteselsilen sorumluluğunu doğuracak şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
Mahkemece yapılacak iş, davacının manevi tazminat alacağından davalı ...’ın 18.000 TL’lik miktarla sorumlu olmakla beraber bu miktarın 7.500 TL’lik kısmı yönünden her iki davalının müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları gözetilerek bir karar vermekten ibarettir.
O halde davacı vekilinin bu hususları içeren temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle, BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının davalılardan ...ye yükletilmesine, 14.03.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Not:Önceki bozma ilamında iadesine karar verilen harç miktarları dikkate alınmamıştır.