1. Hukuk Dairesi 2019/4572 E. , 2021/2951 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
...
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, büyük miktarda borçlarının bulunması nedeniyle ailevi problemler yaşadığı dava dışı eşi ... "ın baskısı sonucu maliki olduğu 35 parsel sayılı taşınmazdaki 1 ve 5 numaralı bağımsız bölümlerin 1/2"şer paylarını 2004 yılında bedelsiz olarak ...’e temlik ettiğini, bu durumu fırsat bilen ...’in hile ve tehditleri sonucunda ...’in dava dışı babasına verdiği vekâletname ile taşınmazların uhdesinde kalan 1/2"şer paylarının da ...’e devredildiğini, bağımsız bölümlerin tamamına malik olan ...’in kısa süre sonra taşınmazları satışa çıkardığını, Kartal l. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2008/371 esas sayılı dosyasında ... aleyhine tapu iptali ve tescil davası açtığını, taşınmazların tapu kaydına davalıdır şerhi konulduğunu, buna rağmen eldeki davalıların kötü niyetli ve muvazaalı olarak taşınmazları devraldıklarını, satış bedeli ödemediklerini, alım güçlerinin de bulunmadığını, muhtemelen ...’in köylüleri ya da akrabaları olduklarını, taşınmazların temlik alınır alınmaz davalılar tarafından satışa çıkarıldığını ileri sürerek, tapu iptali ve tescil istemiştir.
Davalılar, derdestlik nedeni ile davanın reddi gerektiğini, öte yandan taşınmazları iyiniyetle edindiklerini, işlem sırasında taşınmazların davalı olduğuna dair kendilerine bir bilgi verilmediğini belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.
Davanın husumetten reddine ilişkin olarak verilen karar Dairece, "Hâl böyle olunca; mahkemece çekişme konusu taşınmazların tapu kayıtlarının getirtilerek öncelikle davalıların kayıt maliki olup olmadığının belirlenmesi, kayıt maliki olduklarının saptanması halinde ise davanın esası hakkında karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı şekilde davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmiş olması doğru değildir. "gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, aynı taşınmazlar için daha önce açtığı tapu iptali ve tescil davasını HMK"nın 125. maddeleri uyarınca önceki malike karşı tazminat davasına dönüştüren davacının, artık yeni malike karşı tapu iptali tescil isteğinde bulunamayacağı gerekçesi ile reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili, davalı ... vekili ve davalı ... vekili (katılma yoluyla duruşma istekli) tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 01.06.2021 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı ... vekili Avukat ... geldi, davetiye tebliğine rağmen diğer temyiz eden davacı ... vekili Avukat ve temyiz eden davalı ... vekili Avukat gelmedi, yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
./..
-KARAR-
Hükmüne uyulan bozma ilamı uyarınca araştırma ve inceleme yapılarak yazılı şekilde karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine.
Davalıların vekalet ücretine yönelik temyiz itirazına gelince;
Dava, tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olup, taşınmazlar bakımından bir ayrım yapılmaksızın 50.000,00-TL değer gösterilmek suretiyle açılmış, yargılama sırasında harç ikmal edilmemiştir.
Somut olayda; çekişmeye konu 1 nolu bağımsız bölümde davalı ..."in, 5 nolu bağımsız bölümde ise diğer davalı ..."ın malik olduğu; bu itibarla, davalılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığı açık olup, her bir taşınmaz için dava değeri 25.000,00 TL kabul edilmekle, bu değer üzerinden eldeki davada kendilerini vekille temsil ettiren ve aralarında ihtiyari dava arkadaşlığı olan davalılar için ayrı ayrı nispi vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken, tüm davalılar yararına maktu, tek vekalet ücretine hükmedilmiş olması doğru değildir.
Ne var ki, anılan husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün 2. fıkrasında yazılı “Davalılar davayı vekil ile takip ettiklerinden yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 1.800,00TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,” cümlesinin hükümden çıkartılarak yerine 2. fıkra olarak; "Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi"ne göre her bir davalı için ayrı ayrı hesaplanan 3.000,00"er TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar ... ve ..."ye ayrı ayrı verilmesine" cümlesinin yazılmasına, davalılar vekillerinin bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK"nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nın 438/7. maddesi uyarınca hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 24.11.2020 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden davalı ... vekili için 3.050.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin karşı temyiz edenden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 01/06/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.