22. Hukuk Dairesi 2018/958 E. , 2018/1501 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ 8. Hukuk Dairesi
5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu"nun 8. maddesine göre, Bölge Adliye Mahkemesinin temyiz edilebilen kararlarına karşı, tebliğ tarihinden başlayarak sekiz gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir.
Bu süre içerisinde temyiz dilekçesinin, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 365. maddesi uyarınca, kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya Yargıtayın bozması üzerine hüküm veren İlk Derece Mahkemesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi hukuk dairesine veya İlk Derece Mahkemesine verilmesi gereklidir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 366. maddesi uyarınca, temyiz kanun yolu bakımından kıyasen uygulanacak 344. maddesi gereğince, temyiz dilekçesi verilirken, temyiz kanun yoluna başvuru için gerekli harçlar ve tebliğ giderleri de dahil olmak üzere tüm giderlerin ödenmesi gereklidir. Bunların hiç ödenmediği veya eksik ödenmiş olduğu sonradan anlaşılırsa, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilecek bir haftalık kesin süre içinde tamamlanması, aksi halde başvurudan vazgeçmiş sayılacağı hususu başvurana yazılı olarak bildirilir. Verilen kesin süre içinde harç ve giderler tamamlanmadığı takdirde, başvuru yapılmamış sayılır.
7201 sayılı tebligat Kanunu"nun 32. maddesinde “Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur.” hükmü yer almaktadır.
Somut olayda; Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı vekiline tebliğine ilişkin tebliğ evrakında, tebligatın daimi işçi ..." ye teslim edildiği belirtilmiş olup Dairemizce yapılan geri çevirme üzerine ..."nin davalı vekilinin daimi işçisi değil, davalı vekilinin bürosunun bulunduğu apartmanın kapıcısı olduğu tespit edilmiştir. Bu durumda 19.04.2017 tarihinde davalı vekiline yapılan tebligat usulsüzdür. Usulsüz tebligatın hükmü 7201 sayılı Kanun "un 32. maddesinde düzenlenmiş olup davalı vekilince bildirilen öğrenme tarihi tebliğ tarihidir. Davalı vekili 25.04.2017 tarihinde tebliğden haberdar olduğunu bildirdiğine göre, 03.05.2017 tarihindeki temyizi süresindedir. Bu durumda; temyizin süresinde olmadığı gerekçesiyle temyiz isteminin reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesince verilen karar, usule aykırı olup Bölge Adliye Mahkemesince verilen 08.05.2017 tarihli EK KARARIN BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA karar verilmiştir. Ancak, davalının asıl temyiz dilekçesinin davacıya tebliğ edilmediği anlaşıldığından, temyiz dilekçesinin karşı tarafa tebliği için dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine geri çevrilmesine karar vermek gerekmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu"nun 8. maddesine göre iş mahkemesinden verilen kararlar tefhim veya tebliğ tarihinden itibaren 8 gün içinde temyiz olunabilir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesinin 1. fıkrasında; “Bölge Adliye Mahkemelerinin, 26.09.2004 tarihli ve 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun geçici 2 nci maddesi uyarınca Resmî Gazete’de ilan edilecek göreve başlama tarihine kadar, 1086 sayılı Kanunun temyize ilişkin yürürlükteki hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” 2. fıkrasında ise; "Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce aleyhine temyiz yoluna başvurulmuş olan kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanun"un 26/09/2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 454 üncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunur." denmiştir.
6100 sayılı Kanun"un hükmü düzenleyen 294. maddesinde de;
(1)Mahkeme, usule veya esasa ilişkin bir nihai kararla davayı sona erdirir. Yargılama sonunda uyuşmazlığın esası hakkında verilen nihai karar, hükümdür.
(2)Hüküm, yargılamanın sona erdiği duruşmada verilir ve tefhim olunur.
(3)Hükmün tefhimi, her hâlde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur.
(4)Zorunlu nedenlerle sadece hüküm sonucunun tefhim edildiği hâllerde, gerekçeli kararın tefhim tarihinden başlayarak bir ay içinde yazılması gerekir.
(5)Hükmün tefhimini, duruşmada bulunanlar ayakta dinler.
(6)Hükme ilişkin hususlar, niteliğine aykırı düşmedikçe, usule ilişkin nihai kararlar hakkında da uygulanır." denmiştir.
Yukarıda yazılı kanun hükümleri kapsamında, Mahkemece duruşmada tefhim edilen hüküm gerekçe taşımayıp sadece hüküm sonucunu (kısa kararı) içeriyorsa gerekçeli kararın her halükarda davanın taraflarına (taraflar kendilerini vekille temsil ettiriyorlar ise vekillerine) tebliğ edilmesi gerekmektedir. Bir başka anlatımla, sadece hüküm sonucunun (kısa kararın) tefhim edildiği durumlarda, taraflar (ya da vekilleri) duruşmada hazır olsalar dahi gerekçeli kararın taraflara veya vekillerine tebliğ edilmesi gerekir.
6100 sayılı Kanun"un 360. maddesi gereğince istinaf kanun yolu hükümlerinin düzenlendiği bölümde aksine hüküm bulunmayan hâllerde, İlk Derece Mahkemesinde uygulanan yargılama usulü, bölge adliye mahkemesinde de uygulanır.
Öte yandan; aynı Kanun"un 348. maddesinde istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen tarafın, başvurma hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, vereceği cevap dilekçesi ile istinaf yoluna başvurabileceği ve istinaf yoluna asıl başvuran tarafın, buna karşı iki hafta içinde cevap verebileceği hususu; 366. maddesinde de bu Kanunun istinaf yolu ile ilgili 343 ilâ 349 ve 352. maddeleri hükümlerinin, temyizde de kıyas yoluyla uygulanacağı hususu düzenlenmiştir. Anılan hükümler gereğince tarafların kararın temyiz edildiğinden haberdar edilmeleri ve katılma yoluyla temyiz talebinde bulunma haklarını kullanmaları için temyiz dilekçelerinin de diğer tarafa tebliğ edilmesi gerekir.
Dosya içeriğine göre; davalının asıl temyiz dilekçesinin davacıya tebliğ edildiğine ilişkin tebliğ belgesinin bulunmadığı anlaşılmakla, tebliğ edilmiş ise tebliğ belgesinin eklenmesi, tebliğ edilmemiş ise yöntemince tebliğ edildikten ve temyiz süresi beklendikten sonra tekrar Dairemize gönderilmesi için dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 25.01.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.