20. Hukuk Dairesi 2017/2357 E. , 2018/7759 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkillerinin 667 ada 12 parselde kayıtlı anataşınmazda bağımsız bölüm maliklerinden olduklarını, 12/12/2015 tarihli kat malikleri kurulu kararları ile binanın yıkılıp yeniden yaptırılmasına, kat maliklerinden biri ile bağı bulunan ... İnşaat Ltd. Şti. firmasının yapım işi için yüklenici olarak seçilmesine, yükleniciyle 15/02/2016 tarihinde kat karşılığı inşaat sözleşmesi akdedilmesine oy çokluğu ile karar verildiğini, 12/12/2015 tarihli kat malikleri kurulu kararı ile kabul edilen kat karşılığı inşaat sözleşmesine ek proje ile yapılacak binada cephe değişikliği yapıldığını, arka cephede bulunan bağımsız bölümlerin ön cepheye alınarak değerlerinin arttırıldığını, taşınmaz ile ilgili riskli yapı raporuna süresi içinde itiraz edildiğini, riskli yapı raporu kesinleşmediği için taşınmaz üzerinde oyçokluğu ile tasarrufi nitelikte karar alınmasının hukuka uygun olmadığını, bağımsız bölüm sahiplerinin arsa paylarının düzeltilmesi için açılan davanın da henüz kesinleşmediğini bu nedenle oy çokluğuna esas hisselerin halen belirsiz olduğunu beyan ederek; 12/12/2015 tarihli kat malikleri kurulunun yokluğunun tespitine, bu mümkün olmadığı takdirde kararların iptaline ve ortadan kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; iptali istenen toplantıda binanın yıkımına ve yeniden yapımı için müteahit firma seçilmesine karar verildiği, KMK"nın 44. maddesi gereğince bu kararların oy birliği ile alınması gerektiği, kat irtifakı terkin edilmeden 6306 sayılı Kanunda ön görülen 2/3 çoğunluk ile yıkım ve yeniden inşaat kararı alınmasının mümkün olmadığı, diğer taraftan asli müdahilin bağımsız bölümünde müşterek mülkiyetine tabi 1/2 hissesinin bulunduğu, bağımsız bölümü temsilen tek başına dava açamayacağı gerekçesiyle; davacıların davasının kabulüne, davaya konu ... apartmanının 12/12/2015 tarihli kat malikleri kurulu toplantısında alınan kararların usulüne uygun olarak alınmadığından iptaline, asli müdahilin tek başına davaya katılamaycağı gözönüne alınarak davasının reddine karar verilmiş, hüküm davalılar vekilince temyiz edilmiş, mahkemece; 02.09.2016 tarihli ek karar ile, davalılar vekiline kararın 20/06/2016 tarihinde tebliğ edildiği, 28/06/2016 tarihinde bozma talepli olarak kararın temyiz edildiği, ancak temyiz harcının ve masraflarının yatırılmadığı, temyiz dilekçesinin 26/07/2016 tarihinde sistem üzerinden gönderildiği, temyiz harçlarını ise 27/07/2016 tarihinde yatırdığı, temyiz süresi içerisinde yatırılması gereken harçların davalılar vekilince süresi geçtikten sonra yatırıldığı gerekçesiyle; davalılar vekilinin temyiz talebinin reddine karar verilmiş ve ek karar davalılar vekilince süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
Dava; 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu uyarınca kat malikleri kurulu kararının iptali istemine ilişkindir.
1-Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 434. maddesi ile ilgili 25.01.1985 gün ve 5/1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı hükmü gereğince, “Temyiz isteği, dilekçenin temyiz defterine kaydettirildiği tarihte yapılmış sayılır ve temyiz dilekçesi verilirken gerekli harç ve giderlerin tamamı ödenir. Temyiz harç ve giderlerinin eksik ödenmiş veya hiç ödenmemiş olduğunun sonradan anlaşılmış olması halinde, karar veren hakim tarafından yedi günlük kesin süre tanınarak, bu süre içerisinde temyiz harç ve giderlerinin tamamlanması veya ödenmesi, aksi halde temyizden vazgeçmiş sayılacağı temyiz edene yöntemince ve yazılı olarak bildirilir. Ancak temyiz harcının mahkeme kalemince hesaplanıp temyiz edenden istendiği hâlde süresinde ödenmediği belgelendirilmiş ise temyiz isteğinin reddi gerekir.” Dava dosyası incelendiğinde, sırası ile;
a-Gerekçeli kararın davalılar vekiline 20.06.2016 günü tebliğ edildiği,
b-Davalılar vekilince 27.06.2016 günü UYAP sistemi üzerinden süresi içerisinde elektronik imzalı olarak süre tutum dilekçesi gönderildiği, ek kararda her ne kadar 28.06.2016 günü süre tutum dilekçesinin gönderildiği yazılmış ise de bu tarihin süre tutum dilekçesinin mahkeme katibinin ekranına düşme tarihi olduğu ve bu halde dilekçenin 8 gün içinde verildiği,
c-Davalı vekilince 26.07.2016 günü gerekçeli temyiz dilekçesinin verildiği ve aynı tarihte harcın da yatırıldığı,
d-Mahkemece 02.09.2016 tarihli ek karar ile temyiz dilekçesinin reddedildiği, ek kararın davalılar vekiline 06.10.2016 günü tebliğ edildiği,
e-Davalılar vekilinin ek kararı temyizi içerikli dilekçesini Uyap sisteminden 05.10.2016 günü elektronik imzalı olarak gönderdiği,
f-Ek karar temyiz harcının 7 gün içerisinde tamamlanmasını ihtar eden muhtıranın, 25.10.2016 günü davalılar vekiline tebliğ edildiği ve davalılar vekilince 01.11.2016 günü temyiz harcının süresi içinde ikmal edildiği anlaşılmıştır. Bu çerçevede; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun geçici 3/2. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nın 434. maddesi uyarınca mahkemece 02.09.2016 tarihli ek kararla temyiz harcının süresinde yatırılmaması sebebiyle temyiz talebinin reddine karar verilmiş ise de; harcın tamamlanması hususundaki muhtıranın davalı vekiline 25.10.2016 günü tebliğ edildiği, muhtırada belirtilen miktarda harcın süresi içinde, 01.11.2016 günü davalı vekili tarafından yatırıldığı nazara alındığında, temyiz isteminin reddine ilişkin mahkeme ek kararı yerinde olmadığından ek kararın kaldırılması gerekmiştir.
2-Dava konusu; ... ı mahallesi, 667 ada, 12 parselde kayıtlı anataşınmazda kat mülkiyetinin kurulu ve üzerindeki yapının da halen mevcut olduğu dosya kapsamından anlaşılmakla, kat mülkiyetinin kurulu olduğu dikkate alındığında, Kat Mülkiyeti Kanununun 45. maddesi gereğince binanın yıkılarak yeniden yapılması yönünde alınacak kararın tüm kat maliklerinin oybirliğini gerektirdiği belirlenerek, mahkemece bu koşulu sağlamayan 12.12.2015 günlü kat malikleri kurulu kararının iptaline karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
SONUÇ: 1-Yukarıda bir numaralı bentde açıklanan gerekçelerle, temyiz isteminin reddine ilişkin mahkeme ek kararı yerinde olmadığından, ek karara yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile EK KARARIN KALDIRILMASINA,
2- İki numaralı bentde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine 30/11/2018 günü oy birliği ile karar verildi.