Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/12020
Karar No: 2015/847
Karar Tarihi: 15.01.2015

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2014/12020 Esas 2015/847 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2014/12020 E.  ,  2015/847 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 10. AİLE MAHKEMESİ
    TARİHİ : 04/04/2014
    NUMARASI : 2013/232-2014/244

    Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan yargılaması sonunda yerel mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmiştir.
    Davanın niteliği gereği duruşma isteğinin reddiyle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz isteğinin incelemesinin evrak üzerinde yapılmasına karar verilerek dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacı vekili 14.03.2013 tarihi dava dilekçesinde; tarafların 2004 yılında evlendiklerini, davalının 2010 yılında boşanma davası açtığını, ancak davadan feragat ettiğini, kararın kesinleştiğini, tarafların halen ayrı yaşadığını, davacının çalışmadığını, davalının sadakatsizliği nedeniyle ruhsal problemler yaşadığı ve 6 ay yatılı tedavi gördüğünü, halen sağlığına kavuşamadığını, davalının yüksek gelire sahip bir iş yaptığını, maddi imkanlarının oldukça geniş olduğunu belirterek, aylık 3.000 TL tedbir nafakasına hükmedilmesini ve nafakanın her yıl enflasyona göre artırılmasını talep etmiştir.
    Davalı vekili cevap dilekçesinde ve yargılamadaki beyanlarında; müvekkilinin 2010 yılında boşanma davası açtığı, ancak daha sonra feragat ettiğini, tarafların halen ayrı yaşadıklarını, ayrı yaşamakta haklı olduğunu öne süren davacının gerekçelerini makul bir şekilde ortaya koyması gerektiğini, davacının evlilik birliğinin tekrar kurulmasına meydan bırakmayacak şekilde Almanya"ya döndüğünü, sadakatsizlik iddialarının asılsız olduğunu, psikolojik tedavi nedeninin davacının kendi kişilik yapısından kaynaklandığını, davalının 2.000 TL maaşı bulunduğunu belirterek, davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece, davacının ayrı yaşamada haklı olduğu kabul edilerek, davacının çalışmadığı, geliri olmadığı, davalının geliri ve şirket ortağı olup olmadığı hususlar tam olarak ispat edilmemiş ise de, boşanma dosyasında mahkemenin ara kararına itiraz sözkonusu olmayıp, daha sonra davalının maddi durumunda azalmanın ispatlanmadığı, bu nedenle hak ve nesafet gereği bu miktar üzerinden tedbir nafakası tayin edildiği gerekçe gösterilerek, 2.250 TL tedbir nafakasına, kararın kesinleşme tarihi itibariyle her yıl ÜFE oranında artırılmasına karar verilmiştir.
    Hükmü, davalı vekili temyiz etmektedir.
    Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.
    Dava, tedbir nafakası talebine ilişkindir.
    TMK.nun 195.maddesi uyarınca, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi halinde eşler ayrı ayrı veya birlikte hâkimin müdahalesini isteyebilirler. Hâkim, gerektiği takdirde eşlerden birinin istemi üzerine Kanunda öngörülen önlemleri alır. Aynı yasanın 197.maddesine göre de; eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir.
    Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hâkim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır.
    Tedbir nafakasında eşlerin birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve malvarlıkları ile katkıda bulunmaları gerekir (TMK Md. 186/son). Davacı eşin ekonomik durumunun davalı (kocadan) daha iyi olması davalı (kocayı) tedbir nafakası yükümlülüğünden kurtarmaz. Ancak, hükmedilecek nafakanın miktarını tayinde bu husus dikkate alınmak zorundadır. Böylece "hakkaniyet" ilkesine uygun bir nafaka tespit edilebilir (TMK. Md. 4).
    Hakim, eşlerin birlikte yaşarken sürdürdükleri hayat seviyesini ayrı yaşamaları halinde de korunması gerektiğini gözetmelidir.
    Somut olayda; davalının daha önceden açtığı boşanma davasında mahkemece 13.08.2010 tarihinden itibaren 2.000 TL tedbir nafakasına hükmedildiği, davanın feragat nedeniyle reddine karar verildiği ve kararın 19.12.2011 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Davalının ekonomik sosyal durum araştırmasında özel şirkette Satınalma Müdürü olup, 2.000 TL maaş aldığı, ek geliri bulunmadığı, anne-babasıyla kira ödemeden oturduğu saptanmıştır. Davacının mali durum araştırması mevcut olmayıp, Almanya"da yaşadığı ve 532 Euro sosyal yardım aldığı tercüme evraktan anlaşılmaktadır.
    Mahkemece, davalının ekonomik durumuna ilişkin şirket ortaklığının tam ispat edilemediği kabul edilmiş ise de, önceki nafaka baz alınmak suretiyle tarafların ve özellikle davalının ekonomik sosyal durumu yeterince araştırılmadan hüküm tesisi yoluna gidilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    Bu durumda; mahkemece, tarafların ekonomik sosyal durumları tam ve sağlıklı biçimde araştırılıp tespit edilmek, gerekli belgeler dosyaya celp olunmak suretiyle davalının tespit olunan sosyo ekonomik durumu dahilinde TMK madde 4."de vurgulanan hakkaniyet ilkesi gereğince karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile ve önceki nafaka baz alınmak suretiyle karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 15.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi