Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/1974
Karar No: 2020/1200
Karar Tarihi: 27.02.2020

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2019/1974 Esas 2020/1200 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2019/1974 E.  ,  2020/1200 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi
    DAVALILAR : 1- Sosyal Güvenlik Kurumu Vek. Av. ...
    2- Ömür Tekstil San Tic.Ltd. Şti.
    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : Bakırköy 29. İş Mahkemesi

    TÜRK MİLLETİ ADINA

    K A R A R

    A)Davacı İstemi:
    Dava, 1987-2009 yılları arasında davalı şirkette çalıştığının tespiti istemine ilişkindir.
    B)Davalı Cevabı:
    Davalı ... vekili ; davanın reddini talep etmiştir.
    Davalı ; davaya karşı bir cevap vermemiştir.
    C)İlk Derece Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı:
    İlk derece mahkemesince ; “Mahkememizce toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde, davacının 23/03/1988 tarihinden önceki çalışma dönemi ile ilgili talebinin 5 yıllık hak düşürücü süreden sonra talep edildiğinden 23/03/1988 tarihinden önceki talebinin hak düşürücü süre nedeniyle reddine, 23/08/1993 - 28/08/1993 tarihleri arasında davacının davalı şirket ile hiçbir organik bağı bulunmayan başka bir şirkette çalışmış olduğu anlaşılmakla 23/08/1993 tarihinden önceki tespit talebinin hak düşürücü süreye uğradığı bu nedenle bu döneme ait talebinin reddine karar verilmesi gerektiği, davacı mahkememizin 05/07/2017 tarihli celsesinde 2013 yılı Nisan ayından itibaren 1 yıl ücretsiz izne ayrıldığını ve çalışmadığını belirttiğinden 01/04/2013 - 31/03/2014 tarihleri arasındaki talebinin reddine karar verilmesi gerektiği, davacının bu tarihler dışında kalan ve sigorta kayıtlarında gösterilmeyen, 28.09.1993-19.10.1995 tarihleri arasında, 01.09.1997-26.11.1997 tarihleri arasında 26.02.1998-31.03.2003 tarihleri arasında, 01.04.2004-31.05.2005 tarihleri arasında 01.10.2005-04.11.2005 tarihleri arasında davalı şirkete ait işyerinde hizmet akdi ile asgari ücret ile sürekli çalıştığı sonuç ve kanaatine varılarak davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle
    “Davanın kısmen kabulü ile, 3400016137714 sigorta sicil nolu davacı ..." in davalı şirkete ait işyerinde,
    28.09.1993-19.10.1995 tarihleri arasında
    01.09.1997-26.11.1997 tarihleri arasında
    26.02.1998-31.03.2003 tarihleri arasında
    01.04.2004-31.05.2005 tarihleri arasında
    01.10.2005-04.11.2005 tarihleri arasında
    asgari ücretle çalıştığının TESPİTİNE, fazlaya ilişkin talebin reddine,” karar verilmiştir.
    ./..


    İstinaf Başvurusu;
    Davalı Kurum vekili; Kurum kayıtlarının esas olduğunu, tanıkların Yargıtayın aradığı nitelikte tanıklar olmadığını, eksik inceleme sonucu karar verildiğini, Kurum dava açılmasına sebebiyet vermediğinden aleyhlerine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiğini belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
    D)Bölge Adliye Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı:
    Bölge Adliye Mahkemesince "" Dosyadaki kayıt ve belgelerden; Davacının; 23/08/1993-28/08/1993 tarihleri arasında dava dışı iş yerinden, 20/10/195-30/08/1997 tarihleri arasında davalı iş yerinden, 27/11/1997-25/02/1998 tarihleri arasında davalı iş yerinden, 01/06/2005-30/09/2005 tarihleri arasında ... iş yerinden, 05/10/2005/-04/06/2008 tarihleri arasında davalı iş yerinden, 05/06/2008-11/09/2008 tarihleri arasında ... iş yerinden, 12/09/2008-18/03/2009 tarihleri arasında davalı iş yerinden çalışmalarının Kuruma bildirildiği, ..."in iş vereninin aynı zamanda davalı şirketin ortağı olduğu, ... iş yeri adresinin de davalı adresi ile aynı olduğu, bu iş yerleri ile davalı şirket arasında organik bağ bulunduğu anlaşılmıştır.
    Somut davada; mahkemece kabul edilen sürelerde, davacının davalı iş yerinde çalıştığının bordrolu çalışan tanık beyanları ile ispat edildiği, İlk Derece Mahkemesi tarafından yeterli inceleme ve araştırma sonucu hüküm kurulduğu,” gerekçesiyle
    “ Bakırköy 29. İş Mahkemesi"nin 09/10/2017 tarihli, 2013/63 Esas - 2017/392 Karar sayılı kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davalı Kurum vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Yasanın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, ” karar verilmiştir.
    E)Temyiz:
    Davalı Kurum vekili “Kurumumuz kayıtlarının aksi ancak aynı değerde yazılı delil ve belgeler ile ispat edilebilir. Buna rağmen sadece sözlü beyanlara, tanık ifadelerine dayanılarak hüküm verilmiştir. Tanıklar çalışmaya ilişkin net bilgi vermemişlerdir. ” gerekçeleriyle temyiz yoluna başvurmuştur
    F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
    1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere, temyiz kapsam ve nedenlerine göre davalı vekillinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine,
    2-Dava, davacının davalı işyerinde 1987-2009 yılları arasında çalıştığının tespiti istemine ilişkindir.
    Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
    Yasal dayanağı 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddeleri olan bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği ya da çalıştıklarının Kurumca tespit edilip edilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu yasal koşul oluşmuşsa işyerinin o dönemde gerçekten var olup olmadığı, Kanun"un kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma iddiasının gerçeğe uygunluğu özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispatlanabilirse de çalışmasının -konusu, sürekli kesintili mevsimlik mi olduğu, başlangıç ve bitiş tarihleri ve alınan ücret

    ./..



    konularında tanıkların sözleri değerlendirilirken bunların inandırıcılığı üzerinde durulmalı, verdikleri bilgilere nasıl vakıf oldukları, işveren ve işçiyle, işyeriyle ilişkileri, bazen uzun yılları kapsayan bilgilerin insan hafızasında yıllarca eksiksiz nasıl taşınabileceği düşünülmeli ve tanıklar buna göre dinlenmeli, işyerinin kapsam kapasite ve niteliği ile bu beyanlar kontrol edilmeli, mümkün oldukça işyerinin müdür, amir, şef, ustabaşı ve posta başı gibi görevlileri ve o işyerinde çalışan öteki kişiler ile o işyerine komşu ve yakın işyerlerinde bu yeri bilen ve tanıyanlar dahi dinlenerek tanık beyanlarının sağlığı denetlenmeli ve çalışma olgusu böylece hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak sağlıklı bir biçimde belirlendikten sonra ücret konusu üzerinde durulmalı, tespiti istenilen sürenin evvelinde ve sonrasında beyyine başlangıç sayılabilecek ödeme belgeleri ve sair bu nitelikte bir belge yoksa Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunun m.288 de yazılı sınırları taşan ücret alma iddialarında yazılı delil aranmalı, bu sınırlar altında kalan ücret alma iddialarında ücret miktarları tanıklardan sorulmalı, 506 sayılı Yasa"nın 3/B-D maddeleri ile 5510 sayılı Yasa"nın 6/a-c maddelerinde de olduğu gibi ücretin sigortalı sayılmanın koşulu olan durumlarda ücret alma olgusunun var olup olmadığı özellikle saptanmalıdır. Bu davalarda işverenin kabulünün tek başına hukuki bir sonuç doğurmayacağı göz önünde tutulmalıdır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
    Ayrıca çalışmanın blok çalışma niteliğinde olması yani kesintisiz devam etmesi halinde hak düşürücü süreden bahsedilemeyeceği gibi, mevsimlik çalışmanın bulunması ve bu çalışmanın yıllar itibariyle kesintisiz sürdüğünün kabulü halinde de çalışılmayan dönemde hizmet akdi askıda olduğundan hükme esas alınan 5 yıllık hak düşürücü sürenin başlangıcı olarak, mevsimlik çalışmanın sona erdiği yılın sonu esas alınması gerekir.
    Yukarıda açıklanan hususlar, yeterli ve gerekli bir araştırmayla ve deliller hep birlikte değerlendirilerek aydınlığa kavuşturulduktan sonra o çalışmanın sigortalı çalışma niteliğinde olup olmadığı, ya da ne zaman bu niteliğe kavuştuğu yönü üzerinde durulmalı ve çalışmayı kapsama alan yasanın yürürlük tarihinden sonraki dönem için hizmetin tespitine karar verilmelidir.
    Dosyadaki kayıt ve belgelerden; 10/02/1969 doğumlu davacının, 10/02/1987 tarihinde 18 yaşında olduğu, davacının hizmet cetvelinde; 543133 sicil numaralı davalı işyerinde 20/10/1995 tarihinden itibaren 70 gün,1996 yılında 290 gün, 1997 yılında 181 gün, 2005 yılında 202 gün(118 günü Dilara Tekstil),2006 yılında 359 gün,2007 yılında 353 gün, 2008 yılında 360 gün(2008/6-2008/9. Ay arası ...) ,2009 yılında 78 gün bildirimi olduğu, 1993 yılında 79130 sicil numaralı işyerinden çalışmasının (23/08/1993-29/08/1993 arası) hüküm altına alınan 28.09.1993-tarihinden önce olduğu ve hak düşürücü sürenin söz konusu olmadığı, talep dönemindeki dönem bordrolarının dosyada olduğu, 543133 sicil numaralı Ömür Tekstil San. Tic. Ltd. Şti. işyerinin 01/03/1988-31/03/2009 arası yasa kapsamında olduğu, 1062143 sicil numaralı Dilara Tekstil İmalat İhr. San. Tic. Ltd. Şti. işyerinin 01/10/1988-31/01/2008 arası yasa kapsamında olduğu, ... Tekstil ve ... Tekstil işyerlerinin Ticaret Sicildeki adreslerinin ve işverenlerinin aynı olduğu ve aralarında organik bağ bulunduğu, (... Tekstil- ... Ömür Tekstil-Ohanis Dülger-...-...
    - ...), davacının duruşmadaki beyanında;” 3 kez doğum yaptığını, 40 gün izin kullandığını, 2013 nisan ayından itibaren 1 yıl izin kullandığını” beyan ettiği, çocukların doğum tarihlerinin; 09/09/1993-08/09/1996-15/08/2002 şeklinde olduğu, ve hükümde doğum izinlerinin dikkate alınmadığı, tanıkların hizmet cetvellerinin dosyada bulunmadığı, dinlenen 6 tanığın çalıştıkları sürece çalıştığını ifade ettikleri ancak

    ./..

    bordrolardan tam çalışma sürelerinin tespit edilemediği, bir tanığın iki doğumunda 1 er yıl ara verdiğini söylediği, ne kadar doğum izni kullandığı hususunun Mahkemece irdelenmediği, eylemli çalışma olgusunun yeterli ve gerekli bir araştırmayla sağlıklı bir biçimde belirlenmeden davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır.
    Yapılacak iş, davacının ne kadar doğum izni kullandığı hususunu netleştirmek ve bu süreleri tespitine karar verilen sürelerden dışlamak, hüküm fıkrasında yer alan “01.10.2005-04.11.2005 tarihleri arasında” ibaresindeki 04.11.2005 tarihini 04/10/2005 olarak düzeltmek (zira hizmet cetvelinde 05/10/2005‘ten sonra ve 2005/11.ay tam bildirilmiş), tanıkların ünvanlı hizmet cetvellerini Kurumdan getirterek beyanların içeriğini çalışma sürelerini göz önüne alarak sorgulamak, gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde 506 sayılı Yasanın 2,6,9 ve 79/10 maddeleri gereğince kanıtladıktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
    Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, Bölge Adliye Mahkemesince davalı SGK vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden hüküm kurulması gerekirken, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı kaldırılmasına ve ilk derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    G)SONUÇ:
    Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK"nun 373/1. maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 27/02/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi