10. Hukuk Dairesi 2020/6158 E. , 2020/7224 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Dava,iş kazası sonucu sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesine ilişkindir.
Mahkemece, bozma üzerine yapılan yargılama sonunda ilamında belirtilen gerekçelerle, asıl dava dosyasının kısmen kabul, kısmen reddine, birleşen davanın ise reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı ve davalılardan ... vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla, dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Mahkemenin, Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine, o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu; mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirdiği gibi, mahkemenin kararını bozmuş olan Yargıtay Hukuk Dairesince; sonradan, ilk bozma kararı ile benimsemiş olduğu esaslara usuli kazanılmış hakka aykırı bir şekilde, ikinci bir bozma kararı verilememektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, Hukuk Genel Kurulu’nun 12.07.2006 gün, 2006/9-508 E., 2006/521 sayılı Kararı).
Mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir. (Prof. Dr. ..., Usuli Müktesep Hak (Usule İlişkin Kazanılmış Hak) Dr. A. ...’e Armağan, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları No. 351 Ankara, 1974, sayfa 395 vd.)
Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur. (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK).
Bozma ilamında “16.06.2010 tarihli Yapı Kullanım İzin Belgesinden sonra Davalı ...’ın kazanın gerçekleştiği inşaatta faaliyetine devam edip etmediğine ilişkin, inşaatın ve özellikle iş kazasının gerçekleştği bağımsız bölümün kat maliklerine tapuda devredilmek suretiyle intikalinin sağlanıp sağlanmadığı, kazanın gerçekleştiği bağımsız bölümde, su, elektirik, telefon vb. abonelik kayıtları getirtilmek suretiyle ve tarafların ibraz edeceği deliller birlikte değerledirilmek suretiyle, fiilen kaza tarihinde kat maliki tarafından kullanılıp kullanılmadığı açıklığa kavuşturularak, davalı ...’ın asıl işveren olarak sorumlu tutulup tutulamayacağı yönünde bir karar verilmesi, kusur oranlarının doğru şekilde tespiti açısından aynı olayla ilgili ... Elektirik Dağıtım A.Ş."ye karşı açılan dava dosyasının, iş bu dava dosyası arasına getirterek, işçi sağlığı ve iş güvenliği konularında uzman 3 kişilik bilirkişi heyetine konuyu yukarıda açıklandığı biçimde incelettirmek, tarafların dosyada mevcut kusur raporlarına itirazları da gözetilerek, tarafların kusur oranlarını belirler şekilde yöntemince rapor almak, alınan raporu, mevcut delillerle birlikte değerlendirmek ve buna göre karar verilmesi, öte yandan dava ve ıslah dilekçesinde davacının açıkça müşterek müteselsil sorumluluğa dayandığı halde, mahkemece sadece davalı ...’a isabet eden %30 oranındaki kusur üzerinden tazminata hükmedilmesi ve alt işverene isabet eden %40 oranındaki kusur yönünden talebin hüküm harici bırakılması hatalı olduğu” şeklinde detaylı ve yol gösterici açıklama yapılarak karar bozulmuştur.
Eldeki davada, mahkemenin bozma kararına uyarak yaptığı yargılamada, asıl dava yönünden davalı ...’ın asıl işveren olup olmadığı noktasında araştırmaya girişildiği anlaşılmakta ise de; kolluk aşamasındaki tespitlere göre iş kazasının “... Sitesi, E Blok Kat 1 No:1 Siirt” adresinde gerçekleştiği anlaşılmasına göre, önceki bozma kararına göre bu bloktaki bağımsız bölümlerin özellikle kazanın gerçekleştiği bağımsız bölümün kat maliklerine tapuda devredilmek suretiyle intikalinin sağlanıp sağlanmadığı, kazanın gerçekleştiği bağımsız bölümde, su, elektirik, telefon vb. abonelik kayıtları getirtilmek suretiyle fiilen kaza tarihinde kat maliki tarafından kullanılıp kullanılmadığı açıklığa kavuşturularak, davalı ...’ın asıl işveren olarak sorumlu olup olmadığı araştırılması gerekirken, dosya ile irtibatı tespit edilemeyen aynı yerdeki “B Blok” adresinden araştırma yapılarak sonuca gidilmesi hatalı olmuştur.
2- Bozma kararı doğrultusunda, iş kazası ile irtibatlı olan davalı ... Elektirik Dağıtım A.Ş. hakkındaki Siirt 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/63 Esas sayılı dosyanın dosya arasına getirtilerek o dosyadaki deliller de dikkate alınarak kusur bilirkişi heyetinden 24/04/2019 tarihinde rapor alınması yerinde olmuş ise de; söz konusu davada dayanılan hukuki sebep ve kabullerin farklı olması, bu dosya içeriğinde yer alan Yargıtay 3. Hukuk Dairesi kararına aykırı olarak karar verilmiş olması da gözetilerek, 6100 sayılı HMK’nun 166.maddesi kapsamında iş bu Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen davanın İş Mahkemesinde görülmekte olan asıl dava ile birlikte görülmesinde bir yarar olmadığı gibi; sonradan karara bağlanacak dava dosyasında tahsilde tekerrür olmamak üzere karar verilebileceği de gözetilerek, birleşen Siirt 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/83 Esas sayılı dosyanın terfikine karar verilmesi gerekirken, bu dosyanın esasına girilerek red kararı verilmesi hatalı olmuştur.
Mahkemece, açıklanan bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın, eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı ve davalılardan ... vekillerinin bu yönü amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve bu aşamada temyiz itirazlarının sair yönleri incelenmeksizin hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacı ve davalılardan ..."a iadesine, 15/12/2020 gününde oybirliği ile karar verildi.