1. Hukuk Dairesi 2015/6334 E. , 2018/370 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda yerel mahkemece davanın usulden reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla; dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal tescil isteğine ilişkindir.
Davacı,171 ada 1 parsel sayılı taşınmazdaki 7 numaralı bağımsız bölüm ile 157 ada 11 parsel sayılı taşınmazın mirasbırakanları... adına kayıtlı iken davalıya temlik edildiğini, yine 612 ada 111 parsel sayılı taşınmazdaki 5 numaralı bağımsız bölümün ise mirasbırakanları ... adına kayıtlı iken davalıya devredildiğini, yapılan tüm işlemlerin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak yapıldığını ileri sürerek dava konusu taşınmazların davalı adına olan tapu kayıtlarının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
Hemen belirtilmelidir ki; davanın niteliğine göre; konusunu oluşturan hakkın para ile değerlendirilmesinin mümkün bulunduğu ve nispi harca tabi olduğu kuşkusuzdur.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden, davanın, 500.000,00 TL değer gösterilerek adli yardım talepli açıldığı, mahkemece ileride haksız çıkan taraftan alınmak üzere şimdilik adli yardım talebinin kabulüne karar verildiği, yargılamanın devamı sırasında davacı hakkında yaptırılan ekonomik sosyal durum araştırmasına göre, davacının ilkokul mezunu olduğunun, evli ve bir çocuğu olduğunun, eşi ve çocuğuna bakmakla yükümlü olduğunun, aylık 425 TL kira ödediğinin, aylık 1000 TL gelirinin olduğunun, başka geliri olmadığının, adına kayıtlı taşınır ve taşınmaz malvarlığı bulunmadığının, başak simla metal isimli işyerinde çalıştığının tespit edildiği, 06.05.2014 tarihli celsede, davacıya dava değeri üzerinden eksik harçları ikmal etmek üzere iki haftalık kesin süre verildiği, davacı tarafından düzenlenen bu tutanağa itiraz edildiği, düzenleyen kolluk memuru hakkında savcılığa şikayette bulunulduğunun bildirildiği, söz konusu memur hakkında soruşturma izni verilmediği,bu karara karşı yapılan itirazın idare mahkemesince reddedildiği, yine kaymakamlığın 07.08.2014 tarihli kararı ile davacıya muhtaçlık belgesi verildiği, 09.12.2014 tarihli celsede davacının dava konusu harcı ödeme imkanı olmadığını ve ödemeyemeyeceğini beyan etmesi üzerine dava şartı noksanlığı nedeni ile davanın usulden reddine karar verildiği, dosya temyiz aşamasında iken ... 3.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/135 D.iş sayılı kararı ile davacının adli yardımdan yararlandırılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere, 492 sayılı Harçlar Kanunu, harcın alınmasını veya tamamlanmasını tarafların isteklerine bırakmayıp, anılan hususun (temyiz edenin sıfatına bakılmaksızın) mahkemece kendiliğinden gözetileceğini düzenlemiş ve buyurucu nitelikteki 32. maddesinde, yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağını öngörmüştür.
Öte yandan; bilindiği üzere, Anayasa"da aranan hak arama özgürlüğünün kullanılabilmesi ve adil yargılama hakkının unsurlarından olan, taraflar arasında silahların eşitliği ilkesinin hayata geçirilebilmesi için gerekli yargılama giderlerini ödemede sıkıntıya düşecek veya ödeyemeyecek durumda bulunan kişilere, her türlü mali ve hukuki korunma taleplerinde kolaylık sağlanması, sosyal hukuk devletinin ilkelerinden olup, bu gereğin yerine getirilebilmesi de adli yardım ile mümkündür. Bu nedenle adli yardım müessesesi 1086 sayılı HUMK"nun 465 ila 472 maddeleri ile 6100 sayılı HMK"nın 334 ila 340. maddeleri arasında düzenlenmiştir.
Hal böyle olunca, dosya kapsamında yer alan bilgi ve belgelere,davacı hakkında verilen muhtaçlık belgesi ve adli yardımdan yararlandırılmasına yönelik mahkeme kararına göre davacının adli yardım isteğinin kabulüne karar verilerek, davanın esasına girilmesi ve davaya devam edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
Davacının temyiz itirazları açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 18.01.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.