Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Sair temyiz itarazları yerinde değil ise de; alacaklı vekili tarafından borçlu hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine geçilmiş ve borçluya tebliğ edilen ödeme emrine karşı borçlu vekili icra mahkemesine başvurarak, takip konusu çekin, alacaklı ile birlikte düzenledikleri 24.3.2005 tarihli protokolün, 5. maddesi gereğince sermaye olarak konan 25.000 Amerikan dolarının teminatı olarak düzenlendiğini, yaptıkları ödemeler  nedeniyle takibin iptaline karar verilmesini talep etmişlerdir.
Alacaklı vekili de 4.12.2006 havale tarihli cevap dilekçesinde çekin taraflar arasındaki ilişkiye teminat olarak verildiğini doğrulamıştır. Bu durumda dayanak belgenin TTK.nun 692/2. maddesinde öngörülen (kayıtsız ve şartsız muayyen bir bedelin ödenmesi için havale) koşulunu içermediği ve çek niteliğinde bulunmadığı tespit edilmiştir. Mahkemece İİK.nun 170/a. maddesi uyarınca bu husus kendiliğinden dikkate alınarak öncelikle bu yönden takibin iptaline karar verilmesi gerekirken, borcun tamamının ödendiğinden bahisle borca itirazın kabulüne İİK.nun 169/a maddesi uyarınca takibin durmasına ve asıl alacağın %40 oranında icra inkar tazminatının alacaklıdan alınıp borçluya verilmesi isabetsiz ise de sonuçta takibin iptaline karar verildiğinden  bu karar sonucu itibari ile doğrudur. Ancak itiraz İİK.nun 170/a kapsamında kaldığından borçlu itirazının kabulü halinde alacaklı aleyhinde inkar tazminatına hükmedilmesi doğru olmayıp mahkeme kararının bu nedenle bozulması gerekmekle birlikte yapılan hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından mahkeme kararının bu yönden düzeltilerek onanması cihetine gidilmiştir.
SONUÇ  : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Bakırköy  1. İcra Mahkemesinin 13.3.2007 tarih ve 2006/1429 E, 2007/254 K. sayılı kararının hüküm bölümündeki yazılı "asıl alacğın %40 oranında icra tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine" sözcüklerinin hüküm fıkrasından çıkarılmasına, kararın düzeltilen bu şekli ile İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 438. maddeleri uyarınca (ONANMASINA), mahkeme kararı düzeltilerek onandığından harç alınmasına yer olmadığına, 12.06.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.