3. Hukuk Dairesi 2020/7619 E. , 2021/3466 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ .... HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen menfi tespit davasının kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacı ve davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde taraflar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalı bankadan 06.01.2006 tarihinde 70.000,00 TL miktarlı 120 ay vadeli konut kredisi kullandığını, kullandığı kredi esnasında adına kayıtlı bulunan taşınmaz üzerine 06.01.2006 tarih ve 327 yevmiye sayılı ipotek belgesi ile davalı banka lehine 136.000,00 TL bedelle ipotek tesis edildiğini, kredi borcunun tamamını süresinde ödediğini ancak talebine rağmen davalı banka tarafından ipoteğin terkin edilmediğini belirterek, davalı bankaya borcu olmadığının tespiti ile ipoteğin fekkini talep ve dava etmiştir.
Davalı banka vekili ,davacının dava tarihi itibariyle 1.992,12 TL kredi borcu olduğunu belirterek davanın reddini dilemiştir.
İlk derece mahkemesince, davacı ..."ın davalı bankadan kullandığı konut kredisinin tüm taksitlerini vadelerinde ödemiş olması gözetilerek her hangi bir kredi borcunun kalmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, davacının davalı bankaya 06/01/2006 tarihli bireysel kredi sözleşmesi konulu 120 ay vadeli 70000 TL tutarındaki konut kredisinden dolayı kredi borcu olmadığının tespitine, İstanbul ili, kadıköy ilçesi, 1.bölge, İkbaliye mahallesi, ... sok, 142 pafta, 482 ada, 23 parsel sayılı taşınmazda bulunan 5 nolu bağımsız bölüm üzerinde kurulan 06/01/2006 tarih ve 327 yevmiye sayılı ipoteğin kaldırılmasına, karar verilmiş; hükme karşı, davacı ve davalı vekilince istinaf talebinde bulunmuştur.
Bölge adliye mahkemesince; HMK m.353/1-b-1 gereğince istinaf başvurularının esastan reddine, karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Davacının, vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazlarına gelince; İpotek kişisel bir alacağın teminat altına alınması amacını güden ve bir taşınmaz değerinden alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan sınırlı bir ayni haktır. Alacak sona erdiği halde alacaklı, terkin taahhüdünü iradesiyle yerine getirmezse, taşınmaz maliki ipoteğin fekkini (kaldırılmasını) dava yolu ile isteyebilir.
Somut olayda; incelenen ve ipotek aktinin çerçevesini tayin eden 06.01.2006 tarihli ve 327 yevmiye no"lu ipotek resmi senedi içeriğinden ipoteğin, doğmuş veya doğacak muhtemel olan bir alacağın teminatı olarak 136.000,00TL bedelle Anadolubank A.Ş. lehine tesis edildiği görülmektedir. Davacı, davalı banka lehine, 136.000,00TL ipotek tesis edildiğini, kredi borcunun tamamını süresinde ödediğini ancak talebine rağmen davalı banka tarafından ipoteğin terkin edilmediğini belirterek, davalı bankaya borcu olmadığının tespiti ile ipoteğin fekkini talep etmiş, ipoteğin fekki için davacı tarafından 136.000,00 TL dava değeri gösterilip dava açılmıştır.
Hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi"nin 13. maddesi gereğince “(1) Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için Tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (7 nci maddenin ikinci fıkrası, 9 uncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile 10"uncu maddenin üçüncü fıkrası ile 12"nci maddenin birinci fıkrası, 16"ncı maddenin ikinci fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla) Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir.” düzenlemesi yer almaktadır.
Bu durumda mahkemece, dava dilekçesinde gösterilen ve harcı yatırılan ipotek değeri üzerinden davacı lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde maktu vekalet ücretine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, kararının düzelterek onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle, davalının temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi’nin 19.09.2018 tarih ve 2018/1801 Esas, 2018/1409 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, İstanbul Anadolu 4.Tüketici Mahkemesi"nin 24.10.2017 tarih ve 2016/534 Esas, 2017/893 Karar sayılı kararının hüküm bölümünün 5. bendindeki "Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Av. Asg. Ücr. Tarf. Göre belirlenen 990,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine," kısmının hükümden çıkartılmasına, yerine "Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince hesaplanan 13.630,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine," cümlesinin yazılmasına, kararın düzeltilmiş bu şekliyle 6100 sayılı HMK"nun 370/2. maddesi uyarınca ONANMASINA, 100,20 TL bakiye temyiz harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 31/03/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.