3. Hukuk Dairesi 2014/13343 E. , 2015/1155 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İSTANBUL 20. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/12/2013
NUMARASI : 2011/452-2013/552
Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan yargılaması sonunda yerel mahkemece verilen hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davalı vekili tarafından istenilmekle; taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan günde temyiz eden davalı vekili Av. G.. T...geldi. Aleyhine temyiz olunan davacı ve vekili gelmedi. Gelen davalı vekilinin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00"e bırakılması uygun görüldüğünden, belli gün ve saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dilekçesinde; dava konusu taşınmazın tamamı mutasarrıflarının gaipliği sebebiyle 02.03.1981 tarihiyle ile Hazine adına tescil edildiğini, taşınmazın davalı tarafından, 5.8.2010 tarihinde 3. kişiye satıldığını beyan ederek, davalı Hazinenin peşin tahsil ettiği 1.375.000 TL ile taksitli tahsil ettiği, 2.926.744 TL"nin tahsil tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı savunmasında; taşınmaz malın, 2886 sayılı Devlet İhale Kanununun 36. maddesi uyarınca 5.500.000,00 TL bedelle 20.08.2010 tarihinde Hazine lehine ipotek tesis edilmek suretiyle R... K..Sanayi Ticaret A.Ş. adına satılmış olup, taşınmaza ait şartnamenin Özel Şartlar başlıklı bölümünün 1.maddesinde, taşınmaz malın tapu kayıtlarındaki ipotek, haciz ve vakıf şerhlerinden dolayı ödenmesi gereken taviz bedeli ve doğabilecek vergi, resim, harçların müşteriye ait olduğunun hüküm altına alındığı, ayrıca dava konusu taşınmaz malın Hazine adına kayıtlı olması nedeniyle taşınmaz hakkında 5737 sayılı Kanun"un 18.maddesindeki "tapu kayıtlarında icarateyn ve mukaatalı vakıf şerhi bulunan gerçek ve tüzel kişilerin mülkiyetindeki veya tasarrufundaki taşınmazlar, işlem tarihindeki emlak vergisi değerininin yüzde onu oranında taviz bedeli alınarak serbest tasarrufa terk edilir" hükümünün uygulanmasının gerektiğini beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, toplam 4.301.744,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren başlayacak yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Dava konusu uyuşmazlık, davalı Hazine üzerine kayıt edilen taşınmaz üzerindeki vakıf şerhi nedeni ile, davalı Hazine"nin davacı Vakıflar İdaresine mahlulat bedeli ödeyip ödeyemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Gerçekten, icareteynli ya da mukataalı vakıf malın, asıl maliki mutasarrıfı değil, vakıf tüzel kişiliğidir. Mutasarrıf adına bulunan kayıt, mülkiyete değil, ancak tasarrufa delalet eder. Eş anlatımla, mülkiyeti vakfında kalmak üzere, kullanma hakkı, mutasarrıfına ve onun ölümü halinde de mirasçılarına geçer.
1935 tarih ve 2762 sayılı Vakıflar Yasası ile icrateynli ve mukataalı vakıf taşınmazların tasfiyesi amaçlanmıştır.
Anılan yasanın, 24.09.1983 günü yürürlüğe giren 2888 sayılı yasa ile değişik 29. maddesinin 1.fıkrasında, (...10 yıl içinde, taviz vermek yolu ile, icareteyn veya mukataa kayıtları terkin edilmemiş gayrimenkullerin mülkiyetinin 10 yıl sonunda kendiliğinden mutasarrıfına geçeceği ve vakıf hakkının da ivaza döneceği belirtildikten sonra, 2. fıkrasında da, mülkiyeti mutasarrıfına geçmiş olan gayrimenkullerde, maliklerinin kanunun yayımı tarihine kadar ölmeleri üzerine son mirasçı sıfatı ile Hazineye intikal edip de, bu husus tapu kaydına işlenmiş bulunanlar ayrık bırakılarak, işlenmemiş olan taşınmazların mahlulen vakfına rücu edeceği...) hükme bağlanmıştır.
Somut olayda; dava konusu taşınmazın, yukarıda ifade edilen kanunun yürürlük tarihi olan 24.09.1983 tarihinden önce, 02.03.1981 tarihinde davalı Hazine adına kayıt edildiği ve böylelikle de, 2888 sayılı Kanunun 29/2 maddesinde ifade edilen "ayrık bırakılma" kapsamında kaldığı anlaşılmaktadır.
Öyle ise mahkemece, bu ilke ve esaslar gözetilerek, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davalı taraf için duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 1.100 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalı tarafa verilmesine, 20.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.