3. Hukuk Dairesi 2014/13825 E. , 2015/1172 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : BATMAN 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/04/2014
NUMARASI : 2012/259-2014/252
Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan yargılaması sonunda yerel mahkemece verilen hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davalı vekili tarafından istenilmekle; taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan günde temyiz eden davalı vekili Av... B.. geldi. Aleyhine temyiz olunan davacı vekili Av... H.. Y...geldi. Gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00"e bırakılması uygun görüldüğünden, belli gün ve saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dilekçesinde; tarafların ,davalıya ait arsa üzerinde bulunan ve davalıya ait olan 8 adet daireyi satın almak üzere anlaştıklarını, bedel olarak da davacının toplamı 146.600 TL olan altı adet çeki ciro etmek suretiyle davalıya verdiğini, davacının satış bedelini ödemesine rağmen, konutların teslim edilmediğini beyan ederek, 146.060 TL"nin iktisap tarihinden itibaren temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı savunmasında; çeklerin havale niteliğinde olup, ödeme vasıtası olduğunu, ödemeden başka bir amaç için verildiğinin davacı tarafından ispat edilmesi gerektiğini, davacı tarafın sunduğu adi yazılı belgenin bu ilişki için verildiğinin davacı tarafından ispat edilmesi gerektiğini beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile 146.600 TL"nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiştir.
Dava konusu uyuşmazlık, geçersiz daire satışından kaynaklı olarak yapılan ödemelerin sebepsiz zenginleşme esaslarına göre, davalıdan tahsili talebine ilişkindir.
Dosyada mevcut ve davacının delil olarak sunduğu tarihsiz adi yazılı olarak düzenlenmiş belgenin incelenmesinden, 146.600 TL tutarında çek verildiği, ayrıntıları yazılmasa bile, bu çeklerin taşınmaz satışına ilişkin olarak verildiği anlaşılmaktadır.
Yargılama sırasında dinlenilen davacı tanıkları da, bu çeklerin davacı tarafından davalıya, dava konusu taşınmazların satışına ilişkin olarak verildiğini beyan etmişlerdir.
Türk Medeni Kanunu"nun 6.maddesi hükmü uyarınca; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü, hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer.
Öte yandan, ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimsenin, iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekir (HMK.md.190). Bu nedenle ispat külfeti öncelikle davacıdadır. Davacı ise hukuki ilişkinin değeri itibarıyla iddiasını ancak yazılı delil ile ispat edebilir. Bu yazılı delil, tarafların getirecekleri ve onların imzalarını taşıyan bir belge olmalıdır.
Açıklanan nitelikte bir yazılı delil bulunmasa da, yanlar arasındaki uyuşmazlığın tümünü kanıtlamaya yeterli sayılmamakla beraber bunun varlığına delalet edecek karşı taraf elinden çıkmış (inanılan tarafından el ile yazılmış fakat imzalanmamış olan bir senet veya mektup, makine ile yazılmış olmakla birlikte inanılanın parafını taşıyan belge, usulüne uygun onanmamış, parmak izli veya mühürlü senetler gibi) yazılı delil başlangıcı niteliğinde bir belge varsa HUMK.nun 292-HMK.202. maddesi uyarınca satış sözleşmesi "tanık" dahil her türlü delil ile ispat edilebilir.
Bu açıklamalar ışığında, davacının delil olarak sunduğu yazılı belgenin "yazılı delil başlangıcı" kabul edilip, tanıklar ile de desteklenmesi neticesinde, mahkemece verilen kabul kararında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Ne var ki; davacı tarafından davalıya taşınmaz satışına ilişkin olarak verilen 6 adet çekten, 15.06.2011 tarihli ve 17.600 TL bedelli olan çekin karşılığının bulunmadığı; 29.08.2011 tarih ve 26.000 TL bedelli çekin ise mudisine iade edildiği, dosyadan anlaşılmaktadır. Mahkeme tarafından, bu çeklerin de davalı tarafından tahsil edildiği kabul edilerek, hüküm kurulmuştur.
Öyle ise mahkemece, bu hususlar dikkate alınarak, yukarıda bildirilen iki adet çek bedelinin davalı tarafından tahsil edilip edilmediği, dolayısıyla da davalının sebepsiz zenginleşip zenginleşmediğinin tespit edilmesinden sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile davanın tamamen kabulüne karar verilmesi ddğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davalı taraf için duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 1.100 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalı tarafa verilmesine ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 20.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.