17. Hukuk Dairesi 2016/18542 E. , 2019/8573 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tahkim davası hakkında Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti tarafından verilen 12.05.2016 tarih ve 2016/KİT-6 sayılı kararın, süresi içinde başvuru sahipleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Başvuru sahipleri, murislerinin dava dışı bankadan konut kredisi kullandığını, kullanılan bu kredi nedeni ile muris ile davalı sigorta şirketi arasında hayat sigorta poliçesi düzenlendiğini, hayat sigorta poliçesinin bir yıllık düzenlendiğini ve poliçenin yenilenmediğini, poliçenin yenilenmemesinde davalı sigorta şirketinin kusurlu olduğunu açıklayıp bankaya olan kredi borcunun davalı tarafça ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Hakem heyetince; başvurunun kısmen kabulü ile 40.411,25 TL"nin tahsiline karar verilmiş, anılan karara davalı vekilince itiraz edilmesi üzerine İtiraz Hekem Heyetince kredi alacaklısı bankanın muvafakatı alınmadan dava açıldığından dava şartı eksikliği nedeni ile reddine karar verilmiş, anılan kararın temyiz edilmesi üzerine, Dairece; dava dışı bankanın açık muvafakatı sorulmaksızın davanın reddinin hatalı olduğu yönünden karar bozulmuştur. Bozma ilamı üzerine İtiraz Hakem Heyetince verilen 12.05.2016 tarihli kararda, itiraz başvurusunun reddine karar verilmiş, karar başvuru sahipleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, hayat sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
Davacıların murisi ile davalı sigorta şirketi arasında konut kredisi sözleşmesi nedeni ile hayat sigorta poliçesi tanzim edilmiş, murisin ölümü ile hayat sigortası teminatının tahsili istemi ile eldeki dava açılmış, İtiraz Hekem Heyetince davanın reddine karar verilmiştir.
6762 sayılı TTK 1329(6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun 1493/7) maddesinde "üçüncü bir şahsın lehine yapılan hayat sigorta mukavelesinden doğan hak ve menfaatleri sigortacıdan talep ve tahsil salahiyetinin doğrudan doğruya o kimseye ait olduğu" düzenlenmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, davaya konu hayat sigorta sözleşmesinde dain-i mürtehin ve lehdar olarak; kredi borcu kadar Halk Bankası A.Ş., bakiyesi kadar mirasçılar tayin edilmiştir.
Dain-i mürtehin olarak sigorta şirketinden tazminat talep etmek hakkı Halk Bankası A.Ş.’ye ait olup, sigortalı ancak dain-i mürtehinin açık muvafakatini almak suretiyle tazminat istemek hakkına sahiptir. Bu kapsamda İtiraz Hakem Heyetince dain mürtehin sıfatı bulunan dava dışı bankadan davaya muvafakat edip etmedikleri sorulmuş, dava dışı Halk Bankası A.Ş. tarafından verilen 03.07.2015 tarihli cevapta; güncel borç miktarının 26.600,00 TL olduğu, açılan davaya muvafakat ettikleri bildirilmiştir. Anılan bankanın yine 12.10.2015 tarihli yazı cevabında güncel borç tutarının 25.480,00 TL olup, kredinin düzenli olarak ödendiği, mirasçılar tarafından açılan davaya muvafakat ettikleri bildirilmiştir. Yine banka tarafından verilen 04.05.2016 tarihli yazı cevabında; kredi borç miktarının ölüm tarihi itibari ile 37.534,00 TL olduğu, yazı tarihi itibari ile borç miktarının 22.752,00 TL olduğu, davalı sigorta şirketinin savunmalarının reddi ile poliçe kapsamında tazminat ödenmesine karar verilmesi halinde dain mürtehin olarak öncelikle bankaya ödeme yapılması gerektiğini, zira tazminatın davacılara ödenmesine karar verilmesi halinde bankanın dain mürtehin sıfatından doğan hakkını kullanmasının söz konusu olmayacağını, bu nedenle davaya asli müdahil olarak katılmak istediklerini, davaya asli müdahil olarak katılma talebi ile birlikte davanın görülmesine muvafakat ettiklerini ancak davaya asli müdahil olarak kabulünü, fazlaya ilişkin haklarımızı saklı kalmak kaydı ile 22.752,00 TL kredi taksitlerinin vadesinde ödenmemesi halinde faiz
borcu nedeni ile bu tutarın artacağını bildirmiş, İtiraz Hakem Heyetince; banka tarafından yapılan bu muvafakatın şartlı olması nedeni ile geçersiz olduğu gerekçesi ile başvurunun/itirazın reddine karar verilmiştir. Her ne kadar dava dışı bankanın 04.05.2016 tarihli yazı cevabına göre davaya muvafakatı şartlı ise de yine banka tarafından dosyaya bildirilen 03.07.2015 ve 12.10.2015 tarihli yazı cevaplarında şartsız ve açıkça davaya muvafakat ettiklerinin bildirilmesi, kredi borcunun düzenli olarak ödeniyor olduğunun yine aynı bankanın yazı cevaplarından anlaşılıyor olması ve bankanın davaya asli müdahale talebinin bulunması karşısında İtiraz Hakem Heyetince dain mürtehin sıfatı bulunan bankanın muvafakatinin geçerli olmadığı kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Kaldı ki banka tarafından bildirilen borç miktarının, kredi teminat miktarının altında kaldığı gözetildiğinde kredi borç miktarını aşan teminat limiti yönünden de bankanın davaya muvafakatinin aranmasına gerek yoktur.
Buna göre; İtiraz Hekem Heyetince işin esasına girilerek muris ile davalı arasında düzenlenen poliçenin varlığı, poliçenin geçerliliği, talebin teminat kapsamında kalıp kalmadığı hususlarının tartışılmak üzere kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle başvuru sahiplerinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden başvuru sahiplerine geri verilmesine 26/09/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.