3. Hukuk Dairesi 2014/14833 E. , 2015/1207 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : EŞME ASLİYE HUKUK(AİLE) MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/04/2014
NUMARASI : 2013/111-2014/113
Taraflar arasında görülen iştirak nafakası davasının yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı dilekçesinde; davalı ile Eşme Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2012/423 E.-280 K. sayılı ilamıyla boşandıklarını, her ne kadar boşanma davasında velayeti kendisine verilen müşterek çocuk lehine nafaka talep etmemiş ise de, sosyo ekonomik koşullar, çocuğun büyümesi, okula gitmesi vb. nedenlerle çocuk için yapılan harcamaların büyük artış gösterdiğini, ayrıca Uşak ... .. Hastanesi Psikiyatri Bölümünde tedavisinin devam ettiğini, fakat maddi imkanlar nedeniyle tedavi için tekrar götüremediğini, şu an ailesi ile birlikte yaşadığını, geliri olmadığını ileri sürerek, müşterek çocuk lehine aylık 500 TL nafakanın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı dilekçesinde; davacı ile anlaşmalı boşandıklarını, ticari taksi hattının bulunmadığını, ticari taksisi olan arkadaşına yardım ettiğini, onun da kendisine para vermediğini, babasının desteği ile çocuğuna maddi yardımda bulunduğunu, düzenli bir şekilde ödeme yapmasının mümkün olmadığını bildirerek, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davanın kabulü ile aylık 500 TL iştirak nafakasının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur. Ne var ki, nafaka miktarının belirlenmesine esas alınması gereken giderlerinin makul sınırlar içinde kalmasına özen gösterilmesi ve velayet kendisine bırakılmayan tarafın ağır yükümlülüklere maruz bırakılmaması gerekmektedir.
Mahkemece, iştirak nafakası takdir edilirken; çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçlarının yanında, ana-babanın gelir durumu da gözetilmeli ve nafaka yükümlüsünün (babanın) gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmelidir.
Tarafların 31.12.2012 tarihinde kesinleşen Eşme Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/423 E.-2012/280 K.sayılı ilamı ile anlaşmalı olarak boşandıkları, boşanma davasında nafaka talep edilmediği, bu davanın ise 15.04.2013 tarihinde açıldığı, müşterek çocuğun 22.04.2006 doğumlu olduğu anlaşılmaktadır.
TMK 182/2.maddesine göre; boşanma veya ayrılık vukuunda, velayet kendisine verilmeyen eş, küçüğün bakım ve eğitim giderlerine "gücü oranında" katılmak zorundadır. Bu husus, kamu düzenine ilişkin olup, tarafların iradesine tabi kılınmamıştır. Dolayısıyla, anlaşmalı boşanma ile iştirak nafakası istenmemiş olsa bile sonradan bu istem gündeme gelebilir..
Somut olayda; davalının aylık 350 TL kira bedeli ödediği, asgari ücretle fabrikada işçi olarak çalıştığı, davacı annenin ise ev hanımı olup, gelirinin bulunmadığı, annesi yanında kira vermeden çocuğu ile birlikte oturduğu sosyal güvenlik araştırması ile sabittir.
Davacı duruşmadaki beyanında; Uşak"ta.........Gelinlik"te çalıştığını bildirmiştir.
İştirak nafakasının niteliği ve yasal düzenleme gereği, çocuğun ihtiyacı ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri de dikkate alınır.
Hal böyle olunca; mahkemece, müşterek çocuğun yaşı, eğitim durumu, ihtiyaçlarını asgari ölçüde karşılayacak, annenin gelir durumu da araştırılarak davacı annenin gelirine göre nafakaya katılması gereken miktar ve babanın gelir durumu da gözetilerek, hakkaniyete uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 21.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.