3. Hukuk Dairesi 2014/9077 E. , 2015/1244 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 10. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/12/2013
NUMARASI : 2012/91-2013/597
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının dava konusu taşınmazda suyu fiilen kullandığı hususunun idare elemanlarınca mahallinde yapılan kontrollerle tespit edildiğini, davalının bu tespit ışığında aboneliği iptal edilmiş olmasına rağmen kolon sistemine ilave yaparak kaçak su kullandığını, davalıya kaçak su tüketim bedelinin tahakkuk ettirildiğini ve tarafına tebliğ edildiğini, 12.871,94TL"lik borcunu ödemediğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile davalının fiili kullanıcısı olduğu IM-1982968-8 nolu sözleşmeden ve kaçak su kullanımından kaynaklanan toplam 12.871,94 TL alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı cevap dilekçesi sunmamıştır.
Mahkemece; davalının fiili kullanıcısı olduğu IM-1982968-8 nolu sözleşmeden ve kaçak su kullanımından kaynaklanan toplam 12.871,94 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiştir. Hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Yargıtay 7. HD"nin 06/12/2011 tarih 2011/937-7700 sayılı kararı ile -özetle- "...Dava konusu kaçak su tespit tutanaklarının bir kısmının davacı adına düzenlenmesine rağmen davacı imzasının bulunmadığı; bir kısım tutanaklarda ise kaçak su kullananların dava dışı kişiler olduğunun açıkça belirtildiği; dava dışı kişiler adına düzenlenmiş bu kaçak su tutanaklarından davalının sorumlu olmayacağının kuşkusuz olduğu; hal böyle olunca, dava dışı kişiler adına düzenlenmiş kaçak su tutanaklarından davalının sorumlu olmadığının gözetilmesi, davalı adına düzenlenen tutanaklarla ilgili olarak ise, kaçak su kullanma fiilinin kim tarafından işlendiği tutanak düzenleyicileri ve varsa taraf tanıkları da dinlenerek duraksamasız belirlenmesi gerektiği belirtilerek" hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma ilamına uyma kararı veren mahkemece; davanın kabulü cihetine gidilerek; 12.871,94 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulmuştur. Kural olarak bozma kararına uyulmakla orada belirtilen biçimde işlem yapılması yolunda lehine bozma yapılan taraf yararına kazanılmış hak, aynı doğrultuda işlem yapılması yolunda yerel mahkeme için zorunluluk doğar. Öte yandan bozma dışında kalan yönler ise kesinleşir. Mahkemece bozma kararına uyulduğu halde gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir.
Bozma ilamında, kaçak su kullanımından dolayı davalı fiili haksız fiil olarak nitelendirilmiş ve dava dışı kişiler adına düzenlenmiş kaçak su tutanaklarından davalının sorumlu olmadığının gözetilmesi gerektiği açıklanmış, mahkemece de bozma kararına uyularak bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Bilirkişi tarafından düzenlenen raporda ise; IM-1982968-8 nolu abonelikten kaynaklanan normal su tüketim bedeli ile 19 adet kaçak tutanağına istinaden kaçak su kullanım bedeli (bozmada dava dışı kişiler adına düzenlenmiş kaçak su tutanaklarından davalının sorumlu olmayacağı belirtilmiş olmasına rağmen) hesaplanmış; kaçak su kullanımında gecikme zammı talep edilemeyeceği halde asıl alacağa gecikme cezası uygulanmış, mahkemece alınan bu rapor benimsenerek bozma kararına aykırı biçimde hüküm kurulmuştur.
Hal böyle olunca mahkemece; yukarıda açıklanan olgular ve hükmüne uyulan bozma kararı göz önüne alınarak, dosyanın önceki bilirkişi dışında uzman bilirkişiye tevdii ile davalının sorumlu olduğu kaçak su tutanakları için, talep edilebilecek kaçak su tüketim bedelinin hesaplanması konusunda denetime elverişli rapor alınması, davacının tahsilini istemekte haklı olduğu alacak miktarının bu şekilde belirlenmesi, daha sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 22.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.