3. Hukuk Dairesi 2020/2143 E. , 2021/3478 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen fatura bedeli kesintisi işleminin iptali davasının kısmen kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesince yapılan istinaf incelemesi sonucunda; tarafların istinaf başvurusunun reddine yönelik olarak verilen kararın süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; Özel ... Hastanesi’nin sahibi ve işletmecisi olduğunu, 2013 yılı Haziran ayı faturasından 41.313,66 TL, Şubat ayı faturasından 485.751,01 TL, Ocak ayı faturasından 321.220,77 TL, Mart ayı faturasından 326.306,59 TL, Nisan ayı faturasından 148.991,16 TL, Mayıs ayı faturasından 148.474,74 TL, Ağustos ayı faturasından 189.150,55 TL, Eylül ayı faturasından 122.471,90 TL olmak üzere, davalı Kurum tarafından, toplam 1.783.680,38 TL kesinti yapıldığını, bu kesintilerin haksız ve gerekçesiz olması nedeniyle işlemin iptaline, muarazanın men’ine karar verilmesini istemiştir.
Davalı; davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
İlk derece mahkemesince; alınan bilirkişi raporuna göre davanın kısmen kabulüne, davacının işletmiş olduğu Özel ... Hastanesi’nin 2013 yılı Ocak, Şubat, Mart, Nisan, Mayıs, Haziran, Ağustos ve Eylül aylarına ilişkin görülen sağlık hizmetleri nedeniyle, davalı Kuruma yönelik kesmiş olduğu faturalardan 1.478.114,74 TL bedel yönünden yapılan kesintinin haksız olduğunun tespiti ile muarazanın giderilmesine karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesinin kararına karşı, taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge adliye mahkemesince; ilk derece mahkemesince verilen kararın hükümde yer alan 1 nolu fıkrasının kaldırılarak, yerine "davacının işletmiş olduğu özel ... Hastanesi’nin 2013 yılı Ocak, Şubat, Mart, Nisan, Mayıs, Haziran, Ağustos ve Eylül aylarına ilişkin görülen sağlık hizmetleri nedeniyle davalı Kuruma yönelik kesmiş olduğu, ocak ayı faturasından 301.637,28 TL, şubat ayı faturasından 429.351,76 TL, mart ayı faturasından 296.905,82 TL, nisan ayı faturasından 141.915,36 TL, mayıs ayı faturasından 3.423,82 TL, haziran ayı faturasından 40.529,05 TL, ağustos ayı faturasından 166.320,62 TL, eylül ayı faturasından 98.031,03 TL olmak üzere toplam 1.478.114,74 TL’lik bedel yönünden yapılan kesintilerin haksız olduğunun tespiti ile muarazanın giderilmesine, davacının fazlaya ilişkin isteminin reddine " hükmünün eklenmesine, düzeltilmiş hali ile istinaf incelemesine konu mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olduğundan taraf vekillerinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş; karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Duruşma yapmadan verilecek kararlar” başlıklı 353 üncü maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendinin (2) nolu alt bendi; “Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında, (...) duruşma yapılmadan karar verilir”;
Aynı kanunun 359 uncu maddesinin (2) nolu fıkrası ise; “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” hükmünü içermektedir.
Açıklanan bu kanun hükümleri birlikte değerlendirildiğinde; bölge adliye mahkemesinin, ilk derece mahkemesince kanunun olaya uygulanmasında hata edilmesi ve bu hatanın düzeltilmesi için yeniden yargılama yapmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde, ilk derece mahkemesince verilen karar kaldırılarak yeniden esas hakkında karar vermesi gerekmektedir.
Somut olayda; bölge adliye mahkemesince, tarafların istinaf başvurusunun kabul edilmesi nedeniyle, ilk derece mahkemesi kararı tamamen kaldırılarak, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi suretiyle yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekirken, bu husus göz ardı edilerek ve infazda tereddüt oluşturacak şekilde; sadece ilk derece mahkemesince verilen kararın hüküm kısmının 1. nolu bendinin kaldırılmak; suretiyle yeniden esas hakkında karar verilmesi, ilk derece mahkemesi kararın diğer kısımlarının ise aynen muhafaza edilmiş olması, usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının HMK"nın 371 inci maddesi uyarınca taraflar yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davalının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, HMK"nın 373 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca dosyanın kararı veren bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 01/04/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.