4. Hukuk Dairesi 2016/7702 E. , 2017/8639 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... (Yeni Ünvanı ... Haberleşme ve Yayıncılık A.Ş.) aleyhine 14/05/2015 gününde verilen dilekçe ile basın yoluyla kişilik haklarına saldırıdan kaynaklanan manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 07/04/2016 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, basın yoluyla kişilik haklarına saldırıdan kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili; davalının sahibi olduğu "www.....com.tr" isimli internet sitesinin 11/05/2015 tarihli yayınında "Hala bekliyorum anıracak" başlıklı haberde, habere dayanak gösterilen asıl konuşma metninde adı geçmediği halde, Türk lirasından altı sıfır atılması halinde haberde yazılan eylemi gerçekleştirecek köşe yazarı olarak müvekkilinin adının yazıldığını, davalının tamamen gerçek dışı bir haberi, subjektif fikirlerini beyan ederek yayınladığını, haberin asılsız ve hukuka aykırı olduğunu ve davacının kişilik haklarına saldırı içerdiğini belirterek, oluşan manevi zararının davalıdan tazmini isteminde bulunmuştur.
Davalı vekili; söz konusu haberin daha önce başka gazeteler tarafından gündeme getirildiğini, Cumhurbaşkanı"nın açıkça beyanında köşe yazarı şeklinde gönderme yapmasından dolayı haberin görünür gerçeklik çerçevesinde basın özgürlüğü sınırları dahilinde aktarıldığının kabulü gerektiğini, konuşmada davacının işaret edildiğinin açık olduğunu, gazetecinin mesleği gereği haberin veriliş biçiminde ilgiyi çekmek için abartı yapabileceğini belirterek, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, Cumhurbaşkanı"nın sözlerinde davacının adının açıkça geçmemesine rağmen ifadelerin davacıya yönelik olduğunun haber içeriğine yazıldığı ve haberde güncellik ve kamu yararı bulunmadığından davacının kişilik haklarına saldırı oluşturduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 10. maddesi ile ilgili olarak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin bir çok kararında da vurgulandığı üzere; ifade özgürlüğü demokratik bir toplumun asli temellerinden olup bir toplumun ilerlemesinin ve her bireyin kendini geliştirmesinin temel koşullarından birisini oluşturur. Basın özgürlüğü bağlamında, gazetecilerin kanıtlayamayacağı söylenti ve iddiaların yayınlanması yönünden ise Avrupa
İnsan Hakları Mahkemesi doğruluk koşulunu makul olmayan, hatta olanaksız bir talep olarak değerlendirip, basının sadece bütünüyle kanıtlanmış olguları yayınlama zorunluluğu ile karşı karşıya bırakılması halinde hemen hemen hiç bir şeyin yayınlanamayacağı, bunun da basın özgürlüğüne zarar vereceği yönündedir. (Jersild ve Thoma Danimarka; Haldimann ve diğerleri-İsviçre kararları)
Türk Borçlar Kanunu’nun 58. maddesi hükmüne göre kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminata hükmedilmesini isteyebilirse de dosyadaki bilgi ve belgelerden; davalı tarafından yapılan yayının medya dünyasında uzun süredir dile getirilen iddialara yönelik olduğu, davacıyı aşağılama ve küçültme kastının bulunmadığı, davacının da Sözcü Gazetesi"ndeki 01/03/2013 tarihli köşe yazısında, konuşmalarda kastedilen kişinin kendisi olduğuna dair ifadelere yer verdiği anlaşılmaktadır. Davalı yayın kuruluşu da bu yazıdan esinlenerek yayın yapmıştır. Şu halde, yayının güncel ve görünür gerçekliğe uygun olduğu, toplumun bilgi edinme, basının haber verme hakkı kapsamında kaldığı, olayın gazetecilik tekniği gereği okuyucunun ilgisini çekecek şekilde aktarıldığı da gözetilerek davacının kişilik haklarına saldırı bulunmadığı sonucuna varılıp istemin tümden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya uygun düşmediğinden, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenle davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 25/12/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.