20. Hukuk Dairesi 2017/3833 E. , 2018/8008 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava dilekçesinde, davacıların ... ili, ... ilçesi, Dalyan mahallesi 7067 ada 3 ve 5 sayılı parseller üzerinde yer alan ... malikleri olduğunu, 7067 ada 3 sayılı parselin sitenin ortak kullanım alanı olan ve üzerinde her bir malikin arsa payı oranında mülkiyet hakkına sahip bulunduğu ön bahçesi olduğunu, bu bahçenin aynı zamanda tapuda 29/05/2009 tarih ve 4397 yevmiye ile ""Korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı"" ve 2301/2013 tarih ve 543 ""III. Derece Doğal Sit Alanı"" şerhleri ile korunmakta olduğunu, bahçe, sitenin inşası esnasında 1990"lı yıllarda fıstık çamları ile ağaçlandırıldığını ve bu ağaçların dava konusu olayın yaşandığı tarihte yaşları 15-20 yıla yaklaşmış bulunduğunu, ortak mülkiyet alanı olan bahçe içinde yer alan fıstık çamı ağaçlarının varlığı ne yazık ki bazı site maliklerini huzursuz etmiş ve deniz manzaralarının kapandığı iddiası ile ağaçların kesilmesi yönünde site maliklerine baskı yapmaya başladıklarını, son olarak 14/09/2014 Pazar günü toplanan olağanüstü genel kurul toplantısında ortak kullanım alanında yer alan fıstık çamlarının kesilmesine, 14"e karşı 12 oy çokluğu ile karar verildiğini, olağanüstü genel kurulun üzerinden daha 24 saat geçmeden 15/09/2014 Pazartesi Saat 11:00 sularında siteye gelen ... ve ... isimli iki kişinin müvekkillerinden ..."ın tüm engelleme çabasına karşın 25 tane fıstık çamını kestiklerini, tüm bu sebeplerle ..."nin 14/09/2014 tarihli olağanüstü genel kurulunda alınmış bulunan ve mevcut mevzuata açıkça aykırı bir şekilde alınıp yok hükmünde olan site bahçesindeki 25 adet fıstık çamının kesimi ve bahçenin kullanım şekil ve peyzajını değiştirmeye yönelik adi oy çokluğu ile alınmış bulunan kararların iptaline, kesim gerçekleştirilen bahçeye aynı özelliği haiz ve piyasada mevcut en yaşlı fıstık çamı fidanı dikilmek suretiyle bahçenin eski hale getirilmesine, dava sonuçlanıncaya kadar site yönetiminin site bahçesine olası müdahalesinin ihtiyati tedbir yolu ile önlenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava kat malikleri kurulu kararının iptali ve eski hale getirme istemine ilişkindir.
Dava, birden fazla parsel üzerinde kurulu sitede, kat malikleri kurulu kararının iptali ve eski hale getirme istemine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerle, tapu kayıtlarının incelenmesinden; davaya konu sitenin birden fazla parsel üzerinde kurulu olduğu ve Kat Mülkiyeti Kanununda değişiklik yapılmasına ilişkin 5711 sayılı Kanunun 22. maddesi ile Kat Mülkiyeti Kanununun 66. ve devamı maddelerinde düzenlenen Toplu Yapılara İlişkin Özel Hükümler uyarınca sitede henüz toplu yapı yönetimine geçilmediği anlaşıldığından uyuşmazlıkta, kat mülkiyeti hükümlerinin değil, genel hükümlerin uygulanması gerekmektedir.
Hukukî uyuşmazlıklarda asliye mahkemelerinin görevi asıl, sulh mahkemesinin görevi ise istisnadır. Özel bir kanun hükmü ile açıkça sulh mahkemesinde bakılacağı bildirilmeyen bütün dava ve işler asliye mahkemesinde görüleceğinden; mahkemece, davaya asliye hukuk mahkemesi görevli olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi yerine yargılamaya devam edilerek esas hakkında bir karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Ayrıca, kabule göre de 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297. maddesinde, bir mahkeme hükmünün kapsamının ne şekilde olması gerektiği açıklanmıştır. “Hükmün Kapsamı” başlıklı 297. maddede, “(1) Hüküm "Türk Milleti Adına" verilir ve bu ibareden sonra aşağıdaki hususları kapsar. a) Hükmü veren mahkeme ile hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin ad ve soyadları ile sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa hükmün hangi sıfatla verildiğini. b) Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanunî temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerini. c) Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukukî sebepleri. ç) Hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini. d) Hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzalarını. e) Gerekçeli kararın yazıldığı tarihi. (2) Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” şeklinde düzenleme getirilmiştir.
Yukarıda anılan kanun hükümleri gereğince mahkeme hükmünün “Türk Milleti Adına” verildiğinin belirtilmemesi, hükme karşı başvurulacak kanun yolları ile sürelerinin belirtilmemiş olması da bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer yönlerin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 10/12/2018 günü oy birliği ile karar verildi.