1. Hukuk Dairesi 2015/7446 E. , 2018/586 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, tenkis davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil, olmazsa tenkis isteğine ilişkindir.
Davacı, mirasbırakan babası ...’in ... ilçesi, ...Evler mevkiinde bulunan 28/02/1953 tarih, Cilt no: 56, Sayfa No:19, Sıra: 115"de kayıtlı 9400 m2"lik taşınmazı satın alıp davalı oğlu adına tescil ettirdiğini, temlik tarihinde davalının gelirinin ve taşınmaz satın alacak durumunun olmadığını, yapılan bu işlemin gizli bağış niteliğinde olup, mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, davalı adına olan tapu kaydının miras payı oranında iptal ve tesciline, olmazsa tenkise karar verilmesini istemiştir.
Davalı ..., davaya cevap vermemiş, yargılama aşamasında iptali istenen taşınmazın adına tescilli olmadığını, ... soyisimli kişilere ait olduğunu, taşınmazın tapu kaydının bulunmadığını, halen kadastrosunun devam edip davanın derdest olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Dahili davalı ... davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın henüz tapuya kayıtlı değilken tapusuz şekilde zilyetliğin devrine yönelik olan işlemlerde muris muvazaa iddiasının dinlenemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine, murisin saklı pay ihlaline yönelik TMK ‘nın 565. maddesi kapsamında herhangi bir tasarrufunun tespit edilememesi nedeniyle de tenkis talebinin reddine karar verilmiştir.
Mirasbırakan ...’in 7.4.2013 tarihinde öldüğü, geride mirasçıları olarak dava dışı çocukları ..., ..., ..., ..., ..., ..., eşi ... ile davacı kızı ... ve davalı oğlu ...’ın kaldıkları, çekişme konusu taşınmazın dava dışı kişiler adına tapuda kayıtlı olduğu,12.07.1991 tarihli harici satış senedi ile ... tarafından davalıya satıldığı, bu arada taşınmazın Kadastroca tespit edildiği ve ... Kadastro Mahkemesi’nin 2013/25 Esas sayılı dosyası ile tespite itiraz davasının sürdüğü sabittir.
Bilindiği gibi, gerek 01.04.1974 günlü 1/2 sayılı, gerekse 16.03.1990 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararlarında açıkça vurgulandığı üzere "muris muvazaası, miras bırakanın danışıklı olarak mirasçılarını miras hakkından yoksun bırakmak amacı ile gerçekte bağışlamak istediği tapuda kayıtlı taşınmaz mal hakkında, tapu sicil memuru önünde iradesini satış doğrultusunda açıklaması halinde, saklı pay sahibi olsun ya da olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçıların görünürdeki satış sözleşmesinin B.K"nun 18.maddesine dayanarak muvazaalı olduğunu ve gizli bağış sözleşmesinde şekil koşulundan yoksun bulunduğunu ileri sürerek, dava açabilmelerine olanak veren hukuki bir olgu olarak tanımlanmaktadır." görüldüğü üzere, murisin temliki tasarruflarının iptaline imkan tanıyan bu içtihadı birleştirme kararının uygulanabilmesi için, temliki tasarrufa konu yapılan taşınmazın murisin tapulu malı olması, gerçekte bağışlamak istediği bu malı ile ilgili olarak tapu memuru huzurunda iradesini satış doğrultusunda açıklaması gerekmektedir.
Somut olayda söz konusu işlemin 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı kapsamında kaldığı söylenemez. Bu nedenle muvaaza koşullarının gerçekleşmediği gözetilerek tapu iptali ve tescil talebinin reddedilmesinde isabetsizlik yoktur.Davacının bu yöne ilişkin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddine.
Davacının tenkise yönelik temyiz itirazlarına gelince ; yukarıda da değinildiği üzere satış bedelinin mirasbırakan tarafından ödendiğinin kanıtlanması halinde tenkis hükümlerinin uygulanacağı kuşkusuzdur. Ne var ki Mahkemece bu yönde bir araştırma yapılmamıştır.
Hâl böyle olunca tarafların bedelin muris tarafından ödenip ödenmediği hususunda bildirdikleri delillerin toplanması, ... Kadastro Mahkemesinde devam eden tespite itiraz davasının değerlendirilmesi,varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken tenkis bakımından noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Davacının yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile yukarıda açıklanan nedenlerden ötürü hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 31/01/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.