21. Hukuk Dairesi 2016/19649 E. , 2017/2537 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, murisinin ... kapsamındaki hizmetlerinin geçerli olduğunun ve yurtdışı hizmetlerinin geçerli olduğunun ve yurtdışı borçlanma hizmeti ile birlikte tahsis talep tarihinden itibaren ölüm aylığı almaya hak kazandığının tespitine, aksi yöndeki Kurum işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davacının tüm, davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2- Asıl davada talep, murisleri ..."nin davalı Kurumca iptal edilen sigortalı çalışmalarının gerçek olduğunun tespiti ile ölüm aylığı bağlanması, birleşen davada talep ise murislerinin 1971-1972-1973 tarihlerindeki çalışmarının geçerli olduğunun tespitine karar verilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, iş bu dava dosyası bağlamında dava tarihi itibariyle koşulları oluşmadığından davanın reddine, Mahkememizin birleşen 2014/152 dosyası bakımından davanın kısmen kabul ve kısmen reddi ile; Davacı ...’nin murisi ... T.C. kimlik numaralı ...’nin 20/04/1971-30/06/1971 tarihleri arasındaki 10 günlük ... hizmetinin geçerli olduğunun tespitine, daha fazlaya süreye ilişkin davacı tarafın isteminin reddine, davacının 19/09/2014 tarihli tahsis talep tarihini takip eden 01/10/2014 tarihi itibariyle 5510 sayılı yasa kapsamında ölüm aylığına hak kazandığının tespitine, aksi yöndeki kurum işleminin iptaline karar verilmiş ise de bu sonuca hatalı değerlendirme ile gidilmiştir.
Somut olayda; Mahkemece 04.03.2015 tarihinde 2012/645 E. 2015/129 K. sayılı karar ile; " Davacı ...’nin murisi ... T.C. kimlik numaralı ...’nin 20/04/1971-30/06/1971 tarihleri arasındaki 10 günlük ... hizmetinin geçerli olduğunun tespitine, davacının 19/09/2014 tarihli tahsis talep tarihini takip eden 01/10/2014 tarihi itibariyle 5510 sayılı yasa kapsamında ölüm aylığına hak kazandığının tespitine, aksi yöndeki kurum işleminin iptaline" karar verildiği, kararın davalı Kurum vekili tarafından süresinde temyiz edildiği, Dairemizin 18.02.2016 tarih, 2015/9111E. 2016/2410 K. sayılı kararı ile; " murisin 20/04/1971-30/06/1971 tarihleri arasındaki 10 günlük ... hizmetinin geçerli olduğunun tespitine karar verilmesi doğru ise de, davacının tahsis talep tarihi itibariyle aylık bağlama koşullarına sahip olmamasına karşın daha sonra bu koşulları sağlaması halinde takip eden aybaşından itibaren aylık bağlanmasının hatalı olduğu " gerekçesi ile yapılacak iş de belirtilerek hükmün bozulduğu görülmüştür.
Mahkemece, Dairemizin 18.02.2016 tarih, 2015/9111E. 2016/2410 K. sayılı bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Bozma ilamında, açıkça " Mahkemece asıl dava açısından dava tarihi itibariyle koşulları bulunmayan davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı biçimde davanın kabulüne karar verilmesi, birleşen dava açısından da kısmen kabul kararı verilmiş olmasına rağmen davalı Kurum lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi" gerektiği belirtilmesine rağmen ve kural olarak her davanın açıldığı tarihteki koşullara göre sonuçlandırılacağı ve henüz uyuşmazlık doğmadığından bir hakka dava tarihinden sonraki bir tarihten itibaren hak kazanıldığı yönünde hüküm kurulamayacağı dikkate alınmaksızın davacının sonradan yatırdığı prim ödemesine göre davanın sonuçlandırılması hatalıdır.
Mahkemece bozmaya uyulduğu halde, bozma gerekleri yerine getirilmemiştir. 09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca bozma kararına uyan mahkeme artık bozma kararı gereğince işlem yapmak ve hüküm vermek zorundadır.
Bozma ilamının gerekleri yerine getirilmeden ve özellikle dava tarihinden sonra ödenen prim ödemesine göre yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur.
Yapılacak iş; Dairemizin 18.02.2016 tarih, 2015/9111E. 2016/2410 K. sayılı bozma ilamında açıkça belirtilen şekilde tespit edilen duruma göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenlerden davacı"ya yükletilmesine,
28.03.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.