3. Hukuk Dairesi 2020/6232 E. , 2021/6329 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalılardan ... Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı A.Ş. ve davacılar tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; mesken olarak kullanmakta oldukları taşınmazı 08/03/2013 tarihinde davalı ...Ş."den satın aldıklarını, bahçe peyzajı için ... Botanik Peyzaj Proje ve Uygulama A.Ş. ile anlaştıklarını, bahçe düzenleme tadilatından sonra taşınmazın su almaya başladığını, özellikle yatak odasında ağır hasar meydana geldiğini, site yönetimine başvurulmasına rağmen sonuç alınamadığını, İstanbul Anadolu 19. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/92 D. İş sayılı dosyasında yapılan tespit neticesinde taşınmazın ayıplı olarak teslim edildiğinin anlaşıldığını, ayıpların giderilmesi amacıyla davalı ...Ş." ye yapılan ihtarnameye cevap verilmediğini belirterek taşınmazda oluşan hasarın tazmini için 22.500TL, ayıpların giderimi için 10.000TL, yaşanılan bu durumlar nedeniyle uğranılan manevi zarar için 20.000TL"nin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Botanik şirketi, bahçe düzenlemesinden kaynaklı bir zararın söz konusu olmadığını belirterek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece davalı ...Ş." nin yokluğunda yapılan yargılama neticesinde, davalı ... Botanik Peyzaj Proje ve Uygulama A.Ş. yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalı ...Ş. yönünden davanın kısmen kabulü ile 22.500 TL"nin davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin maddi tazminat istemi ile manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiştir. Hükmün,davalı ...Ş. tarafından temyizi üzerine, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 15/03/2018 tarihli, 2016/7741 esas ve 2018/3115 karar sayılı ilamı ile; davalı ... Şirketi"ne usulüne uygun bir şekilde dava dilekçesi tebliğ edilmemiş olmasına rağmen; davalının yokluğunda yargılamaya devam edilmiş ve hüküm kurulmuş olması doğru görülmediğinden hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyulmak suretiyle yapılan yargılama neticesinde; davalı ... Botanik Peyzaj Proje ve Uygulama A.Ş. yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalı ...Ş. yönünden davanın kısmen kabulü ile 22.500TL"nin davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin maddi tazminat istemi ile manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı ...Ş. ve davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-)Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının temyiz itirazları yerinde değildir.
2-)Davacı, satın alınan taşınmazda meydana gelen ayıp nedeniyle oluşan zararlarının tazmini amacıyla eldeki davayı açmış; davalı ... Şirketi ise bozma ilamı sonrası sunmuş olduğu cevap dilekçesi ile taşınmazın 11/01/2012 tarihinde teslim edildiğini, davacının süresinde ayıp ihbarında bulunmadığını, taşınmazdaki tadilat işlemleri nedeniyle zararın oluştuğunu savunmuş, bozma ilamı öncesi alınmış olan bilirkişi raporuna itiraz etmiştir.
Mahkemece, bozma ilamı öncesi alınmış olan bilirkişi raporu doğrultusunda zararın imalat hatasından kaynaklandığı belirtilerek hüküm kurulmuştur. Ancak, karara dayanak yapılan bilirkişi raporunda, taşınmazda meydana gelen zararın nasıl ve neden oluştuğu hususları açıklanmamış, açık ayıp gizli ayıp ayrımı net bir şekilde yapılmamıştır.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 4077 sayılı TKHK.’nun 4. maddesinin 2. fıkrası hükmüne göre; tüketici, malın teslimi tarihinden itibaren otuz gün içerisinde açık ayıpları satıcıya bildirmekle yükümlüdür. Tüketici bu durumda, bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’da gizli ayıpların ne kadar sürede satıcıya ihbar edileceğine dair bir hüküm bulunmamaktadır. Öyle olunca, 4077 sayılı TKHK’nun 30. maddesi gereğince, bu kanunda hüküm bulunmayan hallerde, genel hükümlere göre uyuşmazlığın çözümü gerekli olduğundan, dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 Sayılı TBK.’nun bu konudaki 223. maddeye göre, (818 sayılı BK"nun 198.maddesi), alıcı, teslim aldığı malı işlerin olağan akışına göre, imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp gördüğü zaman bunu satıcıya uygun süre içinde ihbar etmekle yükümlüdür. Bunu ihmal ettiği takdirde, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirme ile meydana çıkarılamayacak bir ayıp bulunması halinde, bu ayıp sonradan meydana çıkarsa, bu durumu da hemen satıcıya bildirmediği takdirde yine satılanı bu ayıp ile birlikte kabul etmiş sayılır. O halde, gizli ayıpların, dava zamanaşımı süresi içinde ve ayıp ortaya çıktıktan sonra hemen (dürüstlük kuralına uygun olan en kısa sürede), ihbar edilmesi; ayıbın açık mı, yoksa gizli mi olduğunun tayininde ise, ortalama (vasat) bir tüketicinin bilgisinin dikkate alınması, gerekmektedir.
Somut olayda; davacı dava dilekçesinde yatak odasının daha önce de rutubet aldığını, bunun müteahhit firmaya bildirildiğini, müteahhit firma tarafından yapılan inceleme neticesinde rutubet alan cephede yalıtımın unutulduğunun anlaşıldığını belirtmiş, davalı ... Şirketi ise cevap dilekçesinde taşınmazın 11/01/2012 tarihinde teslim edildiğini, ihbar yükümlülüğünün süresinde yerine getirilmediğini, zararın peyzaj çalışmaları nedeniyle meydana geldiğini savunmuştur.
Hal böyle oluca, Mahkemece, dava konusu taşınmazdaki zararın nedeninin, davalının sorumluluğunun ve varsa ayıbın gizli ayıp mı yoksa açık ayıp mı olduğu hususlarının belirlenmesi amacıyla yeniden bilirkişi raporu alınarak, dosyada yer alan 11/01/2012 tarihli konut teslim tutanağı ve taraf beyanları da değerlendirilmek suretiyle uyuşmazlığın giderilmesi gerekirken davalının yokluğunda yapılan keşif neticesinde alınan denetime elverişli olmayan yetersiz bilirkişi raporu doğrultusunda hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma nedenine göre, davalının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davalı yararına BOZULMASINA, (3) nolu bent gereğince davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 09/06/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.