4. Hukuk Dairesi 2016/473 E. , 2017/8703 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... Doğan tarafından, davalılar ... Gazetecilik Basım Yayın San. ve Tic. A.Ş. ve diğerleri aleyhine 25/01/2013 gününde verilen dilekçe ile basın yoluyla kişilik haklarına saldırıdan kaynaklanan manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın davalı ... yönünden kısmen kabulüne, diğer davalılar yönünden reddine dair verilen 19/02/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, basın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeni ile manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın davalı ... yönünden kısmen kabulüne, diğer davalılar yönünden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, davalı ...’nun yönetim kurulu başkanı olduğu, davalı ... Gazetecilik Basım Yayın San. ve Tic. A.Ş.’ye ait Aydınlık gazetesinde yayınlanan 16/01/2013, 17/01/2013, 18/01/2013, 19/01/2013 ve 20/01/2013 tarihli yazılarda, davalı ...’un aksi ispatlanmış, gerçek dışı ve asılsız iddialarına yer verilmesi nedeniyle davacının kişilik haklarının saldırıya uğradığını belirterek oluşan manevi zararın tazmini isteminde bulunmuştur.
Davalılar, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davanın davalı ... yönünden kısmen kabulüne, diğer davalılar yönünden reddine karar verilmiştir.
Basın özgürlüğü, Anayasa"nın 28. maddesi ile 5187 sayılı Basın Kanunu"nun 1. ve 3. maddelerinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemelerde basının özgürce yayın yapmasının güvence altına alındığı görülmektedir. Basına sağlanan güvencenin amacı; toplumun sağlıklı, mutlu ve güvenlik içinde yaşayabilmesini gerçekleştirmektir. Bu durum da halkın dünyada ve özellikle içinde yaşadığı toplumda meydana gelen ve toplumu ilgilendiren konularda bilgi sahibi
olması ile olanaklıdır. Basın, olayları izleme, araştırma, değerlendirme, yayma ve böylece kişileri bilgilendirme, öğretme, aydınlatma ve yönlendirmede yetkili ve aynı zamanda sorumludur. Basının bu nedenle ayrı bir konumu bulunmaktadır.
Bunun içindir ki, bu tür davaların çözüme kavuşturulmasında ayrı ölçütlerin koşul olarak aranması, genel durumlardaki hukuka aykırılık teşkil eden eylemlerin değerlendirilmesinden farklı bir yöntemin izlenmesi gerekmektedir. Basın dışı bir olaydaki davranış biçiminin hukuka aykırılık oluşturduğunun kabul edildiği durumlarda, basın yoluyla yapılan bir yayındaki olay hukuka aykırılık oluşturmayabilir.
Ne var ki basın özgürlüğü sınırsız olmayıp, yayınlarında Anayasa"nın Temel Hak ve Özgürlükler bölümü ile Türk Medeni Kanunu"nun 24. ve 25. maddesinde yer alan ve yine özel yasalarla güvence altına alınmış bulunan kişilik haklarına saldırıda bulunulmaması da yasal ve hukuki bir zorunluluktur.
Basın özgürlüğü ile kişilik değerlerinin karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin çatışan iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Bu iki değerden birinin diğerine üstün tutulması gerektiği, bunun sonucunda da, daha az üstün olan yararın daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Bunun için temel ölçüt kamu yararıdır. Gerek yazılı ve gerekse görsel basın bu işlevini yerine getirirken, özellikle yayının gerçek olmasını, kamu yararı bulunmasını, toplumsal ilginin varlığını, konunun güncelliğini gözetmeli, haberi verirken özle biçim arasındaki dengeyi de korumalıdır. Yine basın, objektif sınırlar içinde kalmak suretiyle yayın yapmalıdır. O anda ve görünürde var olup da sonradan gerçek olmadığı anlaşılan olayların yayınından da basın sorumlu tutulmamalıdır.
Dosya kapsamından; davalı ...’un 2010 yılındaki iddialarına dair aradan üç yılı aşkın bir süre geçtikten sonra yeniden davalı ile yapılan röportaja dayanılarak, davalı ...’nun yönetim kurulu başkanı olduğu, davalı ... Gazetecilik Basım Yayın San. ve Tic. A.Ş.’ye ait Aydınlık gazetesinde dava konusu yazıların yayınlandığı anlaşılmaktadır. Dava konusu yazılarda; davacıya ilişkin güncelliği bulunmayan olaylara ve iddialara yer verilmiş kişilik haklarına saldırı gerçekleşmiştir. Şu durumda, davalılar ... Gazetecilik Basım Yayın San. ve Tic. A.Ş. ve ...’nın tazminat sorumluluğu bulunduğu halde, yanılgılı ve yersiz gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda belirtilen nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacının davalı ...’a yönelik temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 26/12/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.