4. Hukuk Dairesi 2016/2742 E. , 2017/8706 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve ... aleyhine 13/06/2014 gününde verilen dilekçe ile haksız eylemden kaynaklanan manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 20/05/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi taraflar vekillerince süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Davacının diğer temyiz itirazlarına gelince;
Dava, haksız eylemden kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, davalıların davacıyı darp ederek yaralanmasına sebebiyet verdiklerini, ceza yargılaması sonunda cezalandırıldıklarını beyan ederek oluşan manevi zararın tazmini isteminde bulunmuştur.
Davalılar, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davacının davalıların haksız eylemlerinden dolayı yaralandığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
a) Türk Borçlar Kanunu 56. maddesi (BK 47. maddesi) hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Davaya konu olan olayda; olayın oluş şekli, olay tarihi, davacının yaralanma derecesi ve açıklanan ilkeler dikkate alındığında davacı lehine hükmedilen manevi tazminat tutarı azdır. Daha üst düzeyde manevi tazminata hükmedilmesi gerekir. Kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
b) 6100 sayılı HMK"nın 297/2. maddesinde; ""Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir"" şeklinde düzenleme mevcuttur.
Davacı vekili, dava dilekçesinde tazminata olay tarihinden itibaren yasal faiz hükmedilmesini talep ettiği halde HMK’nın 297. maddesine aykırı biçimde bu isteme ilişkin olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi doğru değildir. Bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.
3-Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince;
Mahkemece, yargılama gideri 135,10 TL olarak hesaplandığı halde 900,00 TL’nin davalılardan tahsiline karar verilmesi doğru olmamıştır. Kararın bu nedenle de bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (2/a-b) sayılı bentlerde açıklanan nedenlerle davacı yararına, (3) sayılı bentte gösterilen nedenle davalı yararına BOZULMASINA, tarafların diğer temyiz itirazlarının ilk bentte açıklanan nedenlerle reddine ve taraflardan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 26/12/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.