3. Hukuk Dairesi 2014/19155 E. , 2015/1468 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ORDU 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/09/2013
NUMARASI : 2012/160-2013/470
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda yerel mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dilekçesinde; davacı ve davalının kardeş olup, ortak murislerinin bir vasiyetname düzenlediğini, bu vasiyetnameye göre, murisin ölümünü takip eden hasat mevsimindeki kuru değirmenlik fındığın davalı tarafından davacıya verilmesi gerektiği, davalının vasiyetnameyi kabul etmesine rağmen, vasiyette yazılı bu edimini yerine getirmediğini, vasiyetnamede yazılı 5000 kg fındık bedeli olan 35.500 TL"nin tahsili amacı ile davalı aleyhine icra takibi yaptıklarını, davalının da bu takibe itirazda bulunduğunu beyan ederek, itirazın iptaline ve %40 inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı savunmasında; vasiyetnamenin tenfiz edilmediğini, vasiyetnameye konu taşınmazların kendisine intikal etmediğini, bu nedenle de davacının talepde bulunmasının mümkün olmadığını, alacağın likit olmaması nedeni ile inkar tazminatına karar verilemeyeceğini beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; vasiyetnamenin tenfizi davasında, davalı konumunda bulunan davacının, o davada "yer istemediği, babası ne bıraktı ise onu istediği, ayrıca vasiyetnamenin yerine getirilmesini talep ettiği" şeklinde beyanda bulunduğu, vasiyetnamenin tenfizine karar verildiği, bu nedenle de davanın konusuz kaldığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Dosyada mevcut ve ortak muris tarafından düzenlenmiş bulunan vasiyetnamenin incelenmesinden, davacıya 5000 kg kuru fındık vermesi karşılığında, 3 parça taşınmazın davalıya bırakıldığı anlaşılmıştır. Davalı tarafından, davacı aleyhine açılan vasiyetnamenin tenfizi davasında davanın kabulüne karar verildiği, ancak karar tebliğe çıkarılmadığı için kesinleşmediği görülmüştür.
Mirasbırakan, ölüme bağlı tasarruf ile hukuka ve ahlaka aykırı olmamak koşulu ile kanuni ya da atanmış mirasçılar lehine belirle mal vasiyet edilenlere, birşey yapmak ya da yapmamak şeklinde; kendisi ve üçüncü kişiler yararına alacak hakkı doğuracak şekilde mükellefiyet yükleyebileceği gibi, tasarrufu bu şarta da bağlayabilir. (TMK. m. 515)
Bu şart mirasbırakanın ölümünden önce tahakkuk edecek bir şart olabileceği gibi, ölümünden sonrasına ilişkin bir şartta olabilir. Şarta bağlı olarak lehine mal vasiyet olunan şahsın, bunu kazanabilmesi için tasarrufta öngörülen şartın gerçekleşmesi gerekir. Başka bir ifade ile, şart gerçekleşirse ölüme bağlı tasarruf hüküm ifade eder. (BK.m. 149/2)Aksi halde, tasarruf hiç bir hüküm meydana getirmez.
Somut olayda; ortak muris tarafından şarta bağlı bir vasiyetname düzenlenmiştir. Yukarıda açıklanan mevzuat ve ilkeler gereğince, şarta bağlı olarak yapılan bu vasiyetname geçerlidir. Ne var ki; murisin, taşınmazların davalıya intikal edebilmesi için öngördüğü şart olan, 5000 kg kuru fındık davalı tarafından davacıya verilmemiştir.
Davacının da açtığı bu dava ile, tahsiline karar verilmesini talep ettiği alacak, vasiyetnamede belirtilen kuru fındık bedelinin verilmesidir.
Öyle ise mahkemece, bu hususlar dikkate alınarak, yapılacak yargılama neticesinde hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 27.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.