Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/9062
Karar No: 2015/1475
Karar Tarihi: 27.01.2015

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2014/9062 Esas 2015/1475 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2014/9062 E.  ,  2015/1475 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ADANA 7. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 20/11/2013
    NUMARASI : 2012/827-2013/571

    Taraflar arasında görülen tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda yerel mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Davacı vekili dilekçesinde; müvekkili olan davacıya ait aracın, davalı noterde düzenlenmiş bulunan sahte vekalet ile, 3.kişiler tarafından satıldığını beyan ederek, araç bedeli olan 15.000 TL"nin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı savunmasında; işlem tarihi olan 2006 yılında, henüz kimlik sorgulama dönemi başlamadığı için, yapılan kimlik incelemesinin tamamen mekanik olduğunu, tüm dikkat ve özenin gösterilmesine rağmen, ibraz edilen sürücü belgesinin sahte olduğunun anlaşılamadığını, meydana gelen zarar ile, eylem arasındaki illiyet bağının kesildiğini beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre, davalı notere ibraz edilen sürücü kimlik belgesinin iğfal kabiliyetinin bulunduğu, bu nedenle de eylem ile meydana gelen zarar arasındaki illiyet bağının kesildiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
    Noterlik Kanununun 1.maddesi gereğinci; noterliğin bir kamu hizmeti niteliğinde bulunduğu, hukuki güvenliği sağlamak ve anlaşmazlıkları önlemek için işlemleri belgelendiren bir kurum olduğu belirtilmiştir. Görevi belge ve işlemlere resmiyet kazandırmak olan noterlerin yaptıkları işlemler dolayısıyla meydana gelecek zarardan ötürü sorumlu tutulması bir zorunluluk olarak kendini göstermektedir.
    Noterlerin yaptıkları hizmet dolayısıyla sorumlulukları, halen yürürlükte bulunan 1512 sayılı Noterlik Kanununun 162.maddesinde hüküm altına alınmıştır.Buna göre; "Stajyer kâtip ve kâtip adayları tarafından yapılmış olsa bile noterler, bir işin yapılmamasından ya da hatalı yahut eksik yapılmasından dolayı zarar görmüş olanlara karşı sorumludurlar. Noter, birinci fıkra gereğince ödediği miktar için işin yapılmaması, hatalı ya da eksik yapılmasına sebep olan stajyer yada noterlik personeline rücu edebilir."
    Noterlik Kanununun 162.maddesinde kusurdan söz edilmemiştir. Bu nedenle noterlerin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olarak düzenlendiği anlaşılmaktadır. (Nart Serdar, Noterlerin Hukuki sorumluluğu, Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi. Cilt 11 Özel s. 2009 s 425-452, Düzgün Aslan Ülgen, Noterlerin Mesleki Sorumluluk Sigortası s. 492-494 Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi C.XVII, Y. 2013 s.1-2 )
    Buradaki sorumluluğun 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 66. (818 sayılı Borçlar Kanunu madde 55) maddesindeki sorumluluğun ağırlaştırılmış şekli olduğu sonucuna varılmaktadır.
    Noterlik Kanununun 162.maddesinde, noterin kendi yaptığı işten ve çalışanının yaptığı işten dolayı sorumluluğu düzenlenmiş ve aynı hukuki rejime tabi kılınmıştır. Bu sorumluluk adam çalıştıranın sorumluluğuna benzemez. Zira, adam çalıştıranın sorumluluğunda kurtuluş kanıtı getirme imkanı sağlanmış iken, bu sorumlulukta kurtuluş kanıtı getirme imkanı tanınmamıştır. Bu yönü itibariyle, ağırlaştırılmış özen yükümlülüğünün ihlalinden kaynaklanan sorumluluk olduğu sonucuna varılmaktadır. Noterlik Kanununun 162. maddesinde, kurtuluş kanıtı getirme imkanı tanınmamıştır. Noter, gerekli özeni gösterdiğini iddia ederek sorumluluktan kurtulamayacaktır. Ancak, gerekli özeni göstermiş olsa bile, zararın doğmasına engel olamayacağını ispat ederek, sorumluluktan kurtulabilir. Bu husus, nedensellik bağının kesilmesidir.Bunun ispatı da; davalı notere aittir.
    Uygulamada; noterler aleyhine, en çok otomobil ve taşınmaz alım satımlarında meydana gelen zararlar bakımından dava açılmaktadır. Bu davalarda; aracın haksız zilyetleri tarafından kullanılan sahte kimlik, vekâletname veya araç trafik tescil belgelerinin sahteliğinin noterlerce ve çalışanları tarafından belirlenip belirlenmediği hususları araştırma konusu olabilmektedir. Tüm bu durumlarda noterin veya çalışanının kimlik veya belge üzerinde yeterli incelemeyi yapıp yapmadığı, dolayısıyla özen yükümlülüğüne uygun davranıp davranmadığı araştırılmaktadır. Noterin ilgililerin hukukî menfaatlerini korumak için araştırma ve aydınlatma görevi vardır. Noterlik Kanunu’nun 72. maddesine göre; noter, iş yaptıracak kimselerin kimlik, adres ve yeteneğini ve gerçek isteklerinin tamamını öğrenmekle yükümlüdür. Bu cümleden hareketle noterin veya çalışanının her zaman belgenin sahte olup olmadığını anlamasını ve tetkik etmesini yani grafolojik bir inceleme yapması beklenemez. Ancak; belgenin veya kimliğin ilk bakışta sahte olup olmadığı veya kimlikte şekli anlamda var olması gereken bir bilginin olmaması yahut olmaması gereken bir ibarenin bulunması noter veya çalışan tarafından dikkat edilmesi gereken hususlardandır. Bu gibi hâllerde noterin veya çalışanının gerekli özeni göstermesi beklenir. Aksine davranış özen yükümlülüğünün ihlâlidir.
    Yargıtay uygulamasına göre; belgenin sahteliği hususundaki en önemli kıstas belgenin veya kimliğin aldatma yeteneğine (iğfal) sahip olup olmamasıdır. Yargıtay bir çok kararında; aldatma (iğfal) yeteneği bulunan belgelerin kullanılmasını üçüncü kişinin ağır kusuru olarak nitelendirmiş ve noterin sorumluluğu bakımından illiyet bağını kestiğini kabul etmiştir. Zarar doğuran işlem veya eylemde aldatma (iğfal) kabiliyetine sahip bir kimlik veya belgesinin kullanılması hâlinde noterin sorumluluğunun doğmayacağının kabul edilmesi gerekir. Ancak, detaylı bir incelemeyle ortaya çıkacak sahteliğin fark edilmesi noter veya çalışanından beklenemeyecek bir durumdur.
    Ayrıca, Yargıtay bazı kararlarında; nüfus cüzdanındaki seri ve T.C kimlik numarasının bulunmaması, numaranın on bir haneli olmaması, eksik veya fazla olması, doğum yerinin ilçe veya merkez ilçe olarak yazılmaması, soğuk damganın veya motorlu araç tescil belgesinde mühür bulunmaması, tescil belgesindeki bilgilerin kullanılan kimlik ile veya motor sicil numarası veya şasi numarasının birbirine uymaması gibi hâllerini “somut sorumluluk nedenleri” olarak kabul edilmiş, noterlerin ve çalışanlarının yapmış oldukları işlemlerde, sorumluluk sebeplerini, her somut olayın özelliğine göre, ayrı ayrı değerlendirmiştir.
    Somut olayda; sahte olarak düzenlendiği iddia edilen sürücü kimlik belgesinin asıllarına ulaşılamamıştır. Sahtecilik ve grafoloji uzmanı bilirkişi de, sahte kimlik belgesinin fotokopisi üzerinde yaptığı inceleme neticesinde, belgenin iğfal kabiliyetinin bulunduğu şeklinde rapor tanzim etmiştir.
    Tüm dosya münderecatına göre, somut olayda sahte sürücü belgesi kullanılarak araç satışının yapıldığı, davacının bu nedenle zarara uğradığı sabit olduğuna göre, yukarıda da açıklandığı gibi, nedensellik bağının kesildiğinin ispatı davalı notere düşmektedir.
    Sahte sürücü kimlik belgesinin aslı ele geçirilemediğine göre, fotokopisi üzerinde yapılan sahtecilik incelemesinin de geçerli olarak kabul edilmesi mümkün değildir.
    Öyle ise mahkemece, bu esaslar gözetilerek, davalı noterin sahte sürücü belgesinin iğfal kabiliyeti bulunduğu iddiasını ispat edemediği, noterlerin sorumluluğunun da, kusursuz sorumluluk olduğu, bu nedenle de davalı noterin meydana gelen zarardan sorumlu olduğu kabul edilip, yapılacak yargılama neticesinde hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu davanın reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
    Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 27.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi