3. Hukuk Dairesi 2020/2606 E. , 2021/3494 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen alacak davasının kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesince yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davalı ve dahili davalının istinaf başvurusunun kabulüne yönelik olarak verilen kararın süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; kurdukları iş ortaklığı ile davalı ...’nden ihale yoluyla iş aldıklarını, bu işe ilişkin belediyeye 62.500,00 TL bedelli teminat mektubu verdiklerini, işin gereği gibi yerine getirilmesi ve SGK"ca düzenlenmiş 09.06.2016 tarihli ilişiksiz belgesine rağmen belediyenin teminat mektubunu iade etmediği gibi, 20.06.2016 tarihinde muhatap bankadan nakde çevirerek SGK ... İl Müdürlüğü"nün ... İnş. Temz. San ve Tic. Ltd. Şti.’nden olan alacağı nedeniyle 18.05.2016 tarihli haciz bildirisine binaen SGK’ya ödeme yaptığını, haciz bildirisine konu olan prim borçlarının adi ortaklığın borcu olmadığını, 16.06.2016 tarihinde yapılandırıldığını, dolayısı ile teminat mektubunun nakde çevrildiği 20.06.2016 tarihinde ... İnş. Temz. San Ve Tic. Ltd. Şti.’nin de SGK ... İl Müdürlüğü"ne ödenmesi gereken vadesi gelmiş borcunun bulunmadığını beyan ederek 62.500,00 TL"nin ödeme tarihi olan 22.06.2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı; ... SGK İl Müdürlüğü"nün belediyelerine gönderdiği 18.05.2016 tarihli haciz bildirisine binaen 23.06.2016 tarihinde teminatı paraya çevirerek ödeme yaptıklarını, yapılandırma yapılmasına rağmen tahsilat işlemlerine devam eden ... SGK İl Müdürlüğü’nün kusurlu olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
İlk derece mahkemesince; davanın kabulüne, teminat mektubu bedeli olan 62.500,00 TL’nin ödeme tarihi olan 22/06/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesinin kararına karşı, davalılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge adliye mahkemesince; sözleşmede teminatın haczedilemeyeceği idareyi korumaya matuf bir hüküm olup, davacılar lehine yorumlanmasına olanak bulunmadığından ve davalı belediyenin, ... SGK İl Müdürlüğü"nün talebi üzerine teminat mektubunu nakde çevirerek bildirilen hesap numarasına yatırmış olduğundan sebepsiz zenginleştiğinden de bahsedilemeyeceğinden, davalı belediyenin herhangi bir sorumluluğu olmayıp davacı alacak talebini koşulların oluşması halinde ancak SGK"ya karşı ileri sürebilir kanaatiyle davalı ve davaya dahil edilen SGK"nın istinaf itirazlarının kabulü ile kararın kaldırılmasına, davaya dahil edilen SGK hakkında usulüne uygun açılmış dava bulunmadığından ... hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davalı ... hakkında açılan davanın reddine karar verilmiş; karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre, davacının davalı SGK"ya yönelik temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-) Davacının davalı Belediye hakkındaki temyiz itirazlarına gelince 6098 sayılı TBK"nın 638. maddesi (818 sayılı mülga BK."nun 534. maddesi) hükmüne göre; adi ortaklığın iktisap ettiği veya şirkete devredilen şeyler, alacaklar, mallar, haklar, ayni haklar şirket sözleşmesinde kabul edilen kurallara uygun olarak şirketin müşterek malı olur. Ortaklık sözleşmesinde aksine bir hüküm bulunmadıkça, bir ortağın alacaklıları, haklarını ancak o ortağın tasfiyedeki payı üzerinde kullanabilirler.
Yine TBK"nın 622 ve 623. maddesinde (818 sayılı mülga BK."un 522. ve 523. maddesinde) ortakların ortaklığa ait bütün kazançları aralarında taksim etmekle yükümlü oldukları, aksine bir anlaşma olmadıkça her ortağın, kâr ve zarardan hissesinin eşit olacağı belirtilmiştir.
Buna göre, adi ortaklıkta, ortağın kişisel alacaklıları borçlu ortağın şirketteki kâr payını veya adi ortaklığın tasfiye edilmesi halinde borçluya isabet edecek tasfiye payını haczettirebilir. Ayrıca adi ortaklığın tasfiye edilmesi halinde borçluya isabet edecek tasfiye payının da haczi mümkün bulunmaktadır. Bir diğer anlatımla, bir ortağın alacaklıları haklarını ancak o şerikin tasfiyedeki payı üzerinde kullanabilirler, ancak şirket sözleşmesinde bu kuralın aksi de kararlaştırılabilir. Ne var ki, henüz adi ortaklığa ait kazancın ortaklar arasında taksim edilmediği veya ortaklığın tasfiyesi halinde borçlu ortağa isabet edecek tasfiye payının belirlenmediği bir aşamada, adi ortaklığın yaptığı işin karşılığında üçüncü kişiden alacağının haczi mümkün değildir.
Diğer taraftan borçlunun üçüncü kişilerdeki mal, alacak ve diğer haklarının haczi 6183 sayılı yasanın 79. maddesi çerçevesinde mümkün kılınmıştır. Bu hükümle, üçüncü kişiye haciz bildirisi tebliğ edilmek suretiyle söz konusu mal, alacak ve hakların haczine imkân tanınmış, tebliğ edilen haciz bildirisine üçüncü kişinin itiraz yolu açık tutulmuştur. Kendisine haciz bildirisi gönderilen kimsenin, bu haciz bildirisine itiraz etmemesi halinde, mal elinde ve borç zimmetinde sayılır sayılır. Üçüncü kişinin bildiriye süresi içinde itiraz etmesi halinde, usulüne uygun bir haczin varlığından bahsedilemez.
O halde mahkemece; 6183 sayılı yasanın 79. maddesindeki koşulları taşımayan haciz yazısı ile anılan maddedeki sonuçların doğmayacağı ve borç üçüncü kişinin zimmetinde sayılamayacağından, haciz baskısı altında olmayan davalı belediyenin, adi ortaklığa ait alacağı 6183 sayılı Kanun gereği haciz bildirisi gönderen Kuruma ödeme mükellefiyeti bulunmadığı gözetilerek davalı belediye yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının HMK"nın 371 inci maddesi uyarınca davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, HMK"nın 373 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca dosyanın kararı veren bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 01/04/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.